Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkiye'den Sermaye Göçü
Dördüncü büyük göç ise sermaye göçüdür. Türkiye'nin milli birliğini ve istikrarını tehdit altında gören sermaye, yurtdışına kaçmaktadır. Kirli referandum öncesinde mal varlığı 1 milyon doların üzerinde olan 6 bin kişi Türkiye'yi terk etmişti. Keza kirli referandum öncesinde İstanbul'da yaşayan ve yıllık geliri 30 milyon doların üzerinde olanların yüzde 22'si Türkiye'den ayrılmıştır. Nisan 2017 kirli referandumdan sonra bu göç daha da hızlanmıştır. Bu, ülkemizin geleceğinin istikrarsız göründüğünün en önemli göstergelerinden birisidir. 2017'de Türkiye, Çin ve Hindistan'dan sonra sermaye çıkışı sıralamasında dünyada 3. sıradadır.
Konunun 128. sayfada başlaması da bir işaret bence
Yalçın Küçük, 2017 Nisan'ında ve tam bir yıl sonra 2018 Nisan'ında Hatay'a dikkat çekiyor. Diyor ki, "Merkezi Hatay olan bir savaşa gebeyiz artık." Bugün de Hatay'ı konuşuyoruz. Peki,nereden çıktı şimdi Hatay? O kadar sorunumuz varken İdlib'deki olay büyüdü ve Hatay konuşulmaya başlandı. Uzun süredir, tarikatlar
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Dahası dokuz yılda alınan toplam 124 milyon 931 bin çiçeğin maliyetinin ise 71,9 milyon dolar olduğu görüldü. Faturalarda bazı ağaçlara birim başına ödenen yüksek tutar daha da dikkat çekiciydi. 2017 yılında alınan Sarkık Himalaya Sedirinin tanesi için 26 bin 154 TL ödendiği öğrenildi. Satın alınan dönemin avro kuruna göre, tanesi 6 bin 700 avro olan bitkiler için 2019 yılında da teklif alınmıştı. 2017 yılında tanesi 26 bin 154 TL'ye gelen bitki için, 2019 yılında, gümrük ve ulaştırma giderleri dahil tanesi 4 bin 900 TL'den fiyat alındı. Dahası Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kendisinden önceki yönetimin aldığı ağaçlarla sadece ASKI'nin 42 milyon 324 bin lira zarara uğratıldığını duyurmuştu. Üstelik 1 milyon karaçam fidanının dikilmedigi de anlaşıldı. Mansur Yavaş, 9 Nisan 2015 tarihinde bir firmanın 1 lira 5O kuruştan aldığı fidanları ASKİ'ye 14 lira 90 kuruşa sattığını söyleyerek, zararı şöyle anlattı:
Sayfa 153Kitabı okudu
7 Haziran 2015 seçimlerine, bir önceki seçim gibi herhangi bir kriz ya da tıkanma olmadan, olağan seyri içinde gidildi. Seçimlere en dezavantajlı konumda giren parti Ak Parti olmuştur. Ak Parti, büyük bir siyasi risk alarak çözüm süreci denilen süreci başlatmış ancak bu süreç PKK'nın istismarları ve sabotajları sonucunda barışçıl bir seyir
Sayfa 319Kitabı okudu
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
ATSIZ-KÜR ŞAD-BOZKURTLAR: TURAN'A DOĞRU Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun Kür Şad Adı Ne Zaman Doğdu? Bozkurtların Ölümü Atsız’ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden,
Reklam
Erol Sungur, israf ve taklidin, günümüz Müslümanını kulluk ile sekülerlik arasında git-gel yapmasına sebep olduğunu ve neticede prestij kazanmak için azıcık ondan azıcık bundan faydalanmaya çalışan bir dindar tipi ortaya çıkardığını belirtir. Bunun sonucunda, İslâm dininin emrettiği değerler aşınmakta, dinî prensipler temelli bir hayat tarzı oluşturulamamakta ve fakirlerin görmezden gelinmesine sebep olunmaktadır. Çünkü Müslümanlar da postmoderniteye göre üst olan tabakalarla aralarındaki farkı kapatmak amacıyla, estetik ve tüketimi öne almışlardır. (262) —- 262 Erol Sungur, "Postmodern Tüketim ve Dindarın Seçkinlik (Elitlik) Göstergeleri", Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl 10, No: 2, Aralık 2017, (1277-1298), s. 1294- 1295. | Fatma Çetin, Küreselleşmenin Aile Üzerindeki Etkileri ve İslâmî Perspektif Rıhle Kitap, 1. Baskı: Nisan 2021, s. 198.
Sayfa 198 - Rıhle Kitap, 1. Baskı: Nisan 2021Kitabı okudu
Milli Türk Talebe Birliği Antikomünist teyakkuz, bir yandan yeni örgütlenmeleri beraberinde getirirken, öte yandan Milli Türk Talebe Birliği gibi eski örgütlenmeler de komünizme karşı devreye girmiştir. 1969 yılında Kayseri' de toplanan ve hayli çekişmeli geçen MTTB Kongresi'nde şu kararlar alınır: 1- Memleketimizde bulunan azınlık okullarının
8 Şubat'ta Aybar'ın genel başkan olduğunu duyurmak için düzenlenen basın toplantısında dağıtılan basın bildirisinde, "Türkiye'nin geri kalmış bir toplum olmaktan kurtarılması her şeyden önce iş araçlarının, çalışan insanın ve tekniğin, yani toplumun üretici kuvvetlerinin hızla geliştirilmesine bağlıdır," denildikten sonra bu gelişmenin
Darbe sonrası Türkeş ve ekibi günlük bir gazete kurmaya karar verirler. Türkeş bu iş için Irkçılık-Turancılık davası döneminden tanıdığı ileri sürülen ve istihbaratçı olduğu hususunda rivayetler olan Ziya Tansu'yu görevlendirmiştir. Ziya Tansu, sonradan Özel Harp Dairesi adını alacak olan Seferberlik Tetkik Kumlu'nun ilk mensuplarından ve
Reklam
Milli Türk Talebe Birliği Antikomünist teyakkuz, bir yandan yeni örgütlenmeleri beraberinde getirirken, öte yandan Milli Türk Talebe Birliği gibi eski örgütlenmeler de komünizme karşı devreye girmiştir. 1969 yılında Kayseri' de toplanan ve hayli çekişmeli geçen MTTB Kongresi'nde şu kararlar alınır: 1- Memleketimizde bulunan azınlık okullarının
Türk Barışseverler Cemiyeti ABD'nin atom bombası teknolojisini Hiroşima ve Nagazaki' de kullanması, asıl olarak savaş sonrası kurulacak düzene dairdi ve esas mesaj Sovyetler Birliği'ne verilmekteydi. Savaş sonrası, uluslararası komünist hareket, SSCB'nin öncülüğünde "Stockholm Barış Çağrısı" adıyla bir barış mücadelesi örgütlemeye
Eisenhower Doktrini ve Suriye gerilimi Menderes hükümeti antikomünizmi iç ve dış politikanın temel enstrümanı haline getirmeye çalışırken, Sovyetler ise Stalin-sonrası dönemdeki değişikliklere paralel olarak Türkiye'ye yönelik barışçıl bir politika izlemenin arayışı içerisindedir. Ancak Menderes hükümeti, bu yakınlaşma çabalarına herhangi bir
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.