Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
186 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın incelemesi değil kendi düşüncelerim
Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim. Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal Güvenliği
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal GüvenliğiFaruk Beşer · Nun · 200921 okunma
Bir halk şairinin ilkokulda sevdiği kıza yazdığı şiir
Zaman geriye dönermi bilemedim Seni sevdiğim kadar kimseleri sevemedim. Gizli sevdim sessiz sessiz içime ata ata Sevdim işte belki doğru yaptim belki hata Aradan yıllar geçmiş bitmemiş sevdan Sen bana gülümse ben sana kurban Gelmedin benimle yürüdüğüm yoldan Yıllarca sen bana yabancı ben sana hayran Anılar biriktirdim kendi kendime Hayaline
Reklam
Mustafa Kemal Paşa'nın koruma polisliğini de yapan Ahmet Rasih Tayşi İzmir'de görevli iken Eşrefpaşa Camisi'nin hemen altındaki küçük bir dükkânda süt, yoğurt, çökelek satan Melâmî şeyhi Ömer Dağdaş Efendi'yi (öl. 1960) takiple vazifelendirilmiş. Ve bir hikâye başlamış. Gelin bundan sonrasını oğlunun hatıratından takip edelim: “[Bergama'dan göçüp İzmir'e) Eşrefpaşa'nın merkezine yeni gelen bu yabancı adam Emniyet'in dikkatini çekmiş. Onu takiple ve hakkında bilgi toplamakla babamı görevlendirmişler. Babam arada bir Ömer Efendi'nin dükkânına uğrayıp alışveriş bahanesiyle sohbet ediyormuş. İlk başlarda maksadı kendisine verilen görevi yerine getirmekmiş. Ama zamanla işin rengi değişmiş, Ömer Efendi babamı kendisine bendetmiş [daha sonra halifesi de olmuş). Zamanla babamın Ömer Efendi hakkında Emniyet'e yazdığı raporlardan pek bir şey çıkmadığı anlaşılınca babamın yakından tanıdığı İstanbullu başkomiser Şevket Erol bey Ömer Efendi'yi takiple görevlendirilmiş. Ama o da Ömer Efendi'nin cazibesine tutulup intisap etmiş. Bir süre sonra Emniyet onu da vazifeden alıp yerine Kantarcılar Karakolu başkomiseri Arhavili Ali Rıza Limoncuoğlu'nu getirmiş. Ömer Efendi Ali Rıza amcaya da çengelini takmış, o da kısa zaman içinde intisap etmiş”.
Zaman şiddetini yatıştırsa da acım öyle bir iz bırakacak ki, bundan mizacım değişmiş olacak.
Sayfa 88
222 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yaşam(ama) Bilgeliği
Anladığım kadarıyla yaşam bilgeliğinin altın kuralları şöyleymiş: (Hafiften kızgın yorumlarımı sonda yazdım) 1. En popüler olmuş öğüt: Hayatta mutlu olmayı hedefleme; en az mutsuz nasıl olurum veya en az nasıl acı çekerim bunun yollarını ara. 2. Kreşten çıkan oğlunun haleti ruhiyesini anlamak için nasıl geçti günün deme, bugün seni mutsuz eden
Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
Yaşam Bilgeliği Üzerine AforizmalarArthur Schopenhauer · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20196,9bin okunma
Suretin Ruha Tutkusu Evrende şaşkın ve mahzun bir o kadar da duyguların pençesinde kıvranan insanın buhranı, sahip olamadığı şeyledir. Sahip olamadığı yada sahip olmadığını düşündüğü şeyle olan ilişkisi İnsanı ruhundan uzaklaştırmıştır. Peki nedir sahip olmak istediği şey ? Bununla alakalı bir fikrinin olmadığıda açıktır çünkü uğruna çaresiz,
Reklam
••• Ey nefsim..! Deme zaman değişmiş, Çünkü ölüm değişmiyor... •••
Ötekiyse kötü müdür ?
