358 syf.
8/10 puan verdi
Devir Demirel devri bu sefer. '60'ların ikinci yarısı. Şehirlerde başta Türkiye İşçi Partisi etkisinde olmak üzere örgütlülüğün gücü nihayet anlaşılmış, kolay kolay ezilemiyor kimse, "kimseler" olmayı yol tuttuğundan beri. Ama köyler hala öyle değil. 50'lik, 60'lık zenginler, ağalar daha 13'ündeki kız çocuklarını kendilerine ikinci eş yapmaya kalkışıyor. Kızlar asıyorlar kendilerini, kaderlerini reddederek. Bir gün Kızılcahamam'ın bir köyünde de bir zengin, arkasına devleti almış, devleti tümüyle satın almış, devletin satın alınabilir bir zavallılık olduğunu kanıtlamış bir zengin, gözüne 13'lük Dürü'yü kestirince kader tersine dönmeyi akıl edebiliyor. Ama örgütlülük, bir araya gelmelik olmadan olmuyor, olamıyor. Kurtuluş Savaşı'ndan kalma gizli bir paslı tırpan bütün bu sürece saklandığı yerden şahit oluyor. Nihayet kendini gösterdiğinde Kurtuluş'taki örgütlülüğün bir sembolü olup çıkıyor. Fakir Baykurt'un aya, uzaya gidildiği yıllarda Türk köylüsü kadınların ve kızların çilesini müthiş bir gerçekçilikle anlattığı ödüllü romanı, bugün de kılık değiştirmiş ama aynı dertlerle dikilip duran aynı insanlara bir çözüm sunuyor. Baykurt'un akranlarından en büyük farkı bu: bir çözüm sunuyor. Çözümü görmesini, almasını bilene reçete gibi.
Tırpan
TırpanFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20101,376 okunma
140 syf.
8/10 puan verdi
“Kitap okuyarak içimde yükselen duyguları bastırmayı tasarlıyordum.”
Kitaba başlarken ön yargıyla yaklaşmıştım. Çünkü yazarın ne anlatmak istediğini anlayamamıştım. Ve kitabı defalarca yarım bıraktığımı söyleyebilirim. Ancak birinci bölümü iki defa okuduktan sonra tam anlamıyla ne demek istediğini anladığımı itiraf etmeliyim. Keşke okumaya başlamadan önce birisi bana “ikinci bölümü bitirmeden birinci bölümde ne
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020130bin okunma
Reklam
432 syf.
1/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Yıllardır Zülfü Livaneli okurum,hayalindeki olayları vurucu karakterlerle,o karakterleri içselleştiren tahlillerle anlatır.Ancak bu kitap,Zülfü Livaneli'nin başka bir yüzüyle karşılaşmama vesile oldu.Ve bu yüz,beni sarstı,yordu,üzdü.Medeniyetine,efendiliğine,ezgilerine vurulduğum adam bu kadar yalan mıymış,hatta bu kadar zavallı?Söylemek istediğini direkt söyleme mertliğini gösteremezken ülkemin insanlarını bu kadar ayrıştırmaya çalışması,sözde tahlillerinde cümle cümle nifak sokan ifadelere sığınması zavallılık değil de nedir?Ya da korkaklık...Sadece aslolanı bilen bir zihin bu kadar ince hesaplar güder çünkü.Ona ve onun gibilere inat ben herkesin adına,ırkına,görüşüne bakmadan birarada yaşayabileceğimize inanıyorum.
Konstantiniyye Oteli
Konstantiniyye OteliZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202018,6bin okunma
222 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Bir Öksüzün Hikâyesi.
Sondan başa doğru okuduğum romanları arasında en sevdiğim oldu Kuyucaklı Yusuf. Okuduğum satırların bazılarını tekrar tekrar okudum, bir yandan karakterlere üzülürken bir yandan da başka türlüsünün kaçınılmaz olduğunu bilmek beni daha da üzdü romanı okurken. Sonuçta er ya da geç ölüyoruz ve ister istemez sonunda bunu kabul ediyoruz.. Ama bu ölüm
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021176bin okunma
420 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
AZ romanından sonra DAHA'da daha da hayran kaldığım Hakan Günday'a yerli Dostoyevski diyebilirim... DAHA! Ülkesini, evini terk etmek zorunda kalan göçmenlerin bindiği bir DÜNYA'da yaşadıklarını büyüteçle körler dünyasına gösteren; 10 yaşında tecavüze uğrayan, 14 yaşında tecavüz eden, Günlerce cesetlerin içinde yaşayan, Yaşıtları gibi oyuncaklarla değil de Mültecilerin hayatlarıyla oynayan DAHİ bir PİSKOPAT olan GAZÂ'nın lanet hayatı.... Şahane, akıcı ve etkileyici bir eser... Mültecilerin yaşadıkları zorluklar, açlık, yoksulluk, zavallılık, çaresizlik o kadar güzel anlatılmış ki, Siz de okuyun isterim... Birazdan yapacağım gibi (bi kendime geleyim) sizin de okuduktan sonra filmini izlemenizi isterim... Sevgilerimle... Iyi geceler...
Daha
DahaHakan Günday · Doğan Kitap · 202313,9bin okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Hayatımda okuduğum en abartılı kitaplardan biriydi. 7 puan veren birine göre kötü bir başlangıç yaptım belki ama; öyle. Bu dünyada eminim herkesin bir kez de olsa başına gelmiştir sevdiği kişinin sevgilisi, nişanlısı, eşi olması ya da onu sevmemesi. Kimse ilk aşık olduğu kişiyle sonsuza dek mutlu olmuyor sonuçta. Werther bu işi biraz abartarak delirmiş gibi hareketler sergiliyor kannımca. Şöyle ki, mektup olayıni sevdim. Mektup yazmak bence bir sevgiliye ulaşabilmenin en zarif yollarındandır. Okuyamayacağı mektuplar ise işi daha dramatik kılmış. 7 puanı tamamen kitabın mektuplardan oluşmasına verdim. İçinde çok güzel edebi sözler vardı. Sürekli durup alıntı yapmak istedim ama yine de bir noktadan sonra "Şovu kes Wether." diyesim geldi. Ben de çok aşk acısı çektim, ben de çok sevdim. Wether'dan daha fazla sevmişimdir; ama buradayım. Çekip gidebilmek bir aşığın yapacağı en kolay şeydir. Zor olanı, yaşamak ve hayata devam edebilmektir. *bundan sonrası spoiler içerir* Kendini öldürmesi bana kalırsa bir zavallılık göstergesiydi. Sonunda Lotte'nin de dusuncelerini okumak isterdim. Çok ani bitti. Werther ölmeyi bile beceremedi, son saniyelerinde bile kurtarılmak istedi. Keşke başka biriyle mutlu olmayı ya da en azından bir hayal ile yasayabilmeyi seçseydi. Çok etkilenmedim kitaptan. Genç Werther'in Acıları diyince ben de "gerçekten" bir acı zannetmiştim. Meğerse ben ondan daha çok acı çekmişim, kitap olabilirmişim haberim yokmuş🤣 hatta bırakın beni, yoldan birini bile çevirseniz Werther'dan daha çok acısı vardır. Kısaca balon bir kitaptı bence. Gereksiz şişirilmiş.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Parodi Yayınları · 2018122,4bin okunma
Reklam
46 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.