Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Egem

Egem
@gunese
cebimdeki gülü yokladım oradaydı/ orada sessizce çoğaltıyordu yaşama direncimi.
304 syf.
·
Puan vermedi
Doğru Nefes
Hepimizin doğuştan getirdiği özellikler var. Nefesin de kendiliğinden ve olması gerektiği gibi olduğunu düşünürüz. Yazar da bir nefes terapisine katıldığı zamana dek doğru nefesin hayatımızdaki yerini sorgulamıyor. Katıldığı seanstan sonra yaşadıkları hayatının dönüm noktası olmuş ve bu kitabın ortaya çıkmasını sağlamış. Çoğumuz doğru nefes almıyoruz. Yaptığımız en yaygın hata ise ağızdan nefes almaya devam etmek. Kitapta sadece bunun zararı üzerine sayfalarca inceleme var. Bu yüzden burundan nefes almaya başlamayı sağlıklı yaşamın ilk adımı sayabiliriz. Yazar nefes hakkında detaylıca o kadar çok kaynak araştırmış ki yazdıklarını saygı duyarak ve pürdikkat okudum. Bu kitapta daha önce önemsemem gerektiğini bile bilmediğim nefes ve yaşam biçimlerini fark ettim. Bilinçli ve sağlıklı kalmak isteyen herkesin bu kitabı edinmesini tavsiye ederim.
Nefes
Nefes
James Nestor
James Nestor
Nefes
NefesJames Nestor · Mundi · 095 okunma
Reklam
156 syf.
·
Puan vermedi
Okurken çoğu kez altını çizdim. Not yazıp kitaba yapıştırdım. Kitabı bitirdikten sonra işaretlediklerimi yeni baştan okudum. İnceleme bu kadar, yeterli olmuştur umuyorum.
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · İş Bankası Yayınları · 202315,2bin okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
Bu kitapla birlikte Erich Fromm ile tanışma şansım oldu. Sadece sevme, sevilme konusu üzerine bir kitap olsaydı elbette yetersiz kalacaktı. Sevgiye birçok farklı açıdan ve alandan yaklaşan ve bunların bir bütün olduğunu görmemi sağlayan bir eser. Freud'la bağdaşan ve ondan ayrılan noktalar kitabın aralarına sık sık yerleştirilmiş. Karşılaştırma ve kavramların açıklayıcı şekilde usta bir kalemin elinden yazıldığını anlıyorsunuz. Sadece daha çok somut örnek verilseydi daha doyurucu olurdu diye düşünüyorum. Her haliyle insanın içine ışık tutan bir başyapıt.
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Say Yayınları · 202218,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
95 syf.
7/10 puan verdi
"Doğu'nun Kafka'sı" Sadık Hidayet'in en merak ettiğim kitabıdır Kör Baykuş. Kitabı okurken rüya içinde rüya görüyormuşum gibi hissettim. Belirgin bir bunalım ve umutsuzluk havası hakim esere. Bu duruma dönemin atmosferi ve ülkesinin geleceğine duyduğu güvensizlik de etki etmiş. İran edebiyatına Avrupa modernizmini getiren Hidayet, bu eserinin kapağına basımdan önce "İran'da satışı yasaktır. " ibaresi koydurmuş. Kara mizahla eleştirdiği ülkesinde eserleri hala yasaklı. Kör Baykuş'ta tasvir edilen kişinin aidiyetsizliği, bulunduğu durumu sorgulayışı ve ruh halleri insanı içine çekiyor. Karakterle temas kurunca mutsuzluğundan bir pay almamak mümkün mü bilmiyorum. Yazarın kalemi oldukça özgün. Edebi zevk alınabilecek bir roman.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,3bin okunma
331 syf.
