"Hamiş: Mektubunla birlikte bize bir tas içinde at pisliği göndermişsin. Buna karşılık sana bir kavanoz bal gönderdim. Ne de olsa herkes karşısındakine kendi yediğinden ikram eder! "
Babamın ikide bir sorduğu bir çocukluk bilmecesi zaman: Harcayabildiğimiz ama biriktiremediğimiz şey nedir ? Saatim yoktu. Eskiden de saat takmazdım. Babam kızardı, saat takmayan adamların güvenilmez olduklarını iddia ederdi. Vaktine sahip çıkmayan adamdan ne hayır gelir?
Sayfa 111 - Can Sanat Yayınları, 5. BaskıKitabı okudu
Aklımda Sanem varken göğsümde muazzam bir orman gürüldüyor, okyanusu yutabilirim. İkimiz birlikteyken başkalarından farklıyız, yeryüzünde nefes alan her canlı gündüz, sadece biz İkimiz geceyiz.
Geçen gün Ceza Reisi bir kitap verdi. Şöyle karıştırdım. Derin bir şey. İsmi Amak -ı Hayal , senin anlayacağın, hayalin dibi. Orda yazıyor : Bir gün Allah peygamberi çağırıp sormuş , saadet nedir? demiş. Her biri kendilerine göre cevap vermişler. Musa : Arzı Mev' uda gitmektir; İsa: Bir yanağına vurana ötekini uzatmaktır ; Buda: Hayatta hiçbir arzusu olmamaktır, yollu şeyler söylemiş. Sıra bizim Muhammed ' e gelince : " Saadet, hayatı olduğu gibi kabul etmektir ..." demiş . Ne doğru söz ! Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli, ne de ondan bir şey eksiltmeli...
Sayfa 151 - Yapı Kredi Yayınları, 104. BaskıKitabı okudu
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın
yok edin insanın insana kulluğunu
bu davet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine
bu hasret bizim....
Nazım Hikmet Ran
Sayfa 88 - Genç Destek yayınları, 4. BaskıKitabı okudu
Göbeklitepe 'yi kuran insanların inanç yönünden ilkel olduklarını söyleyenler yanılıyordu. Bunun için ben ona ilkel yerine " kadim insan" demek gerektiğini düşünüyorum.
Ve o an, içimde yazmak isteğini duydum.
Yazmak.....Kime? Neyi?
Hep bilinmeyene yazılmaz mı?
Öyleyse, örneğin, o yabancı dilden aldığım mektuba cevap yazabilirdim.