Kararımı o belirledi, kesinledi: ölmek istiyorum! Dün nasıl
kendimi senden kopardım, duyularımın ürkünç infialiyle, nasıl bütün bunlar
kalbime üşüştü ve senin yanında ümitsiz, sevinçsiz varlığım, ürpertici bir
soğuklukla beni kıskıvrak sardı - odama zor ulaştım, kendimden geçmiş
dizlerimin üstüne düştüm, ve ey Tanrım! en acı gözyaşlarının en son tesellisini
bana bağışladın! Ruhumda bin darbe, bin manzara kudurdu, nihayet orada
duruyordu işte, kesin, tam, en son, tek düşünce: ölmek istiyorum! - Çaresizlik
değil bu, içimde büyüttüğüm kesin kararlılık ve senin için canımı vermek.
Evet, Lotte! bunu niçin senden saklayayım? Üçümüzden biri çekip öte yana
gitmeli, o da ben olmak istiyorum! Oh, benim en kıymetlim! bu parçalanmış
kalpte kudurgan sürünüp durdu, sık sık - kocanı öldürme düşüncesi! - seni! -
beni! - Böyle işte! - Dağa tırmanırsan, güzel bir yaz akşamında, o zaman beni,
sık sık vadiden yukarıya gelişimi, anımsa, sonra kilise avlusuna, ötedeki
mezarıma, batan güneşin ışığında yüksek otların salınışına bak - başlarken
sakindim; şimdi, şimdi çevremde her şey öylesine yaşam dolu olduğu için, bir
çocuk gibi ağlıyorum