Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Soykırımcı Siyonist İsrail’i Kim Durduracak?
Yahudi inancına göre: Sadece ve sadece Yahudi bir anneden doğan Yahudi olur. Yahudiler anneyi tarla kabul ediyor. “Ürün tarlada yetişir, onun için sadece Yahudi anneden doğan çocuk Yahudi olur!” diyorlar. Baba Yahudi olsa anne Yahudi olmasa o Yahudi olarak kabul edilmiyor. Yahudi anneden olmayan bütün insanlara ise “Goyim” diyorlar. Yahudi
6.cilt
1395.Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallâhu anhümâ şöyle dedi: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemi şöyle buyururken işittim: "Allah Teâlâ ilmi insanların hâfızalarından silip unutturmak suretiyle değil, fakat âlimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır. Neticede ortada hiçbir âlim bırakmaz. İnsanlar bir kısım cahilleri kendilerine
Reklam
6.cilt
1383. Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallâhu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Benim tarafımdan (tebliğ edilen Kur'ân'dan) bir âyet bile olsa insanlara ulaştırınız. İsrailoğulları(nın ibretli kıssaları)ndan da haber verebilirsiniz. Bunda bir sakınca yoktur. Kim bile bile bana
SAİD NURSİ'NİN MEHDİLİK İDDİASI
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir: "...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
Sayfa 442Kitabı okudu
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Sufiler, Tanrı’nın ‘’Ben gizli bir hazineydim, bulunmak istedim’’ dediğini rivayet eden bir hadisi alıntılarlardı. Buna göre Tanrı dünyayı yarattı; aklı varoluşa yansıttı ve aklın bütünlüğü içinde var olan her çeşit olanakların tümünü ifade eden muazzam bir çeşitlenme -yıldızlar, gezegenler, kayalar, kimyasal elementler- meydana geldi. Bütün bu çoğalıp yayılmanın içinde ise elementlerin hep daha kusursuz biçimde bir araya gelmesiyle oluşan bitkiler veya hayvanlar gibi karmaşık nesneleri yarattı. En sonunda da her türlü farklılaşmanın tek bir odakta bir araya geldiği, her çeşit akli olanağın onlarda kavranabileceği varlıkları, yani insanları yarattı. Bu varlıklar son kertede (var olan her şeyi kavrayabilmelerini ve her şeyi asıl kaynağına kadar izleyebilmelerini sağlayan) kendi refleksif bilinçleri sayesinde her şeyin kökeninin, yani Tanrı’nın- onun olanaklarını ifade eden bütün bu mucizevî varoluş çeşitliliği aracılığıyla ve bunun ötesine geçip onu keşfederek ve onun varlığına geri dönerek- bilincine varabilecek güçteydiler.
Sayfa 265Kitabı okudu
Reklam
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20214,002 okunma
Allah Azze ve Celle’nin varlığını ve birliğini ilân ve ispat eden iki çeşit âyeti vardır: 1) Kelam sıfatından gelen, Cebrail (a.s) aracılığıyla vahiy yoluyla indirdiği âyetler. 2) Kudret sıfatından gelen, kâinat kitabındaki her bir mahlûku üzerinde görünen âyetler ki buna tekvini âyetler diyoruz.
Hiç şüphesiz Semi’ Allah (c.c) bu sıfatla ezelde muttasıftır. O, her çeşit ve her frekanstaki sesleri işitir, duyar.
Pazarlarda alışkanlık haline gelmiş münkerlerden biri, mal satarken yalan söylemek ve malın kusurunu gizlemektir. "Bu malı on dirheme aldım ve bir dirhem kârım var" diyerek yalan söyleyen adam fasık olur. Bu gerçeği bilen kişinin müşteriye satıcının yalan söylediğini bildirmesi gerekir. Satıcının kalbini kırmamak için susarsa onunla birlikte bu hainliğe ortak olur. Aynı şekilde, Müslüman malının zayi olmaması için, malın kusurlu olduğunu bilen bir adamın müşteriye bunu bildirmesi gerekir. Eski bir elbiseyi boyayıp yeniymiş izlenimi vererek satmak da böyledir. Giysinin deliklerini yamayarak sağlammış gibi göstermek de böyledir. Her çeşit kandırmaca ve göz boyama bu babdandır. Tartıda ve ölçüde tezat olması da bu hükme dâhildir.
