Sabah imparatorların genel karargâhında başlayıp sonraki bütün hareketi ivmelendiren yoğun hareket, büyük saat kulelerindeki orta çarkların ilk hareketi gibi olmuştu. Bir çark ağır ağır harekete geçer, bir diğeri, üçüncüsü döner ve çarklar, makaralar, dişliler daha hızlı, daha hızlı döndükçe çanlar çalmaya, figürler görünüp kaybolmaya, akrep ve yelkovan ritmik hareket edip bu devinimin sonucunu göstermeye başlar... Saatlerdeki gibi ordu mekanizmasında da hareket bir kere başladı mı sonuna kadar gitmesinin önüne geçilemez ve mekanizmanın, hareket kendilerine ulaşana kadar kımıldamayan parçaları da sıraları gelinceye kadar harekete geçmezler. Çarklar dişlerini birbirine geçirdikçe ekseninde gıcırdar, hızla dönen makaralar vızıldar ama yanlarındaki çark hareketsizliğini yüzyıllarca koruyacakmış gibi sessiz ve hareketsiz kalır; ama o an gelir, bir manivela onu da yakalar ve çark harekete boyun eğip gıcırtıyla döner, sonucunu ve amacını bilmediği bir hareketin parçası olur... Saatlerde, saatin kaç olduğunu gösteren okların ağır ve düzenli hareketlerinin, çeşitli sayısız çarkın ve makaranın birlikte hareketinin sonucu olması gibi, bu yüz altmış bin Rus’la Fransız’ın birlikte hareketlerinin, bu insanların tutkularının, arzularının, pişmanlıklarının, aşağılamalarının, ıstıraplarının, gurur, korku ve heyecan patlamalarının sonucu da üç imparator savaşı da denilen Austerlitz Savaşı’nın kaybı, yani dünya tarihi okunun insanlık tarihi kadranının üzerinde ağır bir hareketi oldu.