Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aysel

Aysel
@mazidengelenses
Çeşme var, kurnası murdar...
168 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bir Delinin Hatıra Defteri
İçerisinde dört farklı eğlenceli hikaye bulunan bu ince kitap, bir solukta bitirebileceğiniz sade ve anlaşılır bir eser. Hem okumaya yeni başlayanlar için hem de Rus edebiyatından korkanlar için güzel bir başlangıç olur diye düşünüyorum. Ben en çok “ Palto “ adlı hikayeden etkilendim ve çok duygulandım. Akaki Akakiyeviç pek sosyal olmayan fakir bir devlet memurudur. Hem iş yerinde arkadaşlarının kırıcı şaklabanlıklarına katlanmakta hem yetersiz maaşıyla ay sonunu zar zor getirmektedir. Yıllardır giydiği ve yamanacak yeri kalmayan paltosu çalıştığı dairedeki arkadaşları için en önemli sohbet konusudur. Akaki her yıl yaptığı gibi tamirat için paltosunu terziye götürür fakat hiç beklemediği bir durumla karşılaşır. Paltonun tamiratı katiyetle mümkün değildir, yenisi dikilmelidir. İşte Akaki Akakiyeviç için gecelerce uykusunu kaçıran stresli günler böyle başlar. Nasıl edip yeni bir palto diktirmeli? Aylarca yemesinden içmesinden kıssa, çayı şekeri kesse, dondurucu soğuklar gelene dek bu parayı biriktirmesi mümkün değildir(...) Sonrasında olanları siz değerli okuyucular kitabı okurlarsa öğrenecektir. Ben bu hikayenin sonunda hem çok şaşırdım hem çok üzüldüm. Biraz da ülkemizde şu anki ekonomik durumumuzu dönem Rusya’sındaki Akaki’nin durumuna benzettim. Çok da farkımız yok gibi. Kitaptaki diğer hikayeler kitaba ismini veren “ Bir Delinin Hatıra Defteri” “Burun” ve “Fayton” adlı hikayelerdir. Biraz fantastik, biraz ironik, biraz da komik hikayeleri seveceğinizi düşünüyorum.
Bir Delinin Hatıra Defteri
Bir Delinin Hatıra DefteriNikolay Gogol · Bilgi Yayınevi · 201955,8bin okunma
Reklam
320 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
Zamanı Durdurmanın Yolları
Matt Haig’in kitaplarında işlediği konuları çok seviyorum. Gece Yarısı Kütüphanesi’nde hayatımızın dönüm noktalarındaki tercihler üzerine yoğunlaşan yazar bu defa zaman mefhumunu irdeliyor. Konuyu işleyiş tarzını da çeşitli tarihlerdeki yaşamlar arasında günümüze, günümüzden geçmişe dönüşlerle çok heyecanlı hale getiriyor. Okuyucu kendine verilen
Zamanı Durdurmanın Yolları
Zamanı Durdurmanın YollarıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20226,9bin okunma
312 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Kurt Kanunu
Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen İzmir Suikasti olayına karışan ve karıştırılanların dramını ele alan romanda karakterlerin diyalogları yoluyla dönemin siyasi güç dengelerini, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgalarını ve bu konuda Osmanlıdan itibaren ittihatçıların eylemlerinin öz eleştirisini gözler önüne
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20184,468 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
656 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
49 günde okudu
Cennetin Doğusu
Kitapta iki farklı ailenin portresi çiziliyor. Birinci aile Samuel Hamilton’un ailesi, fakir ama mutlu bir ailedir. Dindar bir anne ve iyi kalpli bir babanın yetistirdigi çocuklardan oluşan bu aile aynı zamanda gerçekte yazarın da iki üst nesilden ailesidir. Trask ailesi ise sert bir baba pasif bir annenin yetiştiremediği, ihmal ettiği çocuklarından oluşan mutsuz bir ailedir. Bu ailede yaşayanların kaderleri bir sonraki nesle neredeyse aynen aktarılmaktadır. Habil ile Kabil hikayesi üzerinden Trask Ailesi’nin başına gelenleri değerlendirmemizi sağlayan kitap oldukça çarpıcı hikayelerle kader denen şeyin tabiri caiz ise babadan oğula nasıl geçtiğini, tarihin nasıl tekerrür ettiğini ibret vererek gözler önüne seriyor. İyi ile kötünün daimi mücadelesinde insanın içindeki kötülüğe hükmedebilme, onu dizginleyebilme gücüne vurgu yapıyor. Kötülüğe hükmedebilmenin bir seçim olduğunu son cümlede fısıldıyor bizlere yazar. İlk cümlesinden itibaren etkileyici ve akıcı üslubuyla farklı karakterlerin farklı hikaye ve hallerini bizlere yaşatan çok değerli bir kitap.
