Hem okurum hem yazarım
Hem konuşur hem susarım
Sessiz çığlıklarım böyledir işte
Hem gülerim hem ağlarım
Hem ölüyüm hem canlıyım
Yaşarken ölmek böyledir işte
Hem aşık hem maşukum
Hem leylayım hem mecnunum
Zişan-ı beşer böyleyim işte
@Mendehlizeman
Yalan,dolan ile garip köylümü
Aldatıp soyana gardaş mı deyim?
Allah´ın emrine isyan edip de
Şeytan´a uyana gardaş mı deyim?
'Çağdışı kural' der, ar, namus, haya..
Yol olur boynuzu dünyadan aya!
Cinsel toleranslı o dümbük bay'a,
Şo çıplak bayana gardaş mı deyim?
Bacısız, gardaşsız kalsam da garip,
Sahtekara gardaş olamam varıp,
Camide ön safa karargah kurup
Kul hakkı yiyene gardaş mı deyim?
Dinime taş atan dini güdüğe,
Irkıma küfreden iğrenç düdüğe,
Davasız, gayesiz şo pis hödüğe,
Şo sözden cayana gardaş mı deyim?
Olmalı gardaşlık lâle, gül gibi,
Resulü Zişan'la Cebrail gibi
Bizi bize düşman edip el gibi,
Bu hale koyana gardaş mı deyim?
Mehmet Akif Ersoy
İstiklal marşı yazarımız Mehmet Akif Ersoy… “Kahraman Ordumuza” başlığı ile kurtuluş savaşından çıkmış bir millete bu adla şiirini hediye etmişti. Şiirini safahat adlı kitabına koymamıştı. Bunun nedeni kendine sorulduğunda: “Bu benim değil, milletimin malıdır.” Diyordu. Bu marşı yazan şair, sadece yazmamakla kalmayıp bunu bir
Kıtaları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar...
Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları... İhtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini, Ben Avrupalıyım demeye başladı, Asya bir cüzzamlılar diyarıdır.
Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara, ve kulağına: Hayır delikanlı diye fısıldadılar, sen bir az gelişmişsin.
Ve Hıristiyan Batı'nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir nişân-ı zîşân gibi gururla benimsedi aydınlarımız.
Cemil Meriç.
Sen bir Az-Gelişmişsin
Kıt'aları ipek bir kumaş gibi keserdik. Kelleler damlardı kılıçlarımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar...
Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları. İhtiyar dev mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini, " Ben Avrupalıyım" demeye başladı, "Asya bir cüzzamlılar diyarıdır."
Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara, ve kulağına: "Hayır delikanlı" diye fısıldadılar, "sen bir az gelişmişsin."
Ve hristiyan batı'nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir "nişan-ı zişân" gibi gururla benimsedi aydınlarımız."
CEMİL MERİÇ
Yemekli misafiri kabusa çevirmeyi başaran konuk tipleri üzerinde durmak istiyorum bu noktada:
1. İri yapılı, iştahlı ve kendini çok esprili zanneden erkek misafir: Masadaki alafranga, sağlıklı ve/veya tadımlık yiyeceklerle dalga geçer, ne yerse yesin sofradan aç kalktığını iddia eder, girişle ana yemek arasında birbuçuk dakikadan fazla zaman