9/10 puan verdi
Ahlak Sorunu Olarak Körlük
Bu kitapla ilgili çok sayıda inceleme ve alıntı görüp duruyordum. Okuyunca sebebini anladım. Körlük, fark edilmesi gereken meseleleri insana sezdirip cevapları okuyucuya bırakan bir eser. Bu yüzden her okuyucunun kitabı yorumlayış şekli değişebilir. Tek bir doğru cevap olmayabilir. Açıkçası bu kitabı 'körlemesine' okuyup içini kurcalamadan rafa kaldırmak epey haksızlık olur. Beyaz Felaket şeklinde bahsedilen körlük salgınının tüm ülkeyi sarmasıyla ortaya çıkanlar kitabın konusunu oluşturuyor. Toplumsal salgın konusuna hiç yabancı olmadığımız bugünlerde insanların yaşadığı psikolojik durumları az çok tahmin edebiliriz. Bu bana şunu düşündürüyor: Başkalarının gözleri ya da Virginia Woolf'un deyişiyle hapishanelerimiz olmasaydı neleri değiştirirdik? Özümüze mi dönerdik? Denetim mekanizmasının çöküşü insanlığın da mı çöküşü olurdu? Kitapta bahsedilen körlüğün nasıl bir imge olarak kullanıldığı sezdirilse de net bir cevap verilmiyor. Yazar kitapta körlüğü umudun olmadığı bir dünyada yaşamak olarak tanımlamış. İnsanın gözüne inen beyaz perde, yüreğe çoktan indiği için meydana çıkmış olabilir. Kitapta ilk dikkatimi çeken yazarın üslubu oldu. Nokta ve virgülden başka noktalama işareti kullanmayan yazar, ne zaman ne mekan ne de karakter ismi kullanmış. Bunlar karışıklık yaratır gibi görünse de aslında çok sade ve zamansız bir eser oluşturmuş. İnsanı doğasıyla yüzleşmeye ve görmeye davet eden bir kitap. Okunmalı.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,1bin okunma
Reklam
68 syf.
8/10 puan verdi
Altıncı koğuş bir yok oluş mu?
Suç ve Ceza'nın ardından sağlam bir toplumsal eleştiri kitabı daha okudum. Çabuk biten bir hikaye olmasına rağmen herkesin düşünmesi gereken konulara biraz da vicdanımızı dürterek işaret ediyor. Kendisi de doktor olan Çehov, kitabında akıl hastanesine ataması yapılan bir doktorun yaşadıklarından bahsetmiş. Konfor alanından çıkmayan ve okudukları üzerinden bir felsefe edinen bu doktor hastanenin ciddi sorunlarına bakış açısı nedeniyle umursamaz kalmıştır. Bir gün hastanede tanıştığı bir deli ile hiç ummadığı bir konuşma yapar. Çağının gerisinde kalan sorunlu hastaneyi Çarlık Rusya'sına, atanan doktorları devletin aydınlarına, acı çeken ve özgürlüğü elinden alınmış hastaları da zamanın halkına benzetirsek anlatılmaya çalışanı daha net görürüz. 'Hasta'ların çektiği acılara kayıtsız kalan aydın kesimin duyarsızlığı, bir gün kendisini kafesteki hastalarla aynı kefede bulmasına yol açabilir mi? Felsefi alt yapısı olan değerli bir eser. Tavsiye ederim.
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270bin okunma
704 syf.
9/10 puan verdi
Suç İşleme Eğilimi Doğuştan Mı Gelir Yoksa Çevreden Mi Kaynaklanır?
1886 yılında, Rusya'nın toplumsal moral enkazını yaşadığı sıralar yazılan kitap. Aslında bir dönem kitabı. Döneminin en ateşli tartışmalarına yer veren ve hiciv yönü ağır basan bu kitap, insan ruhunun en karanlık taraflarına ışık tutması ve analizleriyle evrenselliğe kavuşmuş. Baş kahramanımızın ismi Raskolnikov da anlaşılan rasgele seçilmiş
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,8bin okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Schopenhauer ile tanışmak için güzel bir başlangıç olabilir. MUAZZAM bir fikir kitabı. O yüzden sık sık düşünme molası istiyor. Her iddiasında çok keskin yargılarla ve meydan okuyan bir dille karşılaşıyorsunuz. Bazı düşüncelerine katılmasam da arada kalıp kendimi savunmaya başlayınca eserin ne denli kıymetli olduğunu anladım. Ön yargılıysanız eğer
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Okumak, Yazmak ve Yaşamak ÜzerineArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 20133,674 okunma
160 syf.
