Bu iletimi değerli https://1000kitap.com/osmanyalciner ' e ithaf ediyorum.
Bu fukara sadece edebiyat değil, sinema hastasıdır aynı zamanda. Dolayısıyla artistlerin de. Evini bilmediğim artist çok azdı bir zamanlar.
Bayramlarda evlerini ziyaret eder el öperdik. Zeki Müren’e Cağaloğlu yokuşunda rastlamıştık. Arabasının önüne attık
BİR HEYKEL İÇİN
Tahtadan ve yumuşak rüya işçiliğinde
Bu kadın başı her an biraz daha derinde,
Daha hülyalı, dalgın, ümitsizce kendisi
Toplanmış ay ışığı, yüzen tek su nergisi
Hiç akmayan bir zaman nehrinin sularında
Ne uçan bir kırlangıç, ne sedef kumsalında
Ateşler püskürerek dolaşan bir ejderha
Uzakta yeşim rengi bir ufkun kenarında
Bir başka akşam gibi açılıp gülsün diye
Derinleşen bir bahçe lotus çiçekleriyle...
Ne de başka bir remiz uçsuz bucaksız Çin'den,
Gülümsüyor ölümün sonsuzluğu içinden
Gülümsüyor vaktiyle nasıl gülümsediyse
Ömrünün sabahında ümide ve sevgiye.
Refik Halid’in “roman” sırtlığı ile numaralandırılarak basılan 19 kitabının sonuncusunu da büyük bir keyif ile okudum. Yine iç konuşmalar, gelgitler, iğnelemeler ve esprili takılmalarla (bu takılmalardan en çok güldüğüm, Orhan Veli’ye yaptığı ve aşağıda paylaştığım paragraftaki bölüm oldu) dolu bir kitaptı. İlk 5’e koyamasam da 7-8’inci sıradaki yerini rahatlıkla almıştır.
Geneline bakıp düşündüğümde, “Bu 19 romanın seni etkileyen en iyi ilk üçü hangileriydi?” sorusu ile karşılaşsam, tereddütsüz vereceğim cevap şu şekilde olurdu:
1. Kadınlar Tekkesi
2. Bugünün Saraylısı
3. Nilgün Üçlemesi
“Türkçemizi en iyi kullanan yazar” sıfatı ile dikkatimi çekerek, Anadolu Hikayeleri ve Gurbet Hikayeleri adlı öykü kitaplarıyla başladığım, devamında 19 romanını çok çok çok severek okuduğum Refikciğime, 7 kitaplık “Mizah” serisi ile devam edeceğim.
Edebiyat tarihimizin bu eşsiz yazarı ile hala tanışmayan var ise, emin olun ki kendisini büyük bir edebi hazdan mahrum bırakıyordur.
Sevgiyle…
“… Şair rakı şişesinde balık olacağına viski gölünde ördek olsa, ördekler sürüsüne katılabilseydi genç yaşında ecel şerbetini içmezdi, sapasağlam yaşayıp giderdi. Haklısınız, viski üzerine içki yoktur!” (s.101)
Türkmen boylarında Karacoğlan, Dadaloğlu, Yunus’tan ezberinde birkaç dize olmayan çok az olurdu.
Sohbetin sonu da genellikle bu ozanların dörtlükleri ile biterdi ve benim çocukluğum da işte böyle bir Türkmen boyunda geçti.
Bir gün dayım lime lime olmuş bir Karacaoğlan kitabı verdiğinde galiba “o yaşlı gocaların tekrarlayıp durduğu manileri mi
-Halbuki, diye devam etti, sulak ve bereketli ova halkının gözleri alâ yerine tahrirli mavi, açık laciverd, yahut yeşildir; her halde gösterişli renklerle süslüdür, mesela Bursa'da bütün gözler böyledir. Orası da güzel gözlüler diyarıdır.
Mevlana bir rubaisinde şöyle der: Bana bahar mevsiminde bağa gel! orada çırağlar, şarap ve narçiçeği gibi sevimli güzellikler var, dedin. Eğer arada sen olmayacaksan bütün bunların faydası yoktur: eğer olacaksan yine bütün bunları ne yapmalı?
Tahtadan ve yumuşak rüya işçiliğinde
Bu kadın başı her an biraz daha derinde,
Daha hülyalı, dalgın, ümitsizce kendisi Toplanmış ay işığı, yüzen tek su nerkisi
Hiç akmayan bir zaman nehrinin sulanında
Ne uçan bir kırlangıç,ne sedef kumsalında Ateşler püskürerek dolaşan bir ejderha
Uzakta yeşim rengi bir ufkun kenarında Bir başka akşam gibi açılıp gülsün diye Derinleşen bir bahçe lotus çiçekleriyle...
Ne de başka bir remiz uçsuz bucaksız Çinden,
Gülümsüyor ölümün sonsuzluğu içinden Gülümsüyor vaktiyle nasıl gülümsediyse Ömrünün sabahında ümide ve sevgiye.
Kim bilir hangi yıldızın
Kısır çöllerinde şimdi,
Beyhude hatırlıyoruz
Bu hiç olmamış şeyleri...
Tahtadan ve yumuşak rüya işçiliğinde
Bu kadın başı her an biraz daha derinde,
Daha hülyalı, dalgın, ümitsizce kendisi
Toplanmış ay ışığı, yüzen tek su nergisi
Hiç akmayan bir zaman nehrinin sularında
Ne uçan bir kırlangıç, ne sedef kumsalında
Ateşler püskürerek dolaşan bir ejderha
Uzakta yeşim rengi bir ufkun kenarında
Bir başka akşam gibi açılıp gülsün diye
Derinleşen bir bahçe lotus çiçekleriyle ...
Ne de başka bir remiz uçsuz bucaksız Çin'den,
Gülümsüyor ölümün sonsuzluğu içinden
Gülümsüyor vaktiyle nasıl gülümsediyse
Ömrünün sabahında ümide ve sevgiye.