Hayatımın en zor okuma tecrübesiydi. Birçok kez yarıda bırakmam gerektiğini hissettim ama bir şekilde devam ettim. Kitap dört bölümden oluşuyor ve her bölümü farklı bir anlatıcıdan okuyoruz. Zordan kolaya giden bir anlatımı var diyebilirim. Kitap genel olarak bir ailenin çöküşünü anlatıyor diye özetleyebilirim kısaca. İlk bölümü Benjy’den dinliyoruz. Kitabın anlaşılması en zor bölümü bana göre. Benjy 30lu yaşlarda zihinsel engelli. Hissettiği şeyler karşısında bağırmaları kitabın ismindeki ses kısmını temsil ediyor. İkinci bölümü Quentinden dinliyoruz ve bilinç akışı tekniğiyle yazılmış. Bu tekniğe alışık olmayanlar için yine okuması zor olan bir bölüm olabilir. Ailenin okuyan tek çocuğu. 3. bölümü Jason’dan okuyoruz ve Jason için öfkenin ete kemiğe bürünmüş hali diyebiliriz. Bu bölüm 1. ve 2. bölüme göre çok daha rahat anlaşılıyor. Jasın annenin favori çocuğu ve maddi olarak ailenin tüm yükü omuzlarında. Yanlarında çalışan siyahi aileyi, annesini, Benjy’yi her şeyi yük olarak görüyor ve nefret dolu. Sanırım okuyan herkes için en antipatik karakter olacaktır. Son bölüm okuyucunun en rahat anlayabileceği bölüm. Kitapta ilk 3. şahıs anlatımı bu bölümde. Compson ailesinin artık iyice dağılan hallerini okuyoruz. Kitabı okuyacaklara tavsiyem çok uzun aralar vermeden okumak. Keyifli okumalar.
Ses ve ÖfkeWilliam Faulkner · Yapı Kredi Yayınları · 20202,395 okunma
Maaş alan, kredi de alır. Gittik, aldık. Kredi alan, araba da alır. Araba alan, ev de alır. Ev alan, bilmem ne de alır. Sonra bir baktım, "Bunu alan bunu da aldı" diye diye en son artık mezar yeri bakıyordum Fevzi. Bayağı, bildiğin, aile mezarlığı alacaktım ha. 44 yaşında.
Selam! Pandemi döneminde bazı yayınevleri eserlerini pdf olarak halka açık hâle getirdi onlardan biri de Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları oldu, ilgimi çeken çoğu kitabı indirdim. Geçenlerde şöyle bir yoklarken bu kitap gözüme çarptı ve okumaya başladım. Bir iki gün içinde bitirebileceğiniz bir kitap olmakla birlikte başlıktan da anlayacağınız
Okuduğum ilk Hasan Ali Toptaş kitabı. Hasan Ali Toptaş çok okunan ve beğenilen bir yazar. Haliyle bu yüzden büyük beklenti ile okuduğum için şu an böyle bir yorum yazıyor olma ihtimalim yüksek:
1. Tertemiz, sade bir dili var.
2. Hikayenin anlatılışı o kadar güzel ki sanki o anda oradaymışsın gibi hissediyorsun. O ormanın karşısında oturan ve ağaçların kokusunu alan bendim sanki. Özellikle köyün tabiatıyla ilgili betimlemelerinde ordaymış gibi hissettim.
3. Hasan Ali Toptaş'ın farkındalığının çok yüksek olduğunu anladım. Konu anlatılırken birden bir tespit yapıyor, mayışmışsan kendine geliyorsun. Rüyalar aracılığıyla kolektif bilince bağlanmayla ilgili şeyler yazması da çok ilgimi çekti. Hiçbir romanda böyle bir şey okumamıştım şimdiye kadar.
4. Ancak, heba edilen hayatların anlatıldığını anlamış olmakla birlikte çok uzun bir süre askerlik anısı dinliyor halde buldum kendimi. Üstelik de en uzun bölüm burasıydı. Evet, askerlikte yaşanan olumsuz durumlara, sınırdaki sorunlara, erkeklerin de duygularının olduğuna ışık tutması açısından güzel olmuş. Ama gerek var mıydı bu kadar uzun tutmaya bilemedim.
HebaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20164,587 okunma
Öncelikle kitap iki bölümden oluşmaktadır. 1. Bölüm Hasan sabbah Ömer Hayyam ve Nizamülmülk'ün arasında geçen ilişki ve mücadeleler ele alınıyor güzel tarihi bilgiler ile beraber çok hoş bir kurgusu olan bir roman.
İkinci bölüm ise Amerikan asıllı Fransa'da yaşayan bir gazetecinin yaptığı yolculuklar sonucu yaşamış olduğu gezi notlarını içeriyor. İran'ın son 100 yıllık tarihi hakkında çok güzel bilgiler veriyor. Roman tadında bilgiler içeriyor. Zaman zaman İran'la ilgili çok güzel tarihi notları siyasi ilişkileri, ulusarası ilişkilerini bulabileceğiniz güzel bir Amin Maaluf klasiği bir eser.
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,6bin okunma
1922
`Nam Sibyllam quidem Cumis ego ipse
oculis meis vidi in ampulla pendere,
et cum illi pueri dicerent: Sibulla ti thelis;
respondebat illa: apothanein tehelo.' 1
Ezra Pound için
- Abi öldürmeyelim! Az biraz yer giderler.
+ Ne demek az biraz yiyip giderler lan. Az da yeseler çok da yeseler, zarar. Para kazanamazsak nasıl okuyacağız?
- Cana kıyarak nasıl eğitimli olabiliriz ki zaten abi? Eğitimin dahi amacı yaşatmak iken biz yaşam alarak mı eğitimleneceğiz?
+ Lan yine saçmalaya başladın he. Al şunu, git üst başta çal.
Her kitabında kendinden mutlaka bahsettiğim ve bahsetmekten kolay kolay vazgeçmeyeceğim, çok fazla okunmayan yalnızca ismen bilinen bir yazarın ölümünden bahsedeceğim bugünde. Onun Felsefe olarak ne kadar bağlı bir yaşam sürdüğünü ölümünde göreceğiz. 19 Şubat 1784 yılında kan kusacak kadar hasta halde yatağa düşer. Ciğerlerine su dolmuş, vücuduna
Şiirler serisinin en kalın, en anlamlı kitaplarından birini geride bıraktık. Öncelikle ben seriyi bozmamak adına ADAM Yayınları özelinde okusam da kaliteli baskı, güncel baskı olsun diyenler için YKY de olduğunu belirteyim. Tabi kitap sevenler elinde tutmak isteyenler için bir şey diyemem. Bizim için tek fark biraz daha beyaz sayfalar, biraz daha
"Yine de ben bir şey öğrenmek istiyorum. Kerchede 'adinin tekisin' nasıl deniliyor?"
"Jer ven azel."
"Gerçekten mi?"
Malyen güldü. "Denizcilerden öğreneceğin ilk şey küfürdür."