6/10 puan verdi
Niccolo Machiavelli'nin Prens'i Makyavelci düşüncenin el kitabı sayılıyor. İktidar uğruna her türlü ahlak yasasının hiçe sayıldığı, dürüstlükten yoksun siyaset güden bu görüş bu kitaptan sonra zaman içinde oluşmuştur. Prens, yazarının ölümünden 5 yıl sonra piyasaya sürülmüş, o dönemde çok büyük ses getirmiştir. Kilise ve bazı çevrelerce 'şeytanın el kitabı' olarak nitelendirilse de yazarın çağdaşı olan Hume, Rousseau ve Montesquieu gibi düşünürler Machiavelli'i siyasal zorbalığın doğasını gösteren iyi bir yurttaş olarak görmüştür. Dönemin otoriter ismine ithaf edilen bu eser, yasaklanan kitaplar arasına girer. Konu olarak bir prensin devletini nasıl yönetmesi gerektiğini işliyor. Yazar kanılarını desteklemek için sıklıkla örnek verme ve tanık gösterme yollarını kullanmış. Eserde rasyonel bulduğum başarılı tespitler var, dönemin şartlarını göz önünde bulundurarak okursak. Bugünün koşullarına uzanan öngörüler içerdiği için evrenselliğini koruyan bir eser. Siyaseti insan doğasından ayırmayan Machiavelli, insan doğasının kötü olduğunu öne sürüyor. Bu anlamda bir yöneticinin daima çıkarına göre hareket etmesi gerektiğini, yoksa kötü insanların arasında yitip gideceğini savunuyor. Ahlaki açıdan doğruluğu tartışılan bu siyasetin, yöneten ve yönetilenin doğasını anlamaya ışık tuttuğunu düşünüyorum. Kitabın birkaç kısmında hayretle okuduğum kadına yönelik aşağılayıcı benzetmeler nedeniyle kitabı önereceğim eserler arasında gösteremem.
Prens
PrensNiccolo Machiavelli · Can Yayınları · 201914,8bin okunma
226 syf.
·
Puan vermedi
Üniversitede eğitim dersinin yardımcı kitabı olarak almıştım. Bir süre kitaba asık suratlı diplomat muamelesi yapıp detaylı okumayı düşünmedim. Bir kenarda bekletmenin faydası varmış. Bu kitap edebiyatımızın önemli isimleri aracılığıyla edebi metinleri eleştirel gözle nasıl okuyabiliriz bunu öğretiyor. Bazı kısımlarda metni yazar yorumluyor. Bunu kılavuz niteliğinde usulü öğreten bir okuma olarak gördüm. Bazı kısımlarda yorum tamamen okuyucuya bırakılıyor. Her soru irdelememiz gerekenlerin neler olduğunu gösteriyor bir nevi. Çoğuna cevap vermeye çalıştım. Son kısımda ise şiirleri nasıl okumalıyız bölümü mevcut. Ön yargımın aksine sıkmayan, boğmayan zevkli bir ders havasında ilerliyor. Seçilen metinler ve kullanılan üslup başarılıydı. Yeni bir bakış açısı kazandığım için (aradığım en temel şey buydu) bu kitabı gözü kapalı tavsiye edebilirim. Bu kitaptan sonra Necati Cumalı'yı keşfetmek için not aldım. Tavsiye ettiğiniz bir kitabı varsa okumak isterim.
Eleştirel Okuma
Eleştirel OkumaEmin Özdemir · Bilgi Yayınevi · 2000288 okunma
Reklam
184 syf.
6/10 puan verdi
Geçmişi geri getirebilir miyiz, yeniden yaşayabilir miyiz?