Cennetin Doğusu
Cennetin DoğusuJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20176,4bin okunma
148 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Sidharta etrafında parmakla gösterilen ve takdir toplayan bir gençtir. Babasının ve hocasının sevdiği, umut bağladığı bu genç; amansız bir arayış içinde kıvranmakta, öğrenmeye susamış ruhuyla dünyayı tanımak ve anlamak için çareler aramakta, babasının ve hocasının öğretileri onun susuzluğunu dindirememektedir. Gidene dağ olsa dayanmaz ya,
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202038,1bin okunma
Reklam
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gulyabani-Gönül Ticareti
Öyle bir kitap okudum ki elinize alıyorsunuz bitirmeden bırakamıyorsunuz. Üslup tertemiz, dupduru, akıcı mı akıcı; hikaye ise merak ettiren, heyecanlandıran ve okurken gülümseten, güldürürken de hicveden cinsten. İki bölümden oluşan eserin ilk bölümünde Süt Kardeşler filminden bildiğiniz Gulyabani anlatılıyor. Daha çok ürkütücü canavarın tasviri bakımından benzerlik gösteriyor, senaryo farklı. İkinci bölümde ise birbirinden bağımsız durum hikayeleri mevcut. Bu hikayeler daha çok toplumun ahlaki yozlaşması hakkında eleştirel ve ders veren nitelikte. İkinci bölüme adını veren Gönül Ticareti hikayesinde kocasını aldatan bir kadının bu davranışına getirdiği mantıksal çıkarcı ve gerçekçi açıklamasıyla adeta kocasını bile kendi soğukkanlı aklına hayran bırakan bir kadın anlatılmakta. Geri kalan hikayelerin çoğunda kadın cinayetleri, aile içi çatışmalar ve benzeri konularda dönem İstanbul'unun arka sokaklarında, mahalle aralarında yaşayan insanlar anlatılmaktadır. Özellikle birinci bölüm yani Gulyabani okuyucuda uyandırdığı merak, korku, gizem, İroni ve gülmece duygusuyla okumaya yeni başlayanlara kitapları sevdirecek cinsten. Ayrıca Gulyabani edebiyatımızda ilk korku romanı olarak kabul edilmekte. Bana göre ise dönemin batıl inançlarını eleştirmek amacıyla yazılan bir komedi. Her ne mahiyette olursa olsun kesinlikle inanılmaz okuma lezzeti aldığım, bir solukta bitirdiğim ve herkese önerdiğim bir kitap.
Gulyabani - Gönül Ticareti
Gulyabani - Gönül TicaretiHüseyin Rahmi Gürpınar · Everest Yayınları · 2014482 okunma
190 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Yan yana iki yalıda büyümüş iki genç... İkisi de 19. yüzyıl dönemi İstanbul'unun kalburüstü ailelerinden... Zevk ve sefa alemlerinde eğlenen, esvabın en güzelini giyen, dadısıyla büyüyen, Osmanlı'nın son şanslı neslinden bir oğlan ve bir kız... Münevver çocukluğundan beri komşu yalının oğlu Cemil Bey'e aşıktır Cemil Bey ise ondan
Hep O Şarkı
Hep O ŞarkıYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20183,307 okunma
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Keşke çok daha erken okusaydım dediğim bir kitap varsa budur. Kendim hakkında, hayat hakkında, insan hakkında o kadar çok farkındalık geliştirmemi sağladı ki... Bu kitap hayatın şifrelerini çözmek gibi. Gözünün önünde duran ama göremediğin ve aramaya devam ettiğin bir eşyayı fark etmek gibi. Şu hayatın içinden çıkamadığın labirentli yollarında durup derin bir nefes almak ve aydınlanmak gibi. Kitap ince olmasına rağmen bitirmem zaman aldı çünkü birçok yerini dönüp dönüp tekrar okuyarak üzerine düşüncelere daldım.Kişisel gelişim kitaplarını sevmeyen biri olarak her cümlesine hayranlık duyarak okudum. Yazar hayata tüm yönleriyle ve geniş bir pencereden bakarak içten bir anlatımla okuyucuya ruhunun yaralarını sarmada yol göstericilik yapıyor ve bunu hayatın pek çok boyutunu ele alarak yapıyor. Kendi yaralı ruhunu tamir etmeye çalışanlar, danışmanlara tonlarca para harcamak yerine bu kitabı alıp okuyun. "İnsan Olmak" yolculuğunda kılavuzunuz olsun.
