Marquezin pek çok kitabını okudum, herbirinden okurken ayrı keyif aldım. Bence yine bir büyülü hayalgücünün keyif verici kitabı olmuş.
Kitapta ne ararsanız var, cahil ve tutucu insanlar, bağnaz din adamları ve onların saçma sapan inançları ile yapılan işkence yada diğer adı ile şeytan çıkarma ritüelleri, aşk, entrika, cinayet, bilim ile koca karı yöntemleri mücadelesi, günah keçisi seçilme, yıkılmış bahtsız hayatlar ile şatafatlarıyla nam salanlar , yerli ve milli olanlar ile melezler, daha niceleri hele diyaloglar ve ispanyol şairin dizeleri ise gerçekten enfes bir haz veriyor insana.
Evet ben Marquezciyim eleştirel bakışı bir yana geçmişinde yaşadığı zorluklar ve hayatta kalma mücadelesinden öğrendiklerini, anlatıla gelen hikayelerle büyülü düş gücü ile humanist bir anlatımı harmanlamada ki muazzam başarısı gerçekten etkileyici.
Marquezin başyapıtları ; kolera günlerinde aşk, yüzyıllık yalnızlık, kırmızı pazartesi kadar olmasada okunduğunda onları okumuş kadar keyif aldığım bir kitap oldu. İyi okumalar dilerim.
Aşk ve Öbür CinlerGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20206,7bin okunma
Kitabı çok beğendiğimi söyleyerek başlayayım.Karakterlerin ince ince işlenmesi,akıcılığı ile bir an olsun tempoyu düşürmemiş yazar. Okuduğum ayakları en yere basan, en gerçekçi romanlardan biri. Ama bütün bir kitabı öfkeyle okuduğumu ve yine aynı öfkeyle bitirdiğimi belirtmek isterim. Kitabın arka kapak açıklaması ve yorumları bana göre çok ama çok yanıltıcı. İmkansız bir aşk hikayesi değil söylenenin aksine hayatları parça pinçik edilmiş buna rağmen onurlu ve dik duruşlu kadınların öyküsü bana kalırsa. Ailenin erkekleri kadınların gururları,onurları üstüne tepinip tepinip,çocuklarına bakmayıp,eşlerine Şevkat göstermeyip bir de bunu ne talihsiz hayatım var tadında yaşıyorlar. Kitap bir aile öyküsünü anlatıyor ama ana hikayeye geçiş fazla uzatılmış bana kalırsa. En az iki,uç kitap olarak yazabileceği bir roman serisini tek bir kitaba sıkıştırmış yazar. Ayrıca bir aile içinde tekrarlanan
yaşantıların olması,aynı evin etrafında dönmesiyle Yüzyıllık Yalnızlık'tan fazlasıyla izler taşıyor.
Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Öğle yemekleri ortalama bir kitaptı. Asıl cevher burada yatıyormuş. Çok beğendim.
Güney Amerika edebiyatı çok büyük yazarlar üretmiş bir derya. Evelio Rosero da bu kitabında onlardan esintiler sunuyor ve bize kendisinin de saygın bir yazar olduğunu kanıtlıyor.
Kitapta yer yer kırmızı pazartesi yer yer yüzyıllık yalnızlık havası sezdim. Benzer bir lezzeti aldım. Marquez gibi büyülü gerçeklik öğelerinden faydalanılmamış ve elbette o kadar başarılı diyemem ama yine de anımsatması bile hoşuma gitti. Latin köylerinde yaşananlar, terörizm, bireyin yabancılaşması, dram, insanlık suçları ustalıkla verilmiş. İnsanı giderek daraltan, etkisi altına alan çok iyi bir hikaye.
Ben beğendim. Ödüller toplamış bu esere bir başyapıt elbette diyemem ancak iyi bir alternatif kısa roman olabilir.
