Sınıftaki Atsız: Öğrencileri, Atsız'ın iyi bir hoca olduğunu, derste açıkça propaganda yapmadığını söylüyorlar. 1950-51 ders yılında Haydarpaşa Lisesi'nde talebesi olan Altan Deliorman şöyle diyor: "Devrenin yarısından çoğunu ders vermekle geçirirdi. Anlatır, öğretirdi. Çok da iyi öğretirdi... Yazılı notlarını açıkça okurdu. Kimin
Sınıftaki Atsız
Öğrencileri, Atsız'ın iyi bir hoca olduğunu, derste açıkça propaganda yapmadığını söylüyorlar. 1950-51 ders yılında Haydarpaşa Lisesi'nde talebesi olan Altan Deliorman şöyle diyor:
"Devrenin yarısından çoğunu ders vermekle geçirirdi. Anlatır, öğretirdi. Çok da iyi öğretirdi... Yazılı notlarını açıkça okurdu. Kimin
Hanginiz bilir, benim kadar,
Karpuzdan fener hale getirilmesi;
Sedefli hançerler, üstüne,
Gülcemal resmi çizmesini;
Beyit düzleşmesini;
Mektup yazmamasını;
Yatmasını,
Kalkmasını;
Bunca yıl Halimes'ini
Hanginiz bilir, benim kadar,
Memnun teşvik eder mi?
Değirmende ağartmadık biz bu sakalı!
Temmuz 1941
(İnkılâpçı Gençlik, 18.7.1942)
* Orhan Veli'nin defterindeki adı "Değirmen"dir. [ed.n.]
Mesnevî" denince akla Mevlânâ hazretleri gelir. Şems'in kaybolmasından sonra Mevlânâ bu şiirleri en önde gelen talebesi Hüsameddin Çelebi'ye söylemeye başlar. Mevlânâ, Mesnevî'deki şiirleri ilk 18 beyit dışında kâğıda yazmış değildir. Doğaçlama olarak söylenen şiirlerdir. 26.000 beyitten oluşur. En son mısrâyı söyledikten iki sene sonra âşığı olduğu Rabbine kavuşur.
Mesnevî bir kelime ile özetlense o da "kulluk" olurdu. Mevlânâ, Mesnevi'de ilahi hakikati günlük hayattan, tabiattan örnek lerle anlatır. O kadar gerçektir ki söylediği herkes kendinden bir parça bulur o eşsiz kitapta... Bu kadar somut olduğu kadar soyuttur da... Aklı, gönlü, imanı, kulu yerli yerine oturtur. Coşkulu mısraların içinde sağlam hükümleri gizler:
Bir akıl başka bir akılla birleşirse, kötü söz ve kötü işe engel olmuş demektir.
Nefis başka bir nefisle dost olursa, akıl işe yaramaz hale gelir.
Akıl başka akılla birleşti mi yol görünür, nefs başka nefsle birleşti mi yol kapanır.
Onun söylediği binlerce şiirleri ve yaptığı yüzlerce sohbetin amacı insanlara bir kelimeyi söyletmek içindir: Allah.
Kutadgu Bilig'de adalet, geleneksel İran-İslam devletlerinde olduğu şekliyle ve aynı dönem derecesi ile belirtilir(bilhassa Kün Togdı'nın adaletin ne olduğu hakkında 18.fasıl,beyit 792-822)
Beg der ki: "Taht 3 ayak üzerindedir hiçbir tarafa eğilmez." "Hareketim ve sözüm bütün halk için aynıdır." "Ben işleri Doğruluk ile hallederim; insanları bey veya kul olarak ayırmam." "Ben işleri bıçak gibi Keser atarım, hak arayan kimsenin işini uzatmam..." "Zulme uğrayarak kapıma gelen ve adaleti bulan Kimse benden tatlı tatlı ayrılır." "Benim sertliğim zalimler içindir. " Kanun karşısında herkes eşittir."
'Dinle hitabını sadece baş kulağınla işitme. O zaman bu sesleniş sana vizaltı gibi gelir. Dinlemek için niyet lazımdır. Niyetin yeri ise kalp sahasıdır. O halde sen de kalbini vererek can kulağıyla beni dinle.
Dinle ki sükûna kavuşasın. Hakîkati bulunca her şey sükûn bulur. Sen de hakîkat karşısında suskun ol ki sükûna eresin. Hem teskin olasın, hem teselli bulasın. Dinle... Zira sen dinlemek üzre yaratıldın..
Evet, bu cevher sendedir, bu güzellikler kendindedir, lâkin kendiliğinden ortaya çıkmaz azîzim. Sahip olduğun cevherin bir ehil elinde terbiye edilmesi elzemdir.