İnsan Olmak
İnsan OlmakEngin Geçtan · Metis Yayınları · 201923,2bin okunma
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Aslında hepimiz düzenin, iktidarın, medyanın şekillendirdiği otomatik portakallarız. Zaman zaman bunun farkına varsak da bundan kurtulmanın yolunu maalesef bulamıyoruz. Kahramanımız Alex çocuk denecek yaşında(15) yeni yetmelik çağında geceleri avlanan gündüzleri okula giden bir çete lideridir. Geceleri akla hayale sığmayacak türden kötülükler
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,2bin okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Kitap, yazar kendine bir bardak poşet çay koyarken kapının çalmasıyla başlar. Gelen kişi hiç tanımadığı yaşlı komşusudur. Akli dengesi yerinde olmayan ve kaybolan kocası için yazardan yardım istemektedir. Yazar yardım teklifini kabul eder fakat tanımadığı bu kişiyi arayabilmek için kendisine bir resim verilmesini ister. Kendisine eski, yıpranmış bir kimlik belgesi verilir. Böylece yazar komşusunu aramak için gecenin karanlık ve gizemli dünyasına adım atar. Sokak sokak, mekan mekan dolaşır. İlginç tipli kişilerle konuşur. Bu diyaloglar onu zaman zaman çocukluğuna zaman zaman fantastik alemlere götürür. Aradığı kişinin geçmişi hakkında ilginç bilgiler elde ederken kendi kimliği ile de yüzleşir. Bazen arayanla aranan yer değiştirir. Hayal nerede biter, gerçek tam olarak nerede başlar belirsizleşir ve yazar okuyuculara Çinli bilgenin şu meşhur sorusunu sordurur: Acaba bizler rüyasında kelebek olduğunu gören insanlar mıyız, yoksa şu an uykusunda kendini insan olarak düşleyen kelebekler miyiz? Baştan sona bir arayışı anlatıyor kitap. Kendi hayat hikayelerinde sıkışıp kalan insanların arayışları... Hani bazı rüyalar vardır, rüya boyunca kaybolan bir şey aranır veya bir yerlere ulaşılmaya çalışılır da bir türlü başarılı olunmaz. Çok sıkıntılı rüyalardır bunlar. Uyanıldığında "Ohh, rüyaymış!" denir. Kitabı okurken bu duyguya yakalandım. Buna rağmen akıcı bir üslubu var. Biliçakışı tekniğiyle, postmodern bir tarzda, kahraman bakış açısıyla yazılmış. Sembolik, düşündürücü ve salim kafayla sindire sindire okunması gereken bir kitap...
Ve Ateş Bizi Tüketiyor
Ve Ateş Bizi TüketiyorMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2019458 okunma
Reklam
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Ne söylesem kitabın güzelliğini anlatmaya kafi gelmeyecek. En iyisi ben okuduklarımın bana düşündürdüklerini anlatayım. İnsanoğlu daima kendine verilenin kıymetini, bu verileni nasıl değerlendirip tekamül ettireceğini bilmez de hep kendine verilmeyenin peşinde koşar. Belki de bu yüzden tüm öğretilerde yasaklanmış olan intihar bize çekici gelir.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202077,8bin okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bu eser, yazarımızla tanışma kitabım oldu. Neden bu kadar geç oldu? Belki kendi talihsizliğimden, belki hak ettiği kadar büyük bir popülariteye günümüzde sahip olmamasından. Fakat kendi döneminin tartışmasız en çok okunan ve geçimini tamamen kalemiyle sağlamış olan yazarıdır. Şunu da rahatlıkla söyleyebilirim ki diğer kitaplarını da alıp okuyacağım. Hüseyin Rahmi'nin çok akıcı ve çok eğlenceli bir üslubu var. Okurken kendi kendinize gülümsemenize engel olamıyorsunuz. Mizahi özelliklerinin yanında insan psikolojisini de başarılı bir şekilde yansıttığını düşünüyorum. Bir solukta okunacak ve dimağınızda Türk sineması tadı bırakacak bir kitap. Mutlu sonları seven okuyuculara ayrıca tavsiyemdir.
