Bu benim öyküümmm :)
Çok severdik biz halka tatlıyı. Hacı amca da sık sık alır, dağıtırdı bize mutlu olalım diye. "Biz" dediğim, mahallenin çocukları işte. Hacı amca ne zaman parkın karşısındaki yoldan geçse -evine giderken mecburen bu yoldan geçerdi- merak ve heyecanla ellerine bakardık poşet var mı yok mu diye hemencik. Elinde poşet görürsek heyecanımız
Sayfa 42
Yine vukuatlı bir cuma günümden:))
Gaziantep Fevzipaşa istikametinden Osmaniye sınırlarına gireceksin... Dağların arasından rüzgâr güllerine varacaksın! Dağ aralarında keçi besleyen yörükler var. İşte orada ya süt ya da soğuk ayran içeceksin... Hasanbeyli'ye doğru giderken yol üstünde DUTLUPINAR ET RESTAURANT var... Yaprak kebap veya kemikli pirzolası iyi olur... Altından küçük bir dere akar ayağını oraya salıp rakı da yapabilirsin.🤣🥶 Benlik işler değil onlar... AKP'li ve MHP 'li tohumlar sağda solda İslam satar gelir orada çoğu şeyi unuturlar...🤣 Yanisi şu ki sosyal değilim diye ortamı bilmiyor değilim... Sen hiç aptal olan bir borsacı gördün mü? Hele bir de siyasetteki tohumların hepsine acımayan!🤫 Dışardan bakınca kibirli olduğum söylenir ...🤔Burası Türkiye malum... Kime nasıl davranacağımı iyi bilirim... Cuma hutbesinde imamı rezil etmek varken sessizce dışarda bir soru sorarsın ondan sonra imamın sesi kesilir... Herkes anladığı işi yapsın!🤣
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
Burada yazarın okuyucuyu çağırdığı saygın yüksekliğe çıkabilmek için ulaşılması gereken mükemmeliyetçilikten bahsediyorum. Yazar, Budizm'de olduğu gibi çaba gerektirmeyen bir yol sunsa da sözleri çoğu zaman buna uymamaktadır. İnsan şunu merak edebilir: "Krishnamurti'nin öğrettiği şey herkes için mümkün müdür?" Bize bu ikili
Yaşam Kitabı
Yaşam KitabıJiddu Krishnamurti · Omega Yayınları · 201765 okunma
580 syf.
8/10 puan verdi
Bir tarafta Hallandren, bir tarafta İdris. Birbirine düşman iki eski toplum. Bir taraf Nefes olarak da anılan ruhları kullanıp onlarla uzun ömür sürme ve renkleri kullanarak büyü misali bir şey yaparak nesneleri canlandırma ve çok daha ötesini yapabilirken İdris tarafı ise bu durumu tamamen kafirlik olarak görüyor. Bir tarafın ölümden dönüp
Savaşkıran
SavaşkıranBrandon Sanderson · Akılçelen Kitaplar · 2018322 okunma
724 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitapla alakalı bir tanımlamada bulunmayacağım! Zaten bu tanımlamayı Sevgili Oğuz Atay sayfa 559’da; “bu kitap ne ciddi kavgaların, ne büyük ve yaygın sıkıntıların, ne de ezilen insanların romanıdır; bu kitap mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır” diyerekten on numara beş yıldız bir biçimde yapmış.. Katılmamaya imkan yok.. Zira o mustarip ruhlardan günümüzde de o kadar çok var ki.. Sanırım onlardan biri de benim.. Kırılmış hayaller, boynu bükük kalan natamam umutlar.. Kendimden çok şey buldum bu kitapta.. (Hz İsa ve İncil ile alakalı kısımlar hariç/ leküm diniküm veliyedin).. Selim Işık’ın karşısına hayata tutunmasını sağlayabilecek bir Günseli Ediz çıkmış, lakin pençeleştiği, kafasında büyüttüğü, içini kemiren hastalık ve en önemlisi de genel manada insanların sevgisizliği yine de tutunmasına engel olmuş hayata ve sonuç malumunuz.. Bir de hayatı boyunca kendini anlayan bir Günseli’yi ararken/beklerken kendini Eternal Sunshine of the Spotless Mind’taki Clementine gibi karakterlerle haşır neşir olma mecburiyeti içinde bulan, bedenlerimize ağır gelen ruhlara sahip bizler varız maalesef.. Gönül bir Günseli’nin hasreti ile yanıp tutuşurken; ömür Clementine’ler ile geçiyor ne yazık ki dostlarım! Bu gibi hayal kırıklığının doruk noktasına ulaştığı anlarda fix replik Sadri Alışık’ın Ofsayt Osman’ında olduğu gibi gözlerden yaşlar aka aka “Bu da mı gol değil!” oluyor maalesef.. Ey hayat ne diyeyim ben sana.. Aslında belli bir soru havuzu olan fakat ne yapıp edip öğrencileri ters köşeye yatırmayı başaran muzip bir öğretmen gibisin sen.. Okuyunuz efendim..!
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062,4bin okunma
Vaktinde Dostoyevski şöyle bir soru atmıştı ortaya: Eğer masum nir çocuğun gözünden tek damla yaş dökülecekse, barışın, mutluluğumuzun ve hatta yeryüzünde ebedi uyumun sağlanması ve temellerinin güçlü bir şekilde atılması için yaşanacaklar mazur görülebilir mi? Sorusunu yine kendi yanıtlamıştı Dostoyevski; Hiçbir ilerleme, hiçbir devrim o gözyaşının dökülmesini haklı gösteremez. Hiçbir savaş. O gözyaşı damlası her daim her şeyden kıymetlidir. O tek damlacık gözyaşı...
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.