Peş peşe üç Livaneli kitabı okudum. Livaneli’nin sevdiğim yönü her kitabının farklı tarzda olması. Arka arkaya bir yazarı okuduğunuz da genelde sıkılır ve aynı şeyleri okuduğunuz hissine kapılırsınız. Ben Livaneli okurken bu hisse kapılmadım, güzel okumalardı. Livaneli kitapları içinde politika ucundan köşesinden hep oluyor ama
Son Ada kitabını bir hayli politik buldum bunun yanı sıra benim bakış açımda demokratik yönetim sistemine karşı farkındalık yarattığını söyleyebilirim.
Balıkçı ve Oğlu kitabı ise mültecilere farklı bir gözle bakmamı sağladı. İçlerinden en beğendiğim ise
“Dünyanın bu bölgesinin tarihi, birbirinin mülküne konma tarihi. Mücadelelerin, savaşların çoğunun altında mülk kavgası var. Boşalan evler, dolan evler, mülk davaları, insanoğlunun barınma ihtiyacı, başının üstünde bir çatı bulunması temel gereksinimi, tarih boyunca birçok trajediye yol açmış. Aynen bu romandaki gibi.”
İnsanlar yaşlanıyordu, bunun ayrıcalığı yoktu ama yaşlanan insanların bir kısmı olgunlaşmış olarak, bir kısmı ise olgunlaşmadan ölüyordu. Bunun püf noktası ise insanın: “Nasıl görünüyorum?” sorusundan, “Nasıl görüyorum?” aşamasına geçmesiydi.
İstanbul’un işgal yıllarında her yerde “bu da geçer ya hu”levhaları asılıdır. Levhayı gören İstanbullular işgalin bir gün sona ereceğini umut ederlerdi. Levha direnişin ruhunu, düşmana karşı gizli bir mesajı simgeler olmuştu.
Üzücü olaylardan sonra kitaba elimiz çok gidemedi. Sonra toparlandım bu sefer de kendi kitabımı çıkarmanın heyecanıyla aldığım kitapların kapağını pek açamadım. Oysa geçen yıl sonunda ne güzel kitap listeleri hazırlamıştım. Hedefe çok gidilemedi. Listemde olmazsa olmazları sona sakladim aldım ama paketler yeni senede açılacak, okunacak, alıntılanacak bir güzel...Aldıklarımı şöyle listeyeyim;
Leyla'nın Evi
Leyla Bosnalı’nın başından geçenleri okurken onunla birlikte yüreğiniz sıkılıyor ve yine onunla birlikte ferahlıyorsunuz. Aslında pek ferahlamak denemez. “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” demişti Ali Yekta Bey. Dediği gibi de oldu ama ne Leyla Hanım ferahladı ne de her şey eskiye döndü. Osmanlı’dan günümüze uzanan yolculuk bizi farklı hayatlarla karşılaştırıyor.
Livaneli kitaplarıyla size bunu aktarmayı amaçlar zaten biraz da. Normal hayatınızda karşılaşmanız zor olan bu insanlarla kitapları sayesinde onlardan bihaber yaşamıyorsunuz. Onlarla aynı acıyı ve mutluluğu yaşıyor ve hayata bakış açınızı biraz daha geliştirme şansı buluyorsunuz.