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaçHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,4bin okunma
544 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Ayrı ayrı şiirlerini saymaz isek Nazım Hikmet'ten okuduğum ilk kitap. Şairin ismi, kitabın ismi ve içeriği o kadar uyumlu ki... Nazım şeklinde yazılmış birbiriyle alakalı kesitlerden oluşan hikaye tarzına yakın bir kitap... Şiir az sözle çok şey anlatma sanatı ise ve bir şair böyle bir sanatla ortaya bir hikaye koyarsa ve o şairin adı da
Memleketimden İnsan Manzaraları
Memleketimden İnsan ManzaralarıNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20116,4bin okunma
261 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Kitabı okumayan kimseler adını ilk duyduklarında "Sineklerin Tanrısı" ifadesinin ne anlama geldiğini benim gibi düşündüler diye tahmin ediyorum. Bana "değersiz, işe yaramaz, boş gezenin boş kalfası" gibi çağrışımlar yapardı, ta ki kitabı okuyana dek. Kutsal kitapta İbranice "Sineklerin Tanrısı" "şeytan"
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,6bin okunma
314 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Yüzyıllara meydan okuyan ve deneme türünün babası olan bu kitabı genel olarak beğendim. Fakat okurken zaman zaman sıkıldım, zaman zaman da kendi günlüğümü okur gibi hissettim. Öte yandan "En iyi kitap insana zaten bildiklerini söyleyendir." derler. Belki bu yüzden gerçekten iyi bir kitaptır. Fakat benim okuyuculara önerim, kitabı baştan sona bir çırpıda okumaları değil, tıpkı bir şiir kitabı gibi arada sırada açıp birer ikişer bölüm okumaları ve üzerine düşünmeleridir. Oldukça akıcı ve güzel bir üslubu olan kitabın Sabahattin Eyüboğlu çevirisi olması da ayrıca bizler için bir şanstır.
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,8bin okunma
496 syf.
9/10 puan verdi
·
22 günde okudu
"İnsanlar, kıyafetleriyle karşılanır, ilmiyle ağırlanır, ahlakıyla uğurlanır. "der Mevlana. Fakat pek çoğumuz insanları kıyafeti ile karşılıyor ilmine ve ahlakına çok önem vermiyoruz. Bazen de başkalarının bizim ilim ve ahlakımıza önem vermediğinden yakınıyoruz. Martin Eden'in yanılgısı ise bundan biraz daha farklı. O, düzgün kıyafetli ve temiz evlerde oturan burjuva insanıyla tanışınca "hale etkisi" ne kapılarak onların aynı zamanda kültürlü ve ahlaklı insanlar olduklarını düşünüyor. Kafasında yarattığı ulvi karaktere duyduğu aşkın gücü ile ve ona layık olabilmek umuduyla insanüstü bir mücadele veriyor. Bu mücadelenin nihayetinde çok da başarılı oluyor fakat gel gör ki işin iç yüzü hiç de düşündüğü gibi değildir. Bir insanın en diplerden en tepeye tırmanması, bizlere ilham veren başarı hikayeleri duymak güzeldir fakat zirvelerin ıssızlığını görmek aynı ölçüde güzel midir? "Her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır." der Dostoyevski. Maalesef her şeyi fazlasıyla anlayan Martin Eden'in içine düştüğü yalnızlık ve umutsuzluk kitabın sonunda adeta yüreğimizi dağlıyor. Bunların dışında ilk sayfadan itibaren okuyucuyu içine çeken, anlatımının etkileyiciliği ile büyüleyen muhteşem bir kitap.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Can Yayınları · 201791,6bin okunma
Reklam
520 syf.
