Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
#okudumbitti Shantaram ~ Gregory David Roberts ~ Artemis Yayınları ~ 842 Sayfa
.
Hiçbir şey bizim onu gördüğümüz anlamda var olmaz. Hiçbir şey bizim onu gördüğümüzü düşündüğümüz gibi orada bulunmaz. Gözlerimiz birer yalancıdır. Bize gerçek gibi görünen her şey bir yanılsamanın parçasıdır. Hiçbir şey düşündüğümüz şekilde var olmaz. Ne siz ne ben
Selamm herkese nasılsınız? Nasıl geçiyor günleriniz? 2020'nin son günlerini yaşıyoruz. Gerçekten çok fazla yorucu bir yıl oldu. Umarım 2021 yılı hepimize mutluluk, sağlık, huzur getirir. 2020 yılının son günlerinde size harika bir kitap ile geldim. Çoğumuz okumuştur. Veya hakkında biraz da olsa bilgiye sahiptir.
Sabahattin Ali / içimizdeki şeytan
" İlkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya, üzerinde yaşanmaya değer... Ne olursa olsun..."
" bazen bütün insnaları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum."
#içimizdekişeytan #yorumum
Bu kitabı da çok önce okumuştum ama bugün sizlerle paylaşmak nasip oldu. Sabahattin Ali okumayı gerçekten çok seviyorum. Okuduğum her kitabı beni içine çekiyor. Ne ara okuyup bitirdiğimi anlamıyorum bile. Büyüleyici bir kalemi var. Çoğu kitabını okudum ama hala okumadığım kitapları var. Ve bir an önce okumak istiyorum. Bu kitabı da kısa sürede okuyup bitirmiştim. Sabahattin Ali her zaman olduğu gibi farkını ortaya koymuş . Bu romanda, toplumsal gündeminin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" bu kitapta açıkça gösteriyor Sabahattin Ali. Kesinlikle okuyun. Hiç ama hiç pişman olmazsınız. Tavsiyemdir. Yorumu size iki tane soru sorarak sonlandırmak istiyorum.
" Sizin en sevdiğiniz Sabahattin Ali kitabı hangisi?
" Yazarın kalemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sağlıcakla, mutlulukla, bol kitaplarla kalın kitap ailem yeni bir kitap yorumu ile görüşmek üzere
160 syf.
8/10 puan verdi
Kitabın adı Latince bir deyişten geliyor: Triste est omne animal post coitum, proeter mulierem gallumque. (Her hayvan cinsel birleşme sonrası hüzünlüdür. Kadınlar ve horozlar hariç.)
Uzun, yorucu ve hüzünlü bir bekleyişin ve buz gibi bir aldanışın romanı. Hayata dair her insanın kendini bulabileceği etraflı, özgün ve büyüleyici satırlarla dolu
Yorucu ama gerçekten büyüleyici :)
Genç bir gemi mühendisi olan Hans Castorp işe başlamadan önce kuzenini ziyaret etmek amacıyla üç haftalığına sanatoryuma gider. Ve orada yedi yıl kalır. Yedi yıl kalmasına sebep olan da hastalığıdır ve bu süreçte ne kadarıyla değiştiğini büyük bir sabırla okuduğumuz eser; ben
şu an ikinci cildini okumaktayım. Ve genel olarak sanmıyorum ki bir kez okununca her cümleyi anlayabileyim. Yani iki üç cümleyle konusu anlatılacak gibi değil:)
Genelde okuduğum kitaplarda bende bıraktığı duygular üzerine yorum yapmayı tercih ediyorum.
Thomas Mann’in üzerinde 12 yıl aralıksız çalışıp tamamladığı bu romanı yorumlamak da zaten bana düşmez. İçeriği basit degil hatta zor ama yine de diyeceğim şu ki bir adamın içsel yolculuğu bu kadar derin ve dolu anlatılabilir; aşkı, ölümü, hastalığı, hayatı, zaman ve mekan kavramları üzerine müthiş görüşleri tartışan büyüleyici bir roman.
Yazardan okuduğum ilk kitap ve okuyacaklara naçizane tavsiyem diğer kitaplarından başlamaları olacaktır. Ve benim bu eserle yolumuz birgün tekrar buluşacak.
"Her insan gerçeğin ne kadarına dayanabileceğini seçmeli."
"Yanındaki sandelyede oturan Nietzsche, gözlüğünü çıkardı, yüzünü mendiline gömüp hıçkırıklara boğuldu." Syf. 365
Sürekli güçten, amor fati'den bahseden adam ağlıyor, doktordan yardım istiyor, bu bir şaka değil. Irvin D. Yalom'un müthiş kurgusu sayesinde. Ama gerçekten
Merhaba arkadaşlar.
Yorucu bir serüvenin ardından geldim yine incelememin başına. Öncelikle ramazan ve hastalıklar dolayısıyla çoook aşırı uzayan ve artık sıkmaya başlayan kitabımı son bir gayretle nihayete erdirdim.
...
Kitabımız klasik Dan Brown kitabıydı. Sürükleyici, dili yalın, elinizden bırakmak istemeyeceğiniz...
Ama bir kaç konu beni
Çoook uzun ve yorucu bir hikayeden koptum geldim. Zor oldu, okuması, anlaması, sindirmesi... Tuğla gibi kitaptı, zira kolay olmadı.
İçerisinde yoğun tarih, yoğun felsefe olan aynı zamanda -ilahiyatçı olan bana bile fazlasıyla ağır gelen- yoğun dinler tarihi içeren bir kitapla karşı karşıyayız. Gülün Adı bana bir çok şeyi şeffaf olarak gösterdi.
