Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Şurabstov beni bir köşeye çekerek usulca fısıldadı.Bizden yalnızca dördümüz: Sen,ben,Klavdia ve Timofey sağlamız.Mişka,Vasili ve Lektör grubundan olan yoldaş sola,Sviyaskin de sağa eğlimli. Ya senin 1905'ten kalan asker ne durumda? O sallantıda ...Sola yatkın. Ve biz böyle kişilerle örgütlenmek zorundayız .Örgütü kurup sağlamlaştırmalı.İnsan kendini saplanıp kalınan bir bataklıkta sanıyor .Ve her biri tıpkı diğeri gibi çok gururlu.Dokuz kişiden altısı sahte proleter.Ne yapmalı"
Evrensel Basım yayıneviKitabı okudu
Burada en azından duygusal bir sorun söz konusu.Ve bu konu hiç kuşkusuz ince elenip sık dokunabilir.Önderliği güvence altına almakmı, yoksa yaşamını kurtarmak mı? Hangisi daha önemli? Soyut önlemler ! Şimdi duygusal sorunlar yüzünden başlarını yakacak bir durum yok pek.Kurtarmak için hiçbir çaba harcamaksızım,henüz yaşamakta olan bir yoldaş ölüme bırakılır mı?
Evrensel Basım yayıneviKitabı okudu
Reklam
....Yaratılmış mı yoksa, Bir anlığına bile olsa, Yoldaş diye yüreğine? İvan Turgenyev
Sayfa 9 - Koridor Yayınları, 15.yıl, Rusça aslından çeviren: Furkan Özkan.
Beni unutacaksınız, ölüden diriye yoldaş olmaz.
Sayfa 249Kitabı okudu
...Yaratılmış mı yoksa, Bir anlığa bile olsa, Yoldaş diye yüreğine? -Ivan Turgenyev
Reklam
Dostoyevski
- Rusya'da din duygusunun ve tanrıtanımazlığın zengin bir tarihi var, A. A. yoldaş. Din düşüncesi, Ekim Devrimi'ndeki görüşlere karıştı tuhaf bir şekilde. Yüzyılımızın başlangıcında Dostoyevski bu hakikati romanlarında işlemiş ve böylece onu çok daha belirginleştirmişti. Gerçekte, dinin kendisi Rus Devrimi'nin odak noktasıydı. Raskolnikov'dan İvan
136 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Bir dosta rastladım okuduğum her satırında. Bizden birine sokakta yanımdan geçip giden Uzun Ömer’e okulda sürekli saati sorduğum Celil’e Kör İvan ile karşı dükkanda börek de yedim hatta. Havuz Başı’nda gelmeyecek olan sizleri bekliyorum. Bugün bir dost edindim Sait Faik’in yalnızlığına dost oldum. Fark ettim ki Sait Faik okumak beni iyi hissettiriyor. İnce şeyleri bir bir işleyişi, sokakta başından geçenleri anlatışı, bu dünyayı tükettik diye bas bas bağırışı benim yüreğime yoldaş olan cümleleri, özenle seçilmiş kelimeleriyle birlikte o ada kokusunu içime çekiyorum. Bir yelkenli geçiyor limandan, bir balıkçı Sinağrit balığını çekiyor oltasından, birisi Hişt diyor arkamdan kim olduğunu anlamıyorum bile. Bir ses geliyor da kimden geliyor? Boşuna mı diyor Sait Faik “ Nereden gelirse gelsin dağlardan,kuşlardan,denizden,insandan, hayvandan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin! Bir hişt hişt sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler, insanoğulları... “ mis gibi deniz havası ve güzel insanlarıyla kalbime ilmek ilmek umudu işleyen hikayeleri ne güzeldin ne güzel bir kitaptın. Hatırlıyorum da çocukken babam her karne günü bana bir Sait Faik kitabı getirirdi. Okudum mu hatırlamıyorum. Tozlu raflara gömülü kalmış bir sürü kitap. Her kitap kendi zamanını kendisi seçiyor bence. Her kitap vakti gelince elinden çıkan bir kaynaktan ırmak olup akıyor gözlerine. Yol kenarında birkaç bank kurulmuş oturup okuyorsun. Okuyorsun da sadece gözle değil, yüreğinle okuyorsun. Hoş geldin Sait Faik...
Seçme Hikayeler
Seçme HikayelerSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20205,5bin okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
‘Direnme Savaşı’: Direnenlerin Tarafından Vietnam-Amerikan Savaşı
Dikkat: Tatkaçıran/oyunbozan içerir. ‘Direnme Savaşı’: Direnenlerin Tarafından Vietnam-Amerikan Savaşı Ulaş Başar Gezgin Nguyen Duc Thuan’ın (1916-1985) kaleme aldığı ‘Direnme Savaşı’ kitabı, Türkçe’de Vietnam üstüne basılmış nadir kitaplardan biri. Diğer kitaplar gibi Vietnam-Amerikan Savaşı’nda geçen ve bu dönemden hemen sonra Türkçe’de
Direnme Savaşı
Direnme SavaşıNguyen Duc Thuan · Oda Yayınları · 199866 okunma
“Kusura bakmayın, Nâzım ama niye böyle bir şey yaptınız? Ne anlamı vardı? Polonya da sosyalist bir ülke...” “Hayır, öyle değil. Bıkmıştım artık! Batı’da sümüklü çocuklar bile soruyordu, hoş burada da durum farklı değildi, herkes soruyordu: ‘Moskova’da yaşayıp kendinizi Moskovalı sayıyorsunuz, ama neden Sovyet vatandaşı değilsiniz,’ diye. Batı’da
Reklam
Her zaman Stalin’e yakın çalışan yazarların, rejisörlerin, artistlerin Stalin ve çevresindekilerle ilişkilerini öğrenmek isterdin. Stalin’in sohbet etmekten hoşlandığı kişiler içinde tanıdıklarına sormuştun bunu. Tenor sanatçısı İvan Kozlovski, Stalin’le yaşadıkları bir diyalogu anlatmıştı sana. Herhalde savaş sonrası bir dönemde geçmişti: “Yoldaş Kozlovski, artist Vertinski Sovyet askerlerini tedavi etmek için bir hastane almak istiyor. Bunun için de ülkesinden çıkış izni istiyor. Ne dersiniz, sizce nasıl bir insan artist Vertinski?” “Yoldaş Stalin, artist Vertinski hakkında siz ne düşünüyorsunuz peki?” “Evet, bakın Yoldaş Molotov, ona izin verelim mi yoksa vermeyelim mi diye soruyor.” “Peki, Yoldaş Molotov ne düşünüyor? Vertinski’ye izin verilmeli mi, verilmemeli mi?” Bu çerçevede uzun süren bir konuşmaydı. Sonra şöyle demişti sana Kozlovski: “Stalin Gürcü’yse ben de Ukraynalı’yım. Biz onlardan daha kurnazız. Böylelikle ona yanıt vermiyordum. Eğer Stalin’e tavsiyede bulunacak olsaydım, kafamı uçururlardı, anlıyor musunuz?”
Şiir kuvvetli alkışlar aldı. Alkışlar dinince sen aldın sözü: “Yoldaşlar, dünyada insanların kesintisiz dört saat şiir dinleyebildiği tek ülke Sovyetler Birliği’dir. Bunu biliyorum. Kendim şair olmama rağmen yarım saatten fazla şiir dinleyemem, en güzellerini bile. Fakat siz beceriyorsunuz bunu. Yine de şiir dinlemek yeter artık bence. Gelin biraz
44 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.