Cennet, temizlenmiş insanın vatanıdır. Kirlerden, günah ve kötülüklerden arınmış insan hakikatinin aslında ne olduğunun tam manasıyla ilk kez sahnelendiği yerdir. Orası kardeşlik ve dostluk yeridir. Barış ve sevginin ana vatanıdır. İlişkileri bozan hırs, kıskançlık, bencillik gibi yıpratıcı hislerin olmadığı; imkân veya mekân bakımından herhangi bir darlığın yaşanmadığı böyle bir zeminde insanlar arası ilişkiler de elbette daha verimli ve daha keyifli olacaktır. Çünkü insan ilişkilerinin bozulmasının nedenlerinden biri de sınırlı ömrün ve kısıtlı imkânların getirdiği içsel baskılardır. Cennette insanın bedeninin yenilenmiş olması nasıl büyük bir nimetse, onun ruhi, psikolojik ve manevi arızalarının tamamen giderilmiş olması da erişeceği bir başka nimettir. Cennet halkının içinden kin, nefret, kıskançlık, öfke ve endi şe gibi duygular tamamen çıkarılmıştır. Kur'an-ı Kerim'de bu mesele şöyle ifade edilmiştir: "Onların altlarından ırmaklar akarken, kalplerinde kinden ne varsa hepsini çıkarıp atarız." (Araf, 43). Mü'min, dünyada olumsuz duygularla mücadele ederek geçirdiği hayatının mükâfatını, orada bu hislerden tamamen kurtulmuş olarak alacaktır.