8/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Olay örgüsü olarak tipik bir "Dudaktan Kalbe" hikayesinin ruhsal gerilime dönüşmesi ve bu ruhsal gerilimin eşyalar ile olan ilişkisi... Kitabı üç bölüme ayırıp inceleyecek olursak ilk bölüm ve son bölüm oldukça akıcı; orta bölüm ise biraz daha durağan ve daha çok iç dünyamızla, eşyanın ruhumuza ve hatıralarımıza aksetmesiyle ilgili. Son bölümde yazar, kitap yazmaya başlamadan evvel ilgisini çeken bazı eşyalar satın aldığını, kurgusunu sırf bu eşyalara kitapta yer verecek şekilde oluşturduğunu ve tasvirleri oluştururken saatlerce eşyaları gözleyip düşüncelere daldığını söylüyor bize. Zaten biz okuyucular da kitaptaki pek çok yerin, bazı kişiliklerin diğer kitaplarında ve gerçek hayatta da var olduğunu görüyoruz. Bu durum Orhan Pamuk'un gerçekle kurgu arasındaki perdeyi nasıl ortadan kaldırdığının kanıtıdır. Roman aynı zamanda dönemin bazı sosyal gerçekliklerini abartılı ve nükteli bir dille aktaran eleştiri niteliği taşımaktadır. Bu kitabı klasik "Dudaktan Kalbe" öyküsünden ileri taşıyan belirttiğim bu özelliklerdir. Son bölümde "gerçek-kurgu-müze" ilişkisinin gözler önüne serilmesi okuyuculara kesinlikle"Vay be! " dedirtecektir.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,5bin okunma
210 syf.
9/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Entelekktüel bir yaşama sahip olan Harry hayatı çok fazla sorgulamakta ve ciddiye almaktadır. Haliyle bu da hayatın tadını kaçırmaktadır. Hepimizin içinde zaman zaman gerçekleşen, farklı uçlarımızın savaşları yani kendi bozkırkurdumuz ile olan mücadelelerimiz vardır. Harry bu muharebeleri fazlasıyla şiddetli yaşamaktadır. Bu durum onun insanlardan ve gerçeklikten kopmasına sebep olmakta ve onu, sürekli intiharı düşünen, üstüne üstlük bu düşünceyi hayatın acil çıkış kapısı olarak gören, böylece dünyanın acılarına katlanmak için bir nebze güç bulan birine dönüştürmektedir. Beklenmedik bir rastlantıyla Harry, düş ile gerçeğin karıştığı bir dünyaya adım atar ve yaşadığı maceralar o güne dek bastırmayı başardığı ama içinde gizlice nefes almaya devam eden yüzlerce "ben" inin uykudan uyanmasına sebep olur. Böylece biz okuyucular da Harry ile birlikte bu "ben" lerin kompozisyonundan oluşan kişiliğimizi analiz eder ve onu yeniden şekillendirmek için gerekli görüyü kazanabiliriz.
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227,8bin okunma
736 syf.
9/10 puan verdi
·
26 günde okudu
14.yy.da İtalya'daki bir manastırda yaşanan cinayet ve ardından gelen cinayetler zinciri... Katili bulmak için manastıra gelen ve ölümlerin arkasındaki sırrı arayan sorgucu William ve onun yardımcısı Adso... Yaşananların labirentinde ilerlerken Orta Çağ engizisyon tarihinin din anlayışını öğreniyoruz. Papa ile imparator arasındaki mücadeleye ve papalığın tarikatlarının kendi içindeki mücadelelerine tanık oluyoruz. Bilgiye olan bakış açısının ne denli çarpık olduğunu, manastırlarda kütüphanelerin doğaüstü ve korkutucu yerler olduğuna dair inancı, kitaplardan yararlanmanın yasaklandığını görüyoruz. Aynı dönemde Doğu dünyasında bunun tam tersi bir bilim ve teknik anlayışı olduğunu, Arap bilginlerin ve eserlerinin imparatora bağlı tanrıbilimcilerce saygıyla anıldığını fark ediyoruz. Ayrıntıya girecek olursak gereğinden fazla erk sahibi olan papalık kurumu hem siyasi olarak imparatorla yarışır hale gelmiştir hem de köylerde halk aç, sefil yaşarken manastırlarda zengin sofralara oturan ve mülk biriktiren rahipler peyda olmuştur. Bu durum bazı tarikatlar ve imparator tanrıbilimcileri arasında bir tartışmaya yol açmıştır:"Hz. İsa mülk edinmeye önem vermiş midir?" Kilisenin çıkarlarına zarar veren bu soruyu ve kilise düşmanlarını yok etmeye çalışan engizisyon mahkemelerinin kılıcı, manastırda kitaplara olan ürkütücü bakış açısı ve rahipler arasındaki şaşırtıcı ilişkilerin ortasında çözülmeye çalışılan gizem; okuyucuya oldukça heyecanlı anlar yaşatacak diye düşünüyorum.
