Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Allâh, sizi ebedi mutluluk ve esenlik yurduna, cennete davet etmektedir." Yûnus sûresi:25. Ayet
Sayfa 341 - EhilKitabı okudu
رَبِّ اشْرَحْ لٖى صَدْرٖى ۝ وَيَسِّرْ لٖٓى اَمْرٖى ۝ وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانٖى ۝ يَفْقَهُوا قَوْلٖى "Ey Rabbim, gönlüme genişlik ver. İşimi kolaylaştır. Dilimdeki tutukluğu çöz—tâ ki sözümü iyice anlasınlar." Tâhâ Sûresi, 20:25-28.
Sayfa 97
Reklam
Bazı kelebek türlerinin bir günlük ömrü, hücre bölünmesinin hızlı olmasıdan dolayı, insanın 80 yılına denktir. Bu durumda 70 yaşında ölen bir insan mı daha uzun yaşar, 25. saatini gören bir kelebek mi?
Bilindiği gibi, İstanbul'un işgalinden sonra Atatürk, Heyet-i Temsiliye adına, "Vilayetlere ve Müstakil Livalara ve Kolordu Kumandanlarına" 19 Mart 1920'de yayınladığı bildiride, "umur-ı milleti tedvir ve murakabe etmek üzere," Ankara'da, selahiyet-i fevkaladeye mâlik bir Meclisin toplanması için seçimlerin yapılmasını istemiş ve bu seçimlerin esaslarını belirtmiştir. Yayınlanan İngiliz belgeleri arasında bu bildiri dahi yer almamakla beraber, Londra'daki Fransız Büyükelçiliği'nin İngiltere Dışişleri Bakanlığı'na sunduğu İstanbul çıkışlı ve 25 Mart 1920 tarihli bir telgrafta, Atatürk'ün 19 Mart 1920 günlü bir "Proclamation"ından söz edilmektedir. Nutuk'ta göremediğimiz bu belgeye göre, Atatürk, İstanbul'un şiddet yoluyla işgalinin sadece Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bir saldırı teşkil etmeyip, aynı zamanda, bütün Müslüman dünyasına ve Hilafete karşı da bir hakaret teşkil ettiğini belirterek, 10.000 şehit veren Mısır, Irak, Suriye, Azerbaycan, Kuzey Kafkasya, Afganistan, İran ve "bir kelime ile bütün Müslüman dünyasının" İtilaf Devletleri'nin gücünü sarsacağını ve mucizeler yaratacağını vurgulayıp, bütün Müslümanları, "bağımsızlığa, İslâm imânına ve Hilafet'e karşı yürütülen bu modern Haçlı Seferleri'ne karşı" yardım etmeye çağırmıştır. İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nda bu telgraf üzerine yapılan yorum, bunun, klasik bir İslâm çağrısı (Cihad) olup, Hindistan İçişleri Bakanlığı hariç, Türkiye'nin dışında hiçbir etkisi olamayacağı şeklinde idi.
Sayfa 70
"Bilmediğimiz mutluluktansa bildiğimiz mutsuzluğu istiyorduk."
Sayfa 12
...Böylece insan, kendi durumunun iyiliğine, başkalarını göz ucuyla süzdükten sonra kanaat ediyor. Varsayalım ki, iki hayalî dünyadan birisi arasında bir seçim yapmanız isteniyor: İlkinde yılda 50 bin dolar kazanıyorsunuz oysa diğer insanlar 25 bin dolar kazanıyor. İkincisinde yılda 100 bin dolar kazanıyorsunuz, oysa diğer insanlar yılda 250 bin dolar kazanıyor. Hangisini seçerdiniz? Bu soru, bir grup Harvard öğrencisine sorulmuş ve ezici çoğunluk ilk seçeneği işaretlemiş. Kendi durumları diğer insanlara göre daha iyi olduğu sürece, daha az kazanmaya razı olmuşlar. Başka bazı çalışmalar da aynı sonuca ulaşmış. İnsanlar, başkalarına göre kendilerini daha üstün konumda hissettikleri sürece, gelirlerindeki düşmeyi çok önemsemiyorlar. İnsanın gelirinden memnun olup olmaması, belirli bir normla yaptığı mukayeseyle ilgili. Bu norm da iki şeye bağlı; ‘diğer insanlar ne kadar kazanıyor’ ve ‘ben ne kadar kazanmaya alışkınım’. İlki sosyal mukayeseyle ilgili, ikincisi de süregiden duruma alışmayla.
Reklam
NOEL NEREDEN GELİYOR Yeni yılı kutlamak eski bir gelenektir. Romalılar 17 ve 23 Aralık tarihleri arasında hasat tanrısı Satürn'e adanan festivali, Saturnalia'yı kutlarlardı. Yılın en keyifli festivali olurdu bu. Bütün çalışma ve ticaret durur, caddeler kalabalık ve karnaval atmosferiyle dolardı. Köleler geçici olarak serbest bırakılır ve
Sayfa 562Kitabı okudu
Türkiye'de cumhuriyetin ilanından sonraki ilk 25 yılda, Türk toplumu milliyetçiliği din ile birlikte benimsedi. Materyalist milliyetçilik ise ufak bir Aydın zümresi tarafından kabullenilmişti. Bu iki milliyetçilik anlayışı zaman zaman birbiriyle çatışmış neticede bazı pratik sonuçlar doğurmuştur ö
Sınır Karakolları , Baskınlar ve Kuzey Irak Operasyonları
PKK'nın Botan-Behdinin Savaş Hükümeti programını yürürlüğe koyduğu dönemde Türk sınır karakolları bu tür baskınlara karşı hazırlıklı değildir. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral N. Torumtay'ın ifadesi ile: "Sınır hattı üzerindeki karakollarımız da barış koşullarına göre, daha ziyade kaçakçılığı önleyecek biçimde seyrek bir düzenle gözetleme ve devriye sistemi ile sınırı kontrol ediyordu." Konuyu bir uzman olarak inceleyen emekli Korgeneral Nevzat Bölügiray "Özal Döneminde Bölücü Terör" adlı çalışmasında şu tespiti yapıyordu: "Ka­çakçılığı önlemek amacı ile kurulan karakollar yamaçlarda ya da üç yanından kuşatılma imkanı olan yerlerde kurulmuştu. Binaların yapımında kullanılan malzeme de askerlerin güvenliğini sağlamaktan çok uzaktı. Daha ilk terörist ate­şinde binalar kevgire dönüyordu. Üstelik bu karakollarda genellikle normal bir jandarma eğitimi görmüş, eğitimi, deneyimi zayıf 20-25 asker görev yapmakta idi. Karakolların çevre güvenliğinin sağlanması için anti-personel mayın, bubi tuzağı, uyarı araçları, gece görüş dürbünleri gibi techizat mevcut değildi." Bu şartlar altında 250-500 kişilik PKK'lı grupların ağır silahlı saldırısına uğ­rayan karakolların ciddi bir direnme şansı olmuyordu. Bu durum ancak 1991 sonunda değişmeye başlayacak, karakol personeli komando eğitiminden ge­çirilirken, karakollar güçlü silahlar ile donatılıp bir çok yeni karakol yapılmaya başlanacaktır.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.