Amerikan rüyasının en fazla destekçi bulduğu dönemi -iki dünya savaşı arasındaki dönem- arka planda işleyen roman, 1925 yılında okuyucuya sunuluyor. Fitzgerald'ın bir "başarısızlık" örneği olarak gösterdiği ve her şeyini ortaya serdiği bu roman o hayattayken ne yazık ki ilgi görmedi. Fitzgerald başarısını hiçbir zaman göremeden, "Kayıp Kuşak" olarak değerlendirdiği kuşağın bir parçası olarak, bunalım ve mutsuzluk içinde ölmüştü. Bu romanı ilk okuyuşumda o kadar sıkılmıştım ki devam edemedim. Sanırım ben anlayamadım ya da beklentimi gideremedim. Ne kadar zaman rafta bekledi bilmiyorum. Ta ki filmini izleyene kadar. Bittiğinde ilk işim kitabı bulmak oldu. Tavsiyem -burası çok önemli- önce filmini izleyin. Bir gün bunu söyleyebileceğimi düşünmezdim. Kitap yazarının gözünden Jay Gatsby'i merkez alan olayları anlatıyor. Gatsby'i çok sevdim, yazarın onu betimleyişini, karakterini, hayallerini, umut edişini sevdim. Özel roman kahramanlarından biri oldu, benim için. Yazar olayların içinde dönemin manzarasını da sergiliyor. Caz çağını, boşvermişliği, ahlakın çöküşünü, Amerikan rüyasının balon olduğunu görüyoruz. Tüm bu serkeşliğin içinde parlayan Gatsby kendi kaderini çizerken büyük bir hataya düşüyor. Geçmişi yeniden tıpatıp yaşayabileceğine inanıyor. Filmiyle kitabı arasında ufak tefek oynamalar vardı. Ama o büyüleyici dünyayı sanıyorum filmini izlemeseydim kitabın diliyle tahayyül edemezdim.
Muhteşem Gatsby
Muhteşem GatsbyF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202221bin okunma
134 syf.
·
Puan vermedi
Eğer Kafka 'Okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa niye okumaya zahmet edelim ki?' demeseydi muhtemelen okurken rahatsızlık duyduğum bu kitabı sürdürmezdim. İyi ki okudum bu kitabı. Çünkü hiç düşünmediğim bir noktaya geldi, toplumun yadsınmayacak gerçeğine çekinmeden ayna tutarak üzerinde düşünmeye itti. Elbette çok fazla neden var - gelenekler, yenilenmeyen gelişen koşullara evrilmeyen yoz düşünceler- Ama şunu düşünmüyoruz. Eleştirdiğimiz toplum aslında biziz. O bu şu diyemeyiz. Bir bütünün parçasıyız çünkü. Ortada bir suç varsa kendimizi bir köşeye çekemeyiz. Vicdanımız izin vermez. Kitap idamına karar verilen bir kadının yaşanmış hayat hikayesini anlatıyor. Kısa ama çok derin bir kitap. Özellikle son iki kısmı hızlıca değil sindirerek okumalı. Asılacak Kadın'ın hikayesi insanı yaralıyor.
Asılacak Kadın
Asılacak KadınPınar Kür · Everest Yayınları · 20124,874 okunma
215 syf.
7/10 puan verdi
Çağdaş felsefenin başvuru kitabı olup başta Spinoza gibi filozofların tartışma konusunu oluşturan bu eser, Descartes'ın bir tıp profesörü ve İsveç Kraliçesi ile mektuplaşmaları sonucu oluşmuştur. Oldukça ilgili şekilde bu mektupları takip eden kraliçe Descartes'ı Stockholm'e davet etmiş, bu yolculuk Descartes'ın maalesef son yolculuğu olmuştur. Kendini birçok bilim dalında geliştiren ve yetkin hale getiren bu filozof, aynı zamanda analitik geometrinin de kurucusudur. Üç bölümden oluşan kitabın girişi çok ağır ilerliyor çünkü bu kısımda ayrıntılı tıbbi açıklamalarla bir girizgah yapılmış. Biraz ürküp bırakılırsa bu esere yazık olur, bence. Çünkü 2.kısımdan itibaren insan hayatında rol oynayan altı temel duygu irdeleniyor. Açıklamalar bilimsel olgulardan oluşuyor, açık ve anlaşılır. 3.kısımda bu temel duyguların bileşiminden oluşan diğer duygu durumlarına yer verilmiş. Son olarak, tüm duyguların temelinde iyi olduğu ve korkulması gerekenin bu duygular değil, bu duyguları kontrol edememek olduğuna değinilmiş. Ufuk açan, insanı kendi içine bakmaya iten sevdiğim kitaplardan biri oldu.
