Porno sadece aşkı (Eros) değil cinselliği (Sex) de yok eder. Pornografik teşhir cinsel hazda yabancılaşmaya yol açar. Hazzı yaşamayı imkânsız hale getirir. Cinsellik dişinin haz gösterisi ve erkeğin performans sergileyişi şeklinde dağılıp gider. Sergilenen, gösterime sunulan haz, haz değildir. Sergilenme, teşhir edilme mecburiyeti bizzat bedenin yabancılaşmasına yol açar. Beden, optimize edilmesi gereken bir sergi nesnesi şeklinde şeyleşir. Bu bedenin içinde ikamet etmek mümkün değildir. Onu sergilemek, böylece de sömürmek gerekir. Sergileme sömürmedir. Sergileme mecburiyeti bizzat ikamet etmeyi ortadan kaldırır. Dünyanın kendisi bir sergi salonu haline gelmişse ikamet etmek mümkün olmaktan çıkmıştır. İkamet etmek yerini ilgi sermayesini artırmaya yarayan reklam yapmaya bırakır. İkamet etmek kökeninde “huzurlu olmak, huzura kavuşmak, huzur içinde kalmak” anlamına gelir. Sürekli teşhir etme ve performans gösterme zorlaması bu huzuru tehdit eder. Heideggerci anlamında şey de tümüyle ortadan kaybolur. Şey, sadece kült değeriyle dolu olduğu için sergilenmeye gelmez.
Bazı şantajcılar, onlara direnmemizi hasta ya da kaçık olmamıza bağlarlar. Terapi dünyasında buna patolojileştirme denir. Patoloji, Yunanca kökenlidir, acı çekme ya da derin duygulanım anlamındaki pathos sözcüğünden gelir; ama sözcüğün şimdiki kullanımında aldığı anlam "hastalık"tır. Buradaki kullanımı, şantajcının, suyuna gitmeyen kişiyi hastalıklı gösterme eğiliminin ifadesidir. Şantajcılar bizi nörotik ya da sapık olmakla suçlayabilirler. En acısı da, onlarla paylaştığımız tüm üzücü olayları teker teker önümüze getirip bunlara duygusal sakatlığımızın yol açtığını iddia ederek ilişkide güvenden eser bırakmazlar.
Şantajcıların bizi hastalıklı gösterme deneyimini yaşamak, benlik değerimiz üzerinde ezici bir etki yapabilir; bu, güçlü bir zehirdir.
....
Narsist Kişilik Bozukluğu Nedir?
Narsist kişilik bozukluğu, psikolojik bir durum olup bireyin kendini aşırı derecede önemseme, başkalarını manipüle etme eğilimi ve empati eksikliği gibi belirgin özellikleri içerir. Bu kişilik bozukluğuna sahip bireyler genellikle kendi yeteneklerini ve görünüşlerini abartılı bir şekilde yücelterek,
Devam et, seni ilk koyduğum yerde değilsin artık, 2011 yılında değilsin, çok yol aldın. Artık daha büyük bir misyonun var. Ahlakın, güzel sözün, iyi davranışın kuru bilgiden önce geldiğini hiç bir zaman unutma. Kalp kırgınlığının telafisinin sınavlarla, cezalarla mümkün olmadığını unutma. Beş saatlik muhabbetin beş dakikalık hayvani zevkten
‘’Sarsılmaz zannedilen planların çürüklüğü, en çetin ortamlarda karşılaşılan karşı koyma ile anlaşılır. İnsanların, yazılan, çizilen ve planlanan gibi olmadığı durumlarda baş gösteren, ahmaklıkların sultasının hükümranlığı kadar kof ve mefluç bir haleti ruhiye sunar. Ve planlama tersine, hiçbir akıl tarafından ‘anlaşılmayacak zannedilen’ noktaya döner; bu, kendini masum ve saldırganlığa uğrayanlarıysa mutlak suçlu gösterme çabasıdır. Belki de bir süre yutturulabilecek bu eylem, sonunda herhangi bir yalanın daima tütmemesi hasebiyle çökecek ve doğruluğun karşısında çıplak duracaktır. İşte, kötülerin, kendine uymayan insanları nefretle ezmeye, demir sopalarla, tehditvari eylemlerle korkutmaya çalıştıkları bizlerin, haklarını arayışındaki saf ve temiz yol bundan ibarettir... hor görülmeye çalışılan insanlar, güç altında tutulmaya çalışanlarla aynı... Ve bizler herhangi bir eylem için birleşmeye kalksak; en âlâ suçlular olarak yaftalanıyor ve yargılanıyoruz. Bu birçok şeyi suratlara çarpıyor... ‘’Kötülerin planlarının acizliği, mukavemet karşısındaki çaresizliğinden kaynaklanır.’’
D.p -karşı koyma