288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Aslında doğru düzgün yorum yapmak gibi bir yeteneğim yoktur. Sadece 3-5 cümleyle birşeyler yazar bırakırım ama bu guzel kitap hakkında hiçbir yorum yok ve çok az okunmuş sırf bunun için biraz uzun ve ayrıntılı bir yorum yapmaya çalışacağım. İlk olarak kitabın konusu Abuzer isimli bir adamın 12 eylül döneminde yaşadıklarıdır. Abuzer vurdumduymaz, saf ve açık sözlü biridir. Abuzer İstanbul 'a çalışmak için gelir, gelir fakat geldiği gibi şehirden çıkartılır. Çıkartıldığı gibi şehre yeniden girer. Daha sonra kendini karakolda sorgulanırken bulur... Yazarı ilk kez duydum arkadaşın önerisi ile okuduğum bu yazardan bu kadar güçlü bir kalem beklemiyordum açıkçası. Hiyerarşik düzeni her bölümde müthiş bir şekilde iğneleyerek asıl yüzünü göstermeyi çok net bir şekilde başarabilmiş. 12 eylül dönemi hakkında pek bir bilgim olmasa da cezaevlerinde neler olduğu konusunda az buçuk bir bilgim var ki kitapta zaten en çok eleştirilen ve yerden yere vurulan tam anlamıyla ALAY EDİLEN ,Tİ'YE ALINAN konu hiyerarşi ve cezaevlerinin durumudur. Her ne kadar yazar bunu Abuzer ile güldürerek anlatsa da karanlık dönem, siz gulerken arkaplanda sıkı bir şekilde eleştirilmiş... Hatta size şöyle açıklayayım: eğer siz kitaptan Abuzer'i cıkarırsanız elinizde "cezaevleri ve hiyerarşik düzen" adlı bir kitap kalacaktır... Son olarak siyasetten sıkılanlar ya da siyasi kitap okumak istemeyenler ya da 12 Eylülü merak edip deneme inceleme şeklinde değilde tam bir roman tadında okumak isteyenler bu kitabı alın okuyun. Hiç kaçırmayın derim... Bittikten sonra Abuzer'i özlemedim değil... Vay be...
Vatandaş Abuzer
Vatandaş AbuzerYücel Sarpdere · Evrensel Basım Yayın · 2012655 okunma
LOJMAN Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-2/Kitabı okudu
Reklam
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
Annem nasıl sevdi bu adamı, bu adamı diyorum ona baba diyesim gelmiyor. Bir defa öpmedi beni, yüzünün güldüğünü hiç görmedim, kızdığını da görmedim ya. Sanki duygusuz. Hep yorgun bir görüntüsü var. Böyle söylüyorum ama artık onu da bilmiyorum. Geç saatte eve geliyor, bir defa öksürdüğünü duymuştum. Annem nasıl sevdi bu adamı, bu adamı diyorum ona
Abartılı övgülere bakılacak olursa, bizde herşey var. Fakat gerçekte ise hiçbir şey yok!... Topraklarımızın zengin olduğundan hiç kimsenin şüphesi yok! Fakat bu toprakların üstünde yaşayan insanlar çok fakir durumdadırlar. Bu insanlar, bu topraklarda pek az şey üretiyorlar. Kendilerine gerekli olan şeylerin büyük bir kısmını, başka ülkelerden satın alıyorlar. Yabancıların ürettikleri aletleri kullanıyorlar. Vatandaşlarımız makineler, kumaşlar, hazır elbise ve ayakkabılar satın alıyorlar; cam, ilaç ve sabun alıyorlar; her cins damızlık hayvan, temiz tohumluk buğday satın alıyorlar; hatta kağıt, mum ve boya malzemelerini bile dışarıdan alıyorlar. Acaba daha neler satın almıyoruz? Bir düşünün ve bunu siz söyleyin!... Bütün bunlara karşılık biz ne üretiyoruz peki? Çok az şey değil mi?
Sayfa 19
/ Bir şeyler olacak: / karanlıklarında bir şeyler var beni bekleyen, orda, tam bu durgun yolun başında yaşantım başlayacak!. Alınyazımın sesine doğru yürüdüğümü görüyorum!. Köşebaşında, ak bir kilometre taşına benzer bir şey var!. Uzaktan kapkara görünüyor, ama atılan her adımla biraz daha ağarıyor!. Yavaş yavaş ağaran bu karanlık gövde olağanüstü bir şeyler uyarıyor bende: Tümüyle ağardığında, tümüyle aydınlandığında, tam yanına gelince duracağım ve o zaman başlayacak serüven!. Karanlığı delip çıkan, beni neredeyse korkutan bu koca ışıklı göz şimdi çok yakınımda: Bir an için çark yapıp dönmeyi düşünüyorum!. Ama elimde değil, çekiyor kendine beni, bu coşkuya son veremem!. İlerliyorum, ilerliyorum, elimi uzatıyorum ve dokunuyorum sınır taşına!. / Yeniden yürümek için acele ettiğim yok!. Galiba mutluluğumun doruğundayım!. / Böylesi coşku dolu bir duyguya varmak için neler, neler yapmazdım?. Duyduğum coşku yetiyor şimdi bana, daha fazlasını beklemiyorum!. /
Sayfa 83
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.