Princeton öğrencilerinden çeşitli etnik grupları tanımlayan tipik özelliklerin olduğu uzun bir listeden seçim yapmaları istenmiş. 1951'de, Pearl Harbor'ın üstünden çok da uzun zaman geçmeden Japonlar, "taklitçi, sinsi, aşırı milliyetçi, güvenilmez olarak yaftalanmış. 1967'deki listedeyse, “çalışkan, hırslı, verimli, zeki, yenilikçi” sıfatları yer almış. 1951'de zenciler, “batıl inançlı, müzikal, tembel, cahil, zevk düşkünü” olarak karakterize edilmiş. 1967'deyse liste, “müzikal, tasasız, tembel, zevk düşkünü, gösterişçi” şeklinde değişmiş." Siyahiler için kullanılan klişeler pek övgü niteliğinde olmasa da Princeton öğrencileri için nerdeyse tamamen yabancı bir "ulus için ifade edilenler kadar küçültücü değil: “Türkler üç nesil Princeton'lılar tarafından zalim, hain, şehvetli, cahil ve pis olarak karakterize edilmiş, öte yandan tek bir Princetonlı bile gerçek hayatta bir Türkle tanışmamış." Bu, psikolojik mesafenin istenmeyen karakteristik özellikler atfetmeyi kolaylaştırmasına bir örnektir.
Sayfa 131Kitabı okudu
Fetva Verirken...
Alimin birine 'Merkebin ayakları kaç tanedir?' diye sorulduğunda, 'Gidip bakayım da ondan sonra cevap vereyim.' demiş. 'Sen şimdiye kadar merkebin kaç ayağının olduğunu bilmiyor musun?' denildiğinde ise şu cevabı vermiş: 'Gördüğüm zaman dörttü, ama şimdi değişmiş olabilir." O Hocaefendi, bu örnekle, insan bir konuyu ne kadar iyi bilirse bilsin, yine de tekrar inceleyip tahkik ettikten sonra fetva vermelidir. Bu iş çok büyük bir sorumluluk gerektirmektedir, demek istemişti.
Sayfa 36 - Mevsimler KitapKitabı okuyor
136 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Hayat niçin bu kadar acımasız, bu kadar kör?
Savaş; hangi devirde, hangi zamanda yaşanırsa yaşansın, yaşattığı zulümler ve çekilen çileler hep aynı olmuş. Zaman değişmiş, mekân değişmiş, ölenler, öldürülenler değişmiş ama acılar hep aynı kalmış. Bu acıları en çok çeken de en derinden hisseden de genelde analar olmuş. Hem evinin erkeklerini savaşa göndermek zorunda kalmış hem de geride
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,1bin okunma
Reklam
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Size kalbimi kıran, beni çok duygulandıran ama çok sevdiğim bir kitabın yorumuyla geldim. Erkek karakterimiz Rune daha küçükken ailesi Amerika'ya taşınır ve kızımız Poppy'yle komşu olurlar. Poppy Rune'un huysuz tavrına rağmen onunla arkadaş olmayı başarır. Böylece 5 yaşında başlayan sağlam bir arkadaşlık ortaya çıkar. İlerleyen
Bin Öpücük
Bin ÖpücükTillie Cole · Yabancı Yayınları · 20171,458 okunma
Hem o akşamın sonunu da unutamayacağım. Birdenbire bütün varlığı değişmiş, yine büsbütün başka bir insan olmuştu. Gece yarısına kadar oturduk. Bu “haberin” üzerimde nasıl bir etki bıraktığını sonra, sırası gelince anlatacağım. Şimdiyse sadece ona dair son olarak birkaç söz söyleyeceğim. Şimdi bunu etraflıca düşünürken o zaman onun bana karşı, benim gibi bir çocuğa karşı alçak gönüllülük, gerçekten içtenlik göstermesi, üzerimde pek hoş bir etki bırakmıştı! “Bu, bir cehennemdi ama onu da takdis etmek gerek, diye bağırdı. Bu yanılma olmasaydı, belki sonsuz, biricik sultanımın, çilekeş kadınımın, senin annenin kalbindeki yerimi bulamazdım.” İlerideki olayları göz önünde tutarak elinde olmadan söylediği bu coşkun sözleri ayrıca buraya yazıyorum. Ama o zaman ruhuma hâkim olmuş, ruhumu yenmişti.
Uzun zaman sonra geri dönmek sizi delirtir çünkü geride bıraktığınız insanlar sizin değişmiş olduğunuzu kabul etmezler ve size her zamanki gibi davranır, sizi umursamaz olmakla suçlarlar. Aslında sadece artık farklısınızdır.
Sayfa 173Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.