Duygular Ya Da Ruh Halleri
Duygular Ya Da Ruh HalleriRené Descartes · Alfa Yayınları · 2021215 okunma
56 syf.
7/10 puan verdi
XV. Louis döneminde oldukça şatafatlı bir hayat sürerken gözden düşüp sürgüne gönderilen bir kadının gerçek hayat öyküsüdür, Bir Çöküşün Öyküsü. Saray hayatının entrikalarını seven, yüzüne yerleştirdiği maskenin altında gerçek kimliğini unutmuş bu kadın yalnızlıkla başa çıkamayacaktır. Dikkatleri yeniden üstüne çekip unutulmaz olmak için bir yol bulur. Okurken su gibi akan bir kitap. Genel olarak kadının ruh hali betimlenmiş. Olayların hepsini gözümde canlı kanlı hale getirebildiğim kitaplardan biri. Kötü şahsiyetinin farkında olan ama bundan vazgeçmeyen birinin kafasını okumak farklı bir deneyimdi. Hazin bir yaşamı anlatan ve hemen bitirilecek kitap okumak isteyenlere öneririm.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,3bin okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
Şimdiki Çocuklar Harika, 5. Sınıf iki arkadaşın birbirleriyle mektuplaşmalarını konu alıyor. Kendi hayatlarını mektuplara taşıyan bu çocuklar anne babalarından öğretmenlerine tüm yetişkinleri kendi bakışlarıyla eleştiriyor. Oldukça akıcı bir eleştiri romanı olan bu kitabı okurken çok keyif aldım. Bazı bölümlerinde gülmeden duramadım ve birçok yerinde de kendi hesabıma düşündüm. Kitapta öğütler sıralanmıyor. Üzerinde düşünülmesi gereken konular mizah yardımıyla işaret ediliyor. Aziz Nesin'in dediği gibi büyüdükçe özdenliğimizi yitirip çocukluğumuzla aramıza set koyuyor muyuz? Her yetişkinin üstüne alması gereken mesajlar olduğunu düşünüyorum. Çok başarılı bulduğum bir kitaptı.
Şimdiki Çocuklar Harika
Şimdiki Çocuklar HarikaAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 201916,8bin okunma
364 syf.
10/10 puan verdi
Beklentimin ötesinde bir kitap oldu. Okudukça şans eseri önüme çıkmasına çok sevindim. Hepimiz zamanın bu kadar çabuk akıp gitmesinden şikayet ederiz. Bu zamanın sonunu düşünmek çok azımızın aklına gelir. Yazar hayatının ölmekte olan insanlara bakıcılık yaptığı kısmını anlatırken kendi yolculuğunu da dürüstçe paylaşıyor. Çok ilham verici bir kadın olduğunu düşünüyorum. Tuhaf biçimde kendiliğinden yazarı çok yakın bir arkadaşımmış gibi kabul ettim. Bu şekilde anlatılanları çok iyi hissedip özümsemeye çalıştım. Yazarın bakımını üstlendiği ve ölmekte olan insanların en çok pişman olduğu konular 5 kısma ayrılmış. Birinci kısımda kendi istedikleri gibi değil başkalarının kalıplarına göre yaşayan insanlardan bahsedilmiş. Ardından çok fazla çalışıp sevdiklerine vakit ayırmayanlar, duygularını ifade edecek cesareti bulamayanlar, arkadaşlarıyla bağlantılarını koparanlar ve daha mutlu bir hayat için kendilerine izin vermeyen insanlar geliyor. Hepimiz hatalar yapıyoruz. Ama hayat tüm hatalarımızı bağışlayacak kadar uzun değil. Başkalarının tecrübeleri bizim için çok önemli. Aslında hepimizi bir şekilde birbirimize bağlayan bir bağ var. Bu bağın içinde varoluş amacımızın da olduğunu düşünüyorum. Özetle hepimizin içinde kendimizden bir şey bulabileceğimiz özel bir kitap okudum. Herkese tavsiye ederim.
