“Allah’ın elçisi ve peygamberi, bir işi görüşmek için bir gün oğulluğu Zeyd’in (K elba kabilesinden Zeyd İbn Harise İbn Şerahil) evine gittiğinde, Zeyd’in yıkanmakta olan çırılçıplak haldeki karısıyla karşılaştı ve ona şöyle dedi: ‘Sen, seni yaratan Allah’ın bir hikmetisin!’ Zeyd eve döndüğünde karısı ona peygamberin gelişinden söz etti ve peygam berin kendisine söylediği sözleri kocasına iletti. Bunun üzerine Zeyd çabucak peygambere gitti ve karısını ona önerdi, ama peygamber bunu reddetti ve ona dedi ki: ‘Karını bırakma ve Allah’tan çekin.’ Allah, bu olay üzerine Cebrail aracılığıyla yukarıdaki âyeti gönderdi.”
Peygamberin kendisi nin, kimi anlayışlara göre, kendi konumu açısından uygunsuz saymasına, kendini mazur gösterm esine, bugüne dek bu davranışından ötürü kendini kınamalardan kurtaramamasına ve bizzat kendisinin Zeyd’e: ‘Karını bırakma ve Allah’tan kork!” demesine karşın, Allah’ın bütün büyüklüğü ve Tanrısal önemini bir yana bırakıp Cebrail’i peygambere göndererek, sadece cinsel ihtirasını gidermek için mutlaka Zeyd’in karısını kendine alm asını isteyecek kadar alçalacağı bana çok yakışıksız geliyor. Acaba peygamberin 22 eşi ve cariyeleri ona yetm iyormuydu? Mutlaka Zeyd’in karısından mı hoşlanması gerekiyordu? Allah ’ın başka işleri yoktu da, bu gibi
zırvalarla mı uğraşmak zorundaydı?