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,6bin okunma
1008 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Karamazov Kardeşler Dostoyevski' nin son başyapıtı. Eser konusu itibariyle zaman zaman Harper Lee'nin "Bülbülü Öldürmek" kitabını, zaman zaman da 1957 yapımı "12 Kızgın Adam" filmini çağrıştırdı bana. "Ruhbilimcilik çok derin bir bilim olduğu halde iki ucu sivri deyneğe benzer." Kitaptan alıntıladığımız bu cümlenin de belirttiği gibi eserdeki birçok karakterin de kişiliklerinde iki sivri uç vardır. Bazen göklere yükselecek kadar erdemli, bazen yerlerde sürünecek kadar alçaklaşabilen karakterler, bana göre Dostoyevski'yi Dostoyevski yapan ve diğer kitaplarında da karşımıza çıkan bir durumdur. Fyodor Pavloviç Karamazov adlı babanın üç farklı mizaca sahip üç oğlu vardır. Bu oğullar bebeklik, çocukluk ve gençlik dönemlerinde baba sevgisi tadamamış; hizmetçilerin, akrabaların ellerinde, arka bahçelerde, kirli kıyafetler içinde, yarı aç yarı tok büyümüştür. Çocuklarına vermesi gereken sevgiyi ve maddi imkanları eğlence ve şehvet peşinde harcayan Fyodor Pavloviç Karamazov ihtiraslı bir gecede, meşum bir cinayete kurban gider. Daha önce oğluyla yaşadığı sürtüşmeler ve adli bütün deliller katil olarak oğlu Dimitri Karamazov'u işaret etmektedir. Fakat durum gerçekte böyle midir? Bu sorunun cevabını ararken insan psikolojisinin yapısını, değişkenliğini görecek; doğru bildiğinizde yanılacak, bazen şaşıracak, kendinizi tanıyacaksınız. Aynı zamanda hayat ve din üzerine bazı felsefi görüşlere ve farklı bakış açılarına kapılmaktan kendinizi alamayacaksınız. İyi okumalar...
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202134,8bin okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Bazı kitaplar vardır ki insan bitirdikten sonra ona sarılmak, onu bağrına basmak ister. Uzun süre okudukları üzerine düşünür durur. Çok zamandan beri okuduktan sonra bağrıma basma ihtiyacı hissettiğim bir kitap "Yalnızız". Diğer eserlerinde olduğu gibi Peyami Safa bu eserinde de insan ruhunun çatışmalarını öyle açık bir şekilde gözler önüne seriyor ki kahramanların şüphelerine, tereddütlerine, meyillerine, nefretlerine adeta ellerimizle dokunuyoruz. İç dünyamızdaki çalkantıları psikolojik kuramlarıyla beraber açıklıyor. Şuuraltına, parapsişik olaylara, önsezilere, telepatilere değinen yazar insanda pek çok "ben" bulunduğunu fakat bu "ben" lerin "sosyal ben" ve "asıl ben" olmak üzere ikiye indirgenebileceğini ve tüm çatışmalarımızın bu "ben" lerin isteklerinin birbirine uymamasından kaynaklandığını belirtir. "Ben"ler arasında galibiyetle sonuçlanamayan bütün çatışmalar insanı sürüklenmeye götürür. Sürüklenmekten kurtulabilmesi için yazar, insana şöyle seslenir. " Ey bahtsız! Laboratuvarında aradığın, incelediğin oyduğun, dibine indiğin, sırrını deştiğin her şey arasında yalnız ruhun yok. Bırak şu maddeyi, boğ şu ölçü dehanı, doy şu fizik ve matematik tecessüsüne, kov şu kemiyet fikrini, dal kendi içine, koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev, bil, an, gör, kendi içinde gör Allah'ını. İç zıtlıklarını elemeye yarayacak ve seni kendi kendinle boğuşmaktan kurtaracak ruh mucizelerini ara. İnan manevilere ve mukaddeslere, inan! "
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,7bin okunma