Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
NEFSİMİZİN BİR HAKİKATİ VAR!
- " (...) Ufuk, o, Üstadım; "sen artık benim kanıma girmişsin" diyen... Ve ufka düşen aşk ve fikir sahibini, bir "yevmiye" mevzu ile hizaya sokan ve ölçüye getiren de o: " Nefsimizin bir hakikati var!" Bir şeyin aynı, aynı olduğu şeyden başkadır!..."
Sayfa 23 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri geldi aklıma. Genç bir ameleye ne kadar yevmiye aldığını soruyor, delikanlı elli lira diyor. Cevaben, "Evladım, gel ben sana her gün 50 lira vereyim, Kur'ân öğreteyim..." Alayım değil vereyim!
Sayfa 42
Reklam
“Dokumacı, "Savaşta," diye karşılık verdi, "güçlüler güçsüzleri, barışta da zenginler fakirleri köleleştirir. Yaşamak için çalışmak zorundayız, fakat bize o kadar düşük yevmiye veriyorlar ki, resmen ölüme terk ediliyoruz. Biz onlar için bütün gün eziyet çekerken onlar kasalarına altın yığıyor, bu arada çocuklarımız vakitsizce çöküyor ve sevdiklerimizin yüzü katılaşıp canavarlaşıyor. Üzümleri biz eziyoruz, şarabı başkaları içiyor. Darıyı biz ektiğimiz halde tabaklarımız bomboş. Zincirlerimiz olduğu halde kimsenin gözü onları görmüyor, köle olduğumuz halde insanlar bizi hür sanıyor."
Sayfa 15 - Can YayınlarıKitabı okudu
Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri genç bir ameleye ne kadar yevmiye aldığını soruyor, delikanlı 50 lira diyor. cevaben "evladım gel ben sana her gün 50 lira vereyim, Kur'an öğreteyim, alayım değil vereyim!"
Arpalık Nedir?.
Osmanlı Devleti’nde emekli olanlara ya da görevinden alınanlara için “arpalık maaşı”, daha sonraları “tekaüdiye”, “mazûliyet maaşı”, “tarik maaşı”, “rütbe maaşı” gibi adlarla emekli maaşı bağlanmaktaydı. On altıncı yüzyılda önceleri Ordu ve Saray erkânına ve Saray kapıcıbaşlarına maaşlarına ek olarak veya mazûliyet (emekli) maaşı niteliğinde ödenek olarak veriliyordu. Ardından Şeyhülislâmlık, Kadılık, Kazaskerlik gibi İlmiye ricaline de verilmeye başlandı. Daha sonra İlmiye sınıfının tüm ileri gelenleri bundan yararlandı. On yedinci yüzyılda yararlık gösteren ya da kapı halkı olan vezirlere, ümerâya ve yöneticilere de arpalık bağlandı. Sancakbeyleri, dizdarlar, muhafızlar ve tahsisat olarak gazilere de “arpalık” dağıtılırdı. “Arpalık” yukarıda anılan kişilere, bir kaza ya da sancağın yıllık gelirinin bir bölümünün “arpalık dirlik” olarak tahsis edilmesi, ya da Hazine’den “arpalık ulûfe” olarak belirli bir yevmiye verilmesidir. Arpalığın azami yıllık miktarı idareciler için 100 bin, ilmiye ricali için 70 bin, Yeniçeri Ağası için 58 bin, Saray mensupları için en yüksek tımar karşılığı olan 19.999 akçe olabilirdi. On sekizinci yüzyılda ilmiye mensupları dışındaki arpalıklar kaldırıldı. On dokuzuncu yüzyılda arpalık dağıtımları Şeyhülislâm ve çok az sayıdaki ulema ile sınırlandırıldı.
497 öğeden 321 ile 330 arasındakiler gösteriliyor.