Ölmeden Önce En Çok Pişman Olduğumuz 5 Şey
Ölmeden Önce En Çok Pişman Olduğumuz 5 ŞeyBronnie Ware · Yakamoz Yayınları · 2022525 okunma
Reklam
%33 (70/208)
3/10 puan verdi
Her okurun okuma zevki farklıdır tabii ama bu kitap hayatımda okuduğum en sıkıcı kitap olabilir. Virginia Woolf, özellikle 'Kendine Ait Bir Oda' eseriyle, tanışmak istediğim bir yazardı. Bu kitabıyla başlamaya karar verdim. Genelde kitapları satır atlamadan düşünerek okumaya çalışırım. Çok çok zor oldu neden bilmiyorum. Kitapta bilinçakışı tekniği uygulanmış. Zaman mekan olay belli değil, zihnin içinde spontan bir dağılış var. Açıkçası bana hiçbir şey katmadı. Bundan sonra bi kitabın arkasında bilinçakışı tekniği gördüğüm an "tövbe estağfurullah" diyip yavaşça yerine bırakırım heralde. Yarım bırakıyorum üzülerek.
Mrs. Dalloway
Mrs. DallowayVirginia Woolf · Kırmızı Kedi Yayınları · 20184,600 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Boğulmamak İçin, George Orwell'ın okuduğum üçüncü kitabı. Hayvan Çiftliği ve 1984 kitaplarının tema olarak arasında kaldığını düşünüyorum. Her iki kitaptan da izler taşımasına rağmen sanki onların gölgesinde keşfedilmeyi bekleyen bir kitap gibi duruyor. Konu olarak 1. Dünya Savaşı ile 2. Dünya Savaşı arasında kişilerin ve toplumun ruh halini
Boğulmamak İçin
Boğulmamak İçinGeorge Orwell · Can Yayınları · 20158,6bin okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
Eğer kafanızı dağıtmak için okumayı düşünüyorsanız baştan söyleyeyim içinde kaybolabilirsiniz. Yalnız Gezerin Hayalleri uzun ve yoran cümlelerle canınızı daha fazla sıkabilir. En iyisi sessiz bir köşede dumanı tüten kahvenizle birlikte okumak olacaktır bence. Kitap 10 gezintiden oluşuyor. Gezinti diye adlandırılmasının sebebi yazarın zihninde dolaşıyor oluşu. Ben de onunla birlikte uçsuz bucaksız düşünce deryasında dolaşıp payıma düşen fikirleri aldım. Her gezintide farklı bir temanın üzerinde duruluyor. Kitapta neredeyse hiç olay akışı ve diyalog olmadığı için okurken akıp gitmiyor. Okunmaya değen bir fikir kitabı olduğundan şüphe yok tabii. Kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar Rousseau'ya bu acıyı neden reva gördüler diye düşündüm. O kadar acımasız eleştirilmiş ve dışlanmış ki çareyi insanlardan kaçmakta bulmuş. Kendi çağından umudu kesip gelecek kuşakların kendisini doğru anlayacağını umut etmiş. Anlayacağınız kendi döneminde değeri bilinmemiş bir aydın daha. Rousseau'nun kendi gerçeğini sorguladığı, bu şekilde de tüm insanlığa ışık tutan bir eser. Keyifli okumalar.
