Dört kişilik bir ailenin bir parçasıdır Ahmet Cemil. Okul arkadaşıyla okumaya çok heveslidir. Sürekli okurlar durmadan okurlar. Kaderi olacağını bilemeden okur Ahmet Cemil...
Daha gençliğinde babasını kaybeder acının en büyüğünü yaşamış olur, ilk yenilgisidir belki de hayata karşı kim bilir? Bir yandan ailesine bakmak zorunda olduğundan çalışır bir yandan da en büyük hayali diyebileceğimiz yazmaya - okumaya çalışır. Aşık olur en yakın arkadaşının kardeşine sonunun hüsran olacağını bilemeden.. Hayat bu az mutlu görmesin seni söke söke alır o gülmelerini, hayallerini, mutluluğunu senden haciz memuru gibi..
Böyle devam ediyor Ahmet Cemil'in acıları.
Kısacası Mavi bir gece ile Siyah bir gecenin arasındaki hikayedir bizim delikanlının hikayesi...
Gözlerimin dolu dolu olduğu, buram buram acı kokan bir kitaptı. Yazılış döneminin nadide eserlerinden biridir Uşaklıgilin Mai ve Siyah'ı. Derler ya okuyan bir okumayan on pişman diye işte bu kitap için söylenmiş bir sözmüş meğer. Okuyanın bu kadar kederi ne diye okudum ki şimdi nasıl unuturum bu kadar acıyı dediği, okumayanın da böyle bir eserin yokluğuyla ömrünü geçirmiş olmasının burukluğunu iliklerine kadar hissedeceği muhteşem bir eser..