OrdularEvelio Rosero · Can Yayınları · 2016166 okunma
🖎 Gözlerimiz yeter ki sağlam olsun algımız ise apaçık, ruhumuz bazen karanlık bazen aydınlıkta bulur kendini, okumalarla... Bize okumak düşer. “Yaşamak için okuyun,” demiş Flaubert. İnsan, insan olmak için okur, demek belki daha da doğru. Kitapla yaşamak, niçin evin öteki eşyalarıyla, masayla, iskemleyle, koltukla yaşamaktan bambaşka görülür.
🖎 İyi bir yazar olmak için, kesinlikle her an aklı başında ve sağlıklı olmak gerekir der Gabriel Garcia Marquez. G. Garcia, edebiyatin yüzde on esinden, yüzde doksan terden geldiğini söyleyen Proust'a inanır.
🖎 Bu eleştiri kitabından hareketle not aldığım bazı kitaplar oldu. Stendhal'in eserini Nurullah Ataç çevirisinden okumalıyım. Anna Karenina benzer mahiyetteki D.H. Lawrence'dan Lady Chatterley'in Sevgilisi kitabını da okumalıyım. Bunun dışında edebiyatımızdan Fakir Baykurt adlı yazara yani köy edebiyatı okumalarını da geçiş yapmalıyım. Yaşar Kemal'den Yılanı Öldürseler'i bu yazardan okunacak öncelikli kitaplardan biri. Yüzyıllık Yalnızlık yani büyülü gerçeklik kavramına ilişkin bu kitabı da artık okumalıyım....
🖎 Bu sene içinde Semih Gümüş'ten okumuş olduğum beşinci kitaptı. 2005-2006 yazılarından oluşmakta. Deneme ve eleştiri türünde yazan bu yazarı okumaya devam edeceğim.
Kızıl Darı Tarlaları, Japonya’nın Çin istilasını ele alıyor; 1937-1945 arası süren savaşın milyonların hayatına kaybetmesine ve savaş sonrası dönemi (1970’e kadar) mercek altına alıp romanlaştırmış. Kitapta anlatıcı üçüncü kuşaktan bir çocuk. Mo Yan, ‘geçmiş zaman eki’ kullandığından olsa gerek, sürekli büyüklerimden yaşanmışlıkları dinliyormuşum
‘’Uçan Tabut’’ kitabını ilk kez Ayşe Arman’ın röportajında duydum. Açıkçası kitap hakkında ‘’son zamanlarda okuduğum açık ara en sıkı kitap’’ yorumunu duyunca elbette içimi karşı konulamaz bir okuma merakı sardı. Okumayı seviyorsanız ve yeni şeyler keşfetmeye de bayılıyorsanız içimdeki iştahı çok iyi anlayacaksınız. Genelde eğer almak istediğim
Yüzyıllık Yalnızlık kitabından sonra okudum. Daha akıcı. Kitabı beğendim. Kendine özgü belirgin tarzı olan bir yazar Marquez. Anlatımı çok güzeldi. Tavsiye ederim.
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,6bin okunma
marquez'in okuduğum kinci kitabı fakat ilkinden tamamen farklı bir tat bırakıyor.Kitabı 3-4 gün de okuyamayacaksanız hiç başlamamanızı öneririm. Kitapta yaklaşık 50 faklı kişiden bahsedilirken isimlerin birbirine benzerliği hatta bazen aynı oluşu kitabı okumayı bir hayli zorlaştırsa da, ara vermeden okunduğunda anlaşılır bir çizgiye geliyor. Kitap küçük bir kasabada yaşananları ve Bundia alilesinden bahsederken aynı zamanda hayal dünyası ve gerçek üstü olayları sıradan bir durummuş gibi anlatıyor.
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,2bin okunma
sanırım kitabı bir tek ben sevemedim,yarıda biraktım dili ve betimlemeleri çok yoğun daha akıcı bir dil kullanmış olsa bi kaç sayfa fazla okuyabilirdim hayırlısı olsun... :)
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,2bin okunma