Yalnız Gezerin Hayalleri
Yalnız Gezerin HayalleriJean-Jacques Rousseau · Alfa Yayıncılık · 20184,034 okunma
182 syf.
·
Puan vermedi
Kitap hayatı çelişkilerle geçen bir insanın karanlık iç dünyasını -kendi 'yeraltı'nı- anlatıyor. Bir nevi itiraf notları. Notları yazan kişi tamamen dürüst olduğunu iddia etse de bu kitabı okuyup da sizin de ikna olmadığınız bölümler oldu mu? Kitabın bazı kısımlarında insanın kendi için oluşturduğu 'savunma hattı'nın ne kadar kırılgan olduğunu
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2020128,6bin okunma
495 syf.
·
Puan vermedi
Ruhlarımızı ayakta tutan gizem ve meraktır. Dan Brown bu sözünden hareketle kitabı gizem ve merakla birleştirmiş olmalı. Da Vinci Şifresi, Melekler ve Şeytanlar'dan sonra serinin ikinci kitabı. Ve seriye devam edeceğimi anladığım kitap. Olaylar Paris'in meşhur Louvre Müzesi'nde müze müdürünün faili meçhul bir şekilde öldürülmesi ile başlıyor. Başından sonuna kadar olaylar bir gizem perdesi arkasında ilerliyor. Başta macera kitabı gibi görünse de okudukça ne kadar derin bir kitap olduğunu anlayacaksınız. Kitapta öylesi yere sağlam basan iddialar var ki bazı konularda bakış açım sonsuza dek değişti diyebilirim. Üzerine düşüncelerimi not almak zorunda kaldığım (kitap sizi sorgulamaya ikna edecek), durup durup yeni bir şeyler araştırdığım bir kitap oldu. Ve bunu olay kurgusu içinde merakı kamçılayarak yaptı. Ben daha ne isterim. Özellikle sanatta, ünlü tablolarda yüzeyin altına inmenize yardımcı olacak. Beni rahatsız eden ufak bir detay, arabalardan ve birkaç eşyadan sürekli markalarıyla bahsedilmesi oldu. Oldukça bilinçli olarak gördüğüm Dan Brown'ın bunu öylesine yaptığını düşünmüyorum açıkçası. Önemsiz bir detay olarak göründüğünün farkındayım, yine de beni rahatsız eden tek noktaydı. Tabii tartışmaya açık. Kitabın son 50 sayfası ise beni hayretten hayrete sürükledi. Taşlar yerine otursa da hala bir soru işaretim cevap bulmuş değil. Uzun lafın kısası bu kitabı mutlaka okuyun, kütüphanenizin bir köşesine zevkle yerleştireceksiniz.
Da Vinci Şifresi
Da Vinci ŞifresiDan Brown · Altın Kitaplar · 200345,8bin okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
Peyami Safa'nın bu kitabıyla lisedeki kütüphanede karşılaşmıştım. İyi ki seçip okumuşum dediğim kitaplardan olmuştu o zaman için. Konusunu net hatırlamasam da kitap bir kadının iç dünyasını anlatıyor. Çok da güzel tasvirleri olduğunu hatırlıyorum. Hatta korku filmlerinin veremediği duygu silsilesini yaşatması bu kitabı benim için unutulmazların arasına yerleştirdi. Hala şaşırıyorum okurken hissettirdiklerine. Herkese öneririm, alınız okuyunuz.
Selma ve Gölgesi
Selma ve GölgesiPeyami Safa · Alkım Basım Yayın · 20172,860 okunma
Reklam
440 syf.
