Yıllar yılı hep sıkıntıyla yaşamışken Sümeyye, ömrünün son deminde tanışmıştı iman nuruyla ama güneş geç doğmuş; kendisi erken gelmiş ne fark ederdi; gönlünü imana açmıştı bir kez... Sümeyye, yılların eskimediği bedenini şimdi daha dik ve daha güçlü hissediyordu. Zira artık bir dayanağı vardı dünyada dünyada; her zaman el açacağı, rahmet sinesine sığınacağı... dolayasıyla , Rabbini tanımadan yaşadığı yıllarını esefle yad ederken, Allah ve Resülü’ne iman hakikati artık hayatının merkezini oluşturuyordu bu mübarek hanımın.
Sayfa 18
"Bir insanın ömrünün en iyi yılları, yirmi ve yirmi sekiz yaşlar arasındaki yıllar, bizden çalındı."...
Reklam
Yaşamın Kısalığı Üzerine'yi özetler nitelikte, "Görüyoruz ki, insan ömrünün sonuna vardın, yüz yaşındasın ya da yüzü geçtin, haydi gel, ömrünün bir muhasebesini yap. Düşünsene; tefeci, metres, patron, müşteriler ne çok zamanını aldı; karınla yaptığın kavgalarla, kölelerine verdiğin cezalarla ve kentte görevin için koşuştururken ne çok zaman kaybettin. Bunlara bizzat sebep olduğumuz hastalıkları ekle; yine boşa geçen, değerlendiremediğimiz zamanı ekle, sana ait yılların sandığından daha az olduğunu göreceksin. Geçmişini, ne zaman kesin bir plan yaptığını, ne kadar az günün tasarladığın gibi geçtiğini, ne zaman yüzünün doğal haline büründüğünü, ne zaman zihninin huzursuz olmadığını, böylesine uzun bir ömürde ne başardığını, sen kendin ne kaybettiğini anlamazken, birçoklarının senin yaşamından ne kadar çok çaldığını, yersiz kederin, aptalca mutluluğun, açgözlü şehvetin, dalkavukça ilişkinin yaşamından ne kadar çok çaldığını, sende sana ait ne kadar az şey kaldığını yeniden düşün, göreceksin ki vaktinden önce ölüyorsun." O halde bunun nedeni nedir? Sonsuza dek yaşayacak gibi yaşıyorsunuz, zayıflığınız aklınıza hiç gelmiyor, şimdiden ne çok zamanın geçip gittiğini göz önünde bulundurmuyorsunuz; bir şeye veya birine adadığınız bir gün son gününüz olabilecekken yaşamınızı, tükenmez, dolu bir kaynaktan geliyormuş gibi harcıyorsunuz."
Kim seni kırbaçladı ki, kırbaçlanmanın ne olduğunu bilesin? Nasıl oluyor da toprak altında geçireceğim yılları gün ışığında geçirecekmişim gibi parmaklarınla sayabiliyorsun. Ömrümün kaç baharını benden aldığını biliyor musun? Hiçbir şey bilmiyorsun sen! Ancak darbe yiyen bilir onun ne olduğunu, darbeyi vuran değil, sadece acı çeken bilir acının ne olduğunu...
Yüzünü ufkuma tut çocuğum Ben buradan gideceğim Yüreğim kaldırmıyor artık bu yükü Evler ağırlığımı taşımıyor Yılların ağından toplayıp düşlerimi Ömrümü bir su gibi yollara dökeceğim.
Adil mi? Adaleti neyle ölçersin sen ey Yargıç? Kim seni kırbaçladı ki,kırbaçlanmanın ne olduğunu bilesin? Nasıl oluyor da toprak altında geçireceğim yılları gün ışığında geçirecekmişim gibi parmaklarınla sayabiliyorsun? Sen hiç zindana atıldın mı? Ömrümün kaç baharını benden aldığını biliyor musun? Hiçbir şey bilmiyorsun sen, adil bir insan değilsin sen, çünkü ancak darbe yiyen bilir onun ne olduğunu,darbeyi vuran değil. Sadece acı çeken bilir acının ne olduğunu.
Sayfa 39 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.Kitabı okudu
Reklam
712 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.