... anlatmanın zamanı gelmemiş demek ki. Anlatabilmek için anlatılacakların olgunlaşmasını beklemek lazım. Bir acıyı zamansızca anlatmak dokusunu bozar, beklemek lazım.
Ve sonra çekip gitti.Tıpkı ansızın gelişi gibi zamansızca sonu gelmeyen bekleyişler bırakarak ardında ve asırlarca sürecek bir özlem... Sahi hangi kimliksiz alfabede çıkar adın hangi şairin kalemi gökyüzüne umut eker ve hangi umut eziyet etmez insana? Gelişin olurmu bir gün... Güneş gülümser mi? Kimbilir...Belki yaşamaktan yorulmuş bir dağ köyünde esmer yüzlü çocuklara gülümsersin... O zaman yitirir yüreğim umutsuzluğu Bir kaçakçının ayak izlerinde...
Bu ağdalı zaman yolculuğunda gezgin birer çingeneyiz. Yaşadığımızı sanıyoruz. Asimile edilirken entegre olduğumuz fısıldanıyor kulaklarımıza -neredeyse- artık doğar doğmaz. Komşu kavramı anlamını yitirdi, ‘öteki’ne dönüştü. Artık dünyadaki herkes birbirine yabancı. Aile bireyleri bile…
En yakınımız, her şeyimiz elimizdeki cep telefonları. Çipten
Rebecca West, asıl isimi Cicily Isabel Fairfield, Rebecca West ismini, ergenlik çağındayken oynadığı Henrik Ibsen'in Rosmersholm/Rosmer Malikânesi oyunundaki baş karakter olan güçlü karakterden esinlenerek almıştır. Feminizm ve sosyal reform hareketlerinde aktif rol alan Rebecca West'in ilk kitabi Henry James 1916'da yayımlandı;