546 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
paris semalarında gelecekten geçmişe bir yolculuk
Kitabı bitirdikten sonra okumaya başlarken Hugo’nun Mart 1831’de yazdığı kısacık bölümü okudum. Notre Dame’da gezerken kulelerden birinin karanlık bir köşesinde duvara elle kazınmış bir yazıyı fark ediyor. İçini kuşkular kaplıyor bu dünyayı terk etmeden önce, eski bir klisenin köşesine bir suçun ya da bahtsızlığın bu lekesini bırakma ihtiyacını hangi acılı ruhun duyabileceğini tahmin etmeye çalışmış. Yıllar sonra yazının ortadan kaybolduğunu fark etti ve bu eserini o kaybolan yazıya o acılı ruhun eliyle kazıdığı yazıya adadı. Victor Hugo’nun bu kitabı Paris için yazdığı adeta bir gerçek. Paris’i betimlemesi sokaklarına kadar ayrıntılı tasvirlemesi adeta kanatlı bir kuş gibi Paris semalarında uçmamızı sağladı. Karantina günlerinde Notre Dame ve Paris’i göresim geldi. Hikaye 3 acılı ruhun etrafında geçiyor aslında.Herkes tarafından aşağılanan ,kambur, tek gözlü ve çirkin zangoç Quasimodo bir taraftan; yıllarca kendi eğitiminden ödün vermeyen disiplinli bir o kadar da merhametli başdiyakoz Claude Frollo ve güzeller güzeli herkesi kendine aşık edebilen çingene kızı Esmeralda. Güzel görünümlülerin kötüye dönüştüğü bir hikaye bu aslında.
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202233,2bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Evelio Rosero'nun Ordular kitabını öyle sevdim ki hemen ardından Öğle Yemekleri'ni okudum. Üç Lilialar, Kambur Tancredo, Zangoç Celeste, Zangoç'un manevi kızı Sabina ve Muhterem Peder Juan Pablo Almida muhtaçlara öğle yemekleri de verilen kilisenin görevlileridir. Zangoç Celeste ve Muhterem Peder Juan Pablo Almida küplerini doldururken üç Lilialar ve Tancredo vasat öğle yemeklerini yetiştirebilmek için insan üstü çaba sarfederler. Kiliseye tek bir ayini yönetmek için geçici olarak gelen Muhterem San Jose Matamoros del Palacio bir isyanı tetikler.Din eleştirisinin ana tema olduğu Öğle Yemekleri kitabındaki ince mizah Ordular kitabındaki kadar etkileyiciydi. Evelio Rosero'nun yeni kitaplarını bekliyorum.
Öğle Yemekleri
Öğle YemekleriEvelio Rosero · Can Yayınları · 2016150 okunma
Reklam
Muzip;))
Çingenecik sobadan simsiyah hamamböceklerini çıkarıyor, onları Yanyana bağlıyor, kağıttan kesip yaptığı kızaklara onları koşuyor, güzelce kazınıp temizlenmiş masasının üzerinde dörtnala koşturuyordu. Hamamböceklerini ince çıralarla kırbaçlarken naralar atıyordu; “Hadi piskoposun yanına Çek bakalım!. Bir hamam böceğinin sırtına küçük bir kağıt parçası yapıştırıyor, öndeki kızakların arkasından koşturup bağırıyordu; “Hey, çuvalı unuttunuz. Papaz arkanızdan getiriyor onu!. Bir hamamböceğinin ayaklarını birbirine bağlıyordu; böcek kafasını öne vura vura sürünüyordu, Vanyacık el çırparak çığlıklar atıyordu; “Zangoç meyhaneden kliseye, akşam ayinine gidiyor.”
Aşkla Bakmak :-)
Zangoç eteğinin ucuyla Katyuşa'ya çarptı. Zangoç —-Nehlüdof'a saygı göstermek amacıyla olacak — çevresinden dolaşırken, başını çevirip Katyuşa'ya bakmadığı için çarpmıştı ona. Nehlüdof şaşırmıştı: Bu Zangoç'un, oradaki, hatta evrendeki her şeyin Katyuşa için var olduğunu, evrende her şeyin önemsenmeyebileceğini, ama Katyuşa'yı önemsememenin olmayacağını, çünkü onun evrenin merkezi olduğunu anlayamaması, sezinleyememesi garibine gitmişti. Tasvir duvarında altın onun için parlıyordu; büyük avizedeki, şamdanlardaki mumlar onun için yanıyordu. «Rabbinizin günüdür bugün, sevinin ey insanlar!» diye söylenen bu neşeli şarkılar onun içindi. Dünyadaki iyi şeylerin hepsi de onun için yaratılmıştı. Bunu Katyuşa'nın kendi de biliyor gibi geliyordu Nehlüdof'a. Onun beyaz giysi içindeki duruşuna, sevinç okunan yüzüne bakışlarından ikisinin ruhunda da aynı heyecanın olduğu anlaşılan gözlerine bakınca sezinlemişti bunu Nehlüdof.
Topallıyarak yola koyulan ihtiyar zangoç: -Hava serin; yaz gelmeden fazla oturma­ya gelmez; dedi. İhtiyar David sordu: - Ne dedin? Beriki söylendi: - Zavallı adam pek ağır işitiyor: Allaha ısmarladık. David onun arkasından bakarak: - Gittikçe ihtiyarlıyor; her gün biraz daha takatten kesiliyor; dedi.
Sayfa 201 - MEB Yayınları, Çeviren: Behlül Toygar, Baskı yılı: 1991, Baskı adedi: 20,000Kitabı okudu
566 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Why was I not made of stone like thee?
"Bana sorsalar ne Türk olmak isterdim, ne Kürt olmak isterdim. Ben Norveçli olmak isterdim. Enayi miyim Ortadoğu vatandaşlığı isteyeyim?" diyen dayı gibi Quasimodo seçmedi bu çirkin bedeni. 'Farklı görünmek canımı sıkıyor' derken ağlayan çocuk geldi gözümün önüne. 2017 yapımı Wonder filminden bahsediyorum. Annesi evladını "Sen
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202233,2bin okunma
Reklam
329 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.