Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
ölmek kolaydır sevmekten, tesadüfen elime geçen okuyunca da çok sevdiğim bir kitap oldu..
Kibir insanın hayatını zehirler, Allah'ın verdiği sevme kabiliyetini yok eder, insanı kendi saadetinin düşmanı yapar. Kibirden vazgeçmeyen, sadece noksanlıkları, hataları, zaafları görür, var olanı görüp sevebilmek için tevazu iktiza eder.
Kitap kurgu olarak, çeviri olarak ve sürükleyicilik olarak çok güzel. İğrençlikleri toplumsal halleri, insai zaafları çok güzel betimlemiş. Ancak oldum olası kötü şeylerin tasvirlerini sevmemişimdir. Bazı yerlerde midenizin bulandığını hissediyorsunuz. Keyifli okumalar.
Buruk hayat..
Doğmak, ölmek, aşık olmak, ihanet etmek, ayrılmak, özlemek, üzülmek... Evet bunlar hayatımızda yaşadığımız klişelerdir... Duyguları inkar etmek, duyguların zaafları, korku, yaşanan yoksulluk, zamanın geçmesi, haksızlık... Bunlar da... Oysa ne zaman ve nerde doğmuş olduğun, ne zaman öleceğin, kime aşık olacağın, kime ihanet edip, kiminle ayrılacağın, kimi özleyeceğin, neye üzüleceğin, neden-ne zaman korkacağın, zengin ya da yoksul olup olmayacağın vs... bunlar ise tesadüf... Peki böyle klişe şeylerle, tesadüflerle geçen zamandan geriye ne kalıyor?.. Tabi ki içimizde yaşadığımız kendi tarihimiz... Romanda 3 kahraman var arkadaşlar: fazıl, iflastan sonra kalp krizi geçiren babasını kaybeden yakışıklı (ben öyle gözümde canlandırdım) bir edebiyat bölümü öğrencisi... sıla, nedensiz bir sebeple babasının tüm şirketlerine el konulmasıyla maddi sıkıntı yaşayan, fazıl gibi edebiyat bölümü okuyan genç ve güzel bir kız... (nur)hayat hanım, hala kim olduğunu ve hayatını öğrenemediğim ama hayatın tüm acı ve tatlı gerçeklerini; yoksulluğu, ölümü, kederi, çaresizliği, zenginliği, yaşama sevincini ve mutluluğu yaşayan, olgun ama bir o kadar da çılgın bir kadın... evet tesadüf; bunların bir televizyon çekiminde figüranlık yaptıkları bir akşam vakti tanışmaları ve hayatlarını tamamen farkında olmadan birbirlerine bağlı olarak yaşamaları... Sonu beklemekle trajik bitse de şahane bir roman... Siz de okuyun isterim... İyi hafta sonları...
Natüralizmin kuşkusuz en iyi temsilcisi olan yazar her zaman ki psikolojik tahlilleri ile bir kez daha beni kendine hayran bıraktı. Kitabı okumadım resmen o karakterlerle bire bir yaşadım. Okumaya başladığım an dan itibaren farklı bir dünyanın içine savruldum. Her türlü kevaşeliğin, ahlaksızlığın gırla sürüp gittiği Fransız hayatının bir tür portresi olan bu kitabı okurken zamanın nasıl geçtiğini, sayfaların nasıl bittiğini anlayamadım. Kişilerin saplantıları, zaafları ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi.
128 syf.
10/10 puan verdi
Bir efsanenin modern edebiyat diliyle yazılıp araya küçük yorumlar eklenerek özel bir masala dönüşümünü okuyorsunuz. Hint efsanesini konu alıyor. Özellikle beden-benlik çatışmasını çarpıcı bir olay ile aktarıp bir çok soruyu sorarak okuyucuya farklı açılardan bakmasını sağlayan fikirler edinmesini sağlıyor. Aşk, sadakat, varoluş, değişim, arayış gibi duygular kitapta sık rastlanan çağrışım yapan ifadelerden bazılarıdır. Bu formatta yazılan kitaplar okudum ama yazarın müthiş inceliğini gösterecek kadar iyi değillerdi. Geçmişte yaşan olayı günümüz dil,yorum becerisiyle aktarırken okuyucuya bir çok şeyi birden güdülüyor. Keyifli okumalar.
128 syf.
·
Puan vermedi
Thomas Mann'dan okuduğum bu ilk roman. Konusunu 12. yüzyılda geçen bir Hint efsanesinden alan bu mitolojik romanda aynı kadına aşık olan iki erkeğin , Şridaman ile Nanda'nın dostluk, aşk, ruhsal ,bedensel uyum ; sadakat , bağlılık ;bedensel hazlar , cinsellik ile ruhsal huzura dair sarsıcı değerlendirmeler bulunmaktadır. Farklı