9/10 puan verdi
Bu kitabı okumaya başladığımda bu denli zihnimde yer edineceğini düşünmüyordum açıkçası. Ana, okuyanda iz bırakan kitaplardan. Kitap kısaca köylünün yaşam mücadelesini ve çarlık yönetimi altında yaşanan insanlık zulmünü bir annenin yaşamı etrafında anlatıyor. Ama kesinlikle spesifik bir acıyı okumuyorsunuz. Hatta okurken sık sık ülkemizi düşündüm diyebilirim. Başlar çoğu klasikte olduğu gibi durağandı. Ilerledikçe çok değerli bir eser okuduğumu anladım. Altını çizip düşündüğüm satırlar epeyce fazlaydı. Ki bu benim için çok önemlidir. Bu eseri lisede okumadığıma hayıflanıyorum. Bazı eserleri, sindirebilmek ve üzerindeki etkisini test edebilmek için hayatta birkaç defa okumalı. Önerim kitaptaki isimleri bir kağıda not alarak okumanız. Çünkü ilerledikçe isimler birbirine girebiliyor. Özellikle de benim gibi zamana yayarak okuyacaksanız. Fikrimce bu kitapta başrol yok. Eser, 'ana' etrafında dönse de her bir karakterin hikayesi var. Eserin tek eksik yanı olay örgüsündeki sürükleyicilikti. Bu da kitabı kapatıp biraz düşünmek için fırsat tanıyor tabii. Sonu dank diye bitti. Devam edecek hissi veriyordu. Sonunu tarihten az çok tahmin edip tamamlayabilirsiniz. Yılmaz kitabevi kitabı iyi niyetle çevirmiş. Ancak oldukça dizgi hatasına rastladım. Birkaç kitap daha okumuştum bu yayından içlerinden en özensizi buydu diyebilirim. İleride en iyi çeviren yayını araştırıp tekrar okumak istiyorum. Kitabı rafa kaldırıp hemen başka birine geçmek haksızlık olur. O kadar çizili söz var ki tekrar okuyup üzerinden geçmekte fayda var. Kütüphanelik bir eser daha. Herkese keyifli okumalar.
Ana
AnaMaksim Gorki · Yılmaz Kitabevi Basım · 201628,6bin okunma
124 syf.
9/10 puan verdi
Yaşar Kemal'le tanıştığım kitap. Geç bile kalmışım. Daha ilk okumadan kalemine hayran kalmamak elde değil. Sıradan görünen cümleler birleşip insanı ancak bu kadar içine çekebilir. Kitapta sıkça Ağrıdağının kişileştirmesi ve betimlemesine yer verilmiş. Heybetli dağın eteklerinde geçen delice sevdaların hikayeleri anlatılmış. Kitaba iyi odaklanınca satırların arasından hüzünlü kaval sesleri duyuluyor, tüm duyguları sade cümlelerle insana nakşediyor. Sonlara doğru iyice heyecanlansam da sonu umduğum gibi değildi. Hatta kitabın sonu hakkında tartışabileceğim biri varsa çok sevinirim. Özetle kesinlikle her kütüphanede olmalı dediğim bir kitap. Bundan sonra Ağrı'ya, Dogu Beyazıttaki saraya ve tabii Ağrı Dağına başka bir gözle bakacağım kesin.
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227,4bin okunma
214 syf.
7/10 puan verdi
Spoiler İçerir!
Eski latin şairi Horatius, kendi eserlerinden birine seslenirken: "Haydi git, halkın içine karış; artık sen benim malım değilsin!.." demiş. Karaosmanoğlu'nun da bunu başardığını düşünüyorum. Özellikle milli mücadelenin anlatıldığı kısımlar insanı alıp götürüyor. Baş karakterin patriotluğu, yerleştiği Anadolu köyünün ahalisini bilinçlendirme çalışmaları etkileyiciydi. Bu köyün mücadeleye tavrı başta beni hayrete düşürse de gerçekçi bir tarafı var. Gel gelelim kadına bakış açısı beni romandan uzaklaştırdı. Bazı cümlelerde kadını bir eşyadan ayıran niteliği göremedim ne yazık ki. Son kısımda ana karakterin sevdiği kadını vuruldu diye yanan köyde bırakıp oradan kaçmasını hala anlamış değilim. Yine de kitap kendini okutturacak kadar sürükleyiciydi. Hülasa, milli mücadeleye ışık tutması açısından okunması gereken bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,4bin okunma