Ama, ama, ama, ama, yine karşıma çıktı, diye düşündü Breuer, yine o “ifrit ama”. Kendini yumruklayası geldi. Bütün hayatı boyunca “ama” pozisyonu almıştı, şimdi Freud’la, kısa bir süre önce de Nietzsche’yle aynı durumu yaşamıştı ve her ikisinde de içinden onların haklı olduğunu düşünmüştü.