Sayfa 618Kitabı okudu
Reklam
Müslim'in Ebû Hureyre radıyallâhu anhdan naklettiği efrâd hadislerden birine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi: "Allah'ım, işimin ismeti olan dinimi ıslah eyle, yaşamış olduğum dünyamı ıslah eyle, dönecek olduğum âhiretimi ıslah eyle. Hayatı benim için her çeşit hayrı artırmaya ve ölümü benim için her çeşit şerden rahatlamaya vesile kıl."
Sayfa 322Kitabı okudu
Daha önceden açıkladığımız üzere ilim, amellerin en üstünüdür. Çünkü ilim, bedenin hareketleriyle meydana gelen amellerin aksine kalple elde edilir. Güzel bir niyetle ilmi yaymak her çeşit nafile ibadetten daha üstündür.
Kitabı indirmekle bize ihsanda bulunan, her çeşit hükmü ve edebi gösteren, icâzı sayesinde onun Rablerin Rabbinin kelamı olduğunu bildiren Allah'a hamd olsun. Kur'an'ın acayiplikleri bitmez, tümü hayret uyandırır. O, Allah'ın en sağlam ipi ve sebeplerin en kuvvetlisidir. Onun ehli Allah'ın ehlidir, bu ne şerefli intisap! Azıyla çoğuyla bütün hataları ve doğruları gösterdi. Susuz kalmışların suya duydukları iştiyak gibi alimlerin kalpleri ona iştiyak duyar. Onu okudukları zaman onlarla konuşur ve bir de bakarlar huzurdaki gaip olmuş: "Sen dağları gördüğünde onları yerinde duruyor sanırsın. Oysa onlar bulutların yürümesi gibi yürümektedir." (Neml, 27/88) Ondan bilgi edindiklerinde yaş dalların hareket edip coşmaları gibi harekete geçip coşarlar: "Sana bu mübarek kitabı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik." (Sad, 38/29) Onu okumakla bizi ud ve rebabdan uzak kılan Allah'a hamd ederim. Onun sayesinde, mashûbun (refakat edilenin) ashabdan (refakat edenlerden) üstün oluşu gibi diğer peygamberlere üstün olan elçisine, haşir ve dönüş gününe kadar ona tabi olan herkese salât ederim.
Sayfa 287Kitabı okudu
Söz konusu yasak vakitlerde namaz kılmanın yasaklanmasında üç sır vardır: 1- Güneşe tapanlara benzememek. 2- Şeytanın boynuzunun doğduğu zamanda secde etmekten sakındırmak. Çünkü güneş şeytanın boynuzuyla birlikte doğar. Ufukta yük- selmeye başladığı zaman ondan ayrılır. Tam tepe noktasına ulaştığında yine onunla birleşir. Batıya dönmeye başladığı zaman yine ondan ayrılır. Batmaya başladığı zaman yeniden şeytanın boynuzuyla birleşir. 3- Ahiret yolcuları ibadetlere devam ederler. Sürekli olarak bir çeşit ibadeti yapmak usanmaya sebep olur. Yasaklama vaki olunca canlılık ve hareket artar. Çünkü insan kendisine yasaklanan şeye karşı isteklidir. Söz konusu vakitlerde namaz kılmak yasaklandığı hâlde, kul bir hâlden başka bir håle geçsin diye Kur'an okumak ve tesbihatla meşgul olmak gibi diğer ibadet şekilleri yasaklanmamıştır. Namaz da bu şekilde kıyam, oturma, rükü ve secdelerden oluşur. Çünkü aynı şeyi yapmak usanmaya ve bıkmaya sebeptir.
Sayfa 193Kitabı okudu
479 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.