"Mutluluk aramakla bulunacak bir şey
değildir, onu inşa etmek gerekir."
|
Doğan Cüceloğlu
Yaşama ve Gelişmeye Dair Kitap Önerileri
· M. Urgan, Bir Dinozorun Anıları, Yapı Kredi
Yayınları.
· H.Z. Uşaklıgil, Kırk Yıl, Özgür Yayınları.
· Ç. Altan, Tarihin Saklanan Yüzü, İnkılâp
Kitabevi.
· İ. Orga, Bir Türk Ailesinin Öyküsü, Everest
1-Bir Dinozorun Anıları / Mina Urgan
2-Kırk Yıl / Halit Ziya Uşaklıgil
3-Tarihin Saklanan Yüzü / İdam Edilen 44 vezir-i Aza m'ın Dramı, Öldürülmüş Şehzadeler ve Devrilmiş Padişahlar Çetin Altan
5-Bir Türk Ailesinin Öyküsü / İrfan Orga
6-Meral Çelen'in Anıları / Çocukluk ve İlk Gençlik Yıllarım / Aziz Nesin'li Yıllar / Meral
Birbirimizi dikkatle ve iyi niyetle dinlemeye ve anlamaya ihtiyaç vardır. Fakat ne kadar hazindir ki anlaşma vasıtası olan dil insanların birbirini anlamasını zorlaştıran garip bir âlet hâline getirilmiştir.
Deneyimsiz kişi, bilgiler öğrenmiş olsa da bilgilerden bir şey öğrenmemiştir. Duc de la Rochefoucauld'nun tespiti bu noktayı ne güzel gösterir: “Herkes hafızasından şikâyet ediyor; hiç kimse doğru hüküm verme kabiliyetinden şikâyet etmiyor. Bana sorarsanız, önemli şeyler üzerinde konsantre olma hem hafızayı kuvvetlendirir, hem de hüküm verme kabiliyetini geliştirir.” Depolanmış ama iyice özümlenip muhakemede kullanılabilir nitelik kazanmamış bilgiler ölüdür. Bilgileri ölü kişi ne bilgili ne de deneyimlidir.
Bir Yunus Emre, şiirlerini hangi fiziksel uyaranlara doğrudan tepki olarak söylemiştir? Bir Dede Efendi'nin bestelerindeki nağmeler, hangi fiziksel uyaranın doğal ve kaçınılmaz olarak uyandırdığı tepkilerdir? Bir Newton, efsanedeki elmanın düşmesini algıladığı zaman, onun, yer çekimi kuvvetini tasarımlaması algılanan olayın doğrudan ve kaçınılmaz sonucu olarak kabul edilebilir mi? Berlioz'un, kendinde derin heyecanlar uyandıran manzâraya bakarak elindeki kağıda notalar yazması nasıl izah edilecekti?
İnsanın bir tasavvur dünyası olduğunu ve orada, bilincinde olduğunun bilincinde olarak sembollerle işlem yaptığını, sembolik işlemlerin sonucuna göre ne yapacağını kararlaştırdığını, kararlaştırdığı eylemi yaptıktan sonra onun etkilerini zihnindeki tasarımla mukayese ederek hüküm verdiğini varsaymazsak, az önce örneklerini verdiğim müstesna eserlerin meydana gelişini anlamak mümkün olmaz.