Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
Bir zamanlar İttihatçılar varmış, İttihatçılar diye bir parti bunlar. Eskiden, daha Birinci Dünya Savaşı patlamazdan önce... Bu ittihatçıların kurduğu hükümet iş başında. O zamanlar İttihatçıların Musa Kâzım Efendi denilir bir şeyhülislamları varmış. Bu Şeyhülislam Musa Kâzım Efendi'nin taşrada yaşar bir dostu varmış, bu dostunun da çocukları çok,
Reklam
Yaşam bir hesap sorunu değil, bir matematik formülü değildir, bir mucizedir. Ömrüm boyunca da bu özelliğini yitirmemiştir; her şey dönüp dolaşıp yeniden çıkmıştır karşıma, aynı sıkıntılar, aynı sevinçler, aynı ayartılar. Her zaman başımı aynı taşlara vurmuşumdur, aynı devlerle savaşmış, aynı kelebeklerin peşinde koşmuşumdur, aynı konum ve durumlar tekrarlanmış, öyleyken karşımda hep yeni bir oyun bulmuşumdur, yine her zaman güzel, yine her zaman tehlikeli, her zaman heyecan verici. Binlerce kez taşkın davranışlarda bulundum, binlerce kez ölesiye yorgun düştüm, binlerce kez çocuk oldum, binlerce kez yaşlı ve serinkanlı ve hiçbiri uzun sürmedi, her şey dönüp dolaştı çıktı karşıma ama hiçbir zaman öncekinin aynısı değildi.
Kayıp babasıyla doğacak çocuğu arasında kalmış bir kadın… Hayatın anlamını arayan bir insan: Karen Kimya… Kapıları sırlara açılan bir kent… Sırların mucizelere dönüştüğü geceler. Mucizelerin hakikat sayıldığı zamanlar… Yedi yüz yıl öncesinden gelen bir fısıltı… Aşkı sadece aşkla tartanların ıtırlı soluğu… Ölümün yok edemediği bir sevda… Yıllara
Ölüm Audi Kullanır – Kristian Bang Foss
Eskiden sıradan mı sıradan, dümdüz bir hayatım vardı. Kopenhag’da Sara ve Amalie ile birlikte bir dairede otururdum. Akşamları Amalie’yi yatırdıktan sonra televizyon karşısına geçip oturduğumuzda ben koltuktan kalkarsam Sara hemen sorardı, “Ne var, ne yapacaksın?” Geceleri işemeye kalktığımda bile sorardı Sara, “Nereye
Dante Kitap - Çevirmen: Sadi TekelioğluKitabı okuyacak
Aziz Ayyaş
1934 yılı. Bir bahar akşamı. Yaşını başını almış bir beyefendi, Seine’in üzerindeki köprülerden birinin taş basamaklarından aşağıya, kıyıya doğru iniyordu. Burada, tüm dünyanın da bildiği üzere – yeri gelmişken, bir kez daha insanları yoklayalalım- Paris’in evsizleri yatar. Ya da şöyle diyelim: Konaklar. Bu evsizlerden biri; hani
Dante KitapKitabı okuyacak
Reklam
Doğuştanmış kadersizliğim çocukluğumun sıradan bir şubat ayının soğuk çarşamba akşamında annemin ağlamaklı çığlıklarına kurban gittiğinde anlamalıydım Daha küçüktüm.. anlamını bile bilmediğim ismimin
220 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.