Damat Ferit, kabineyi 4 Mart'ta kurdu. Böylece İttihatçıların üzerine daha kesin bir tavırla gidecek olan bir hükümet kurulmuş oldu. Muhalefet şimdi iktidardaydı ve İtilaf Devletleri bu durumdan memnundular. Bu kabinenin yapması gereken işlerin başında İttihatçıları kovuşturmak ve cezalandırmak, böylece işgalci kuvvetlerin gözüne girmek geliyordu. Ayrıca çok önemli bir rakip ve muhalifi de siyaset sahnesinden silmek söz konusuydu. Böylece hemen icraata geçildi ve 8 Mart'ta yayımlanan sıkıyönetim kararnamesiyle 16 Aralık'ta kurulan Divanıharp'in (askeri mahkeme) başkan ve üyeleri atandı.
8 Aralık 1919 günü Abdülkadir İngiliz Yüksek Komiserliğine gider ve yakınır.
"Kürtler güç durumdadır. Kişisel görüşüm durumun tehlikeli olduğudur... Mustafa Kemal ·gittikçe tehlikeli oluyor."
”Ayasofya’da tramvaydan inince Ayşe’nin iki tarafından kalabalığı yarmaya, insan kesafetini¹ delmeye çok çalıştık. Bahçenin önünde parmaklığa bir aralık sıkıştık. Karşıya baktım. Sultanahmet Rüştiyesi² ve sıra binaların üstü salkım salkım insan dolu ve tramvay caddesinden koyu bir halk cereyanı³ ayak seslerini mübalağa eden⁴ bir sessizlik içinde
Amiral Calthorpe'nin yardımcısı Amiral Weeb'in Londra'ya gönderdiği raporunda
Abdülkadir ile ilgili yargısı ilginçtir:
«Satın alındığı takdirde güçlük çıkarmaz» 14.
8 Aralık 1919 günü Seyit Abdülkadir, İngiliz Yüksek Komiserliği memurlarından Hohler ile görüşmektedir. Konu, Kürtlerle Ermenilerin çıkarlarını bağdaştırmaktır. Abdülkadir, Hohler'e yakınır:
«— Kürtler güç durumdadır. Kişisel görüşüm durumun tehlikelfolduğudur.. Mustafa Kemal gittikçe tehlikeli oluyor»
Örneğin, özel bir muhabirin 16 Aralık ve 8 Ocak haberleri, İngilizlerin “çoğunlukla Enver ve Talât’ın adamlarından” oluşmuş diye belledikleri Mebusan’a karşı duyulan husumeti dile getiriyordu. The Times, 1, 13/1/1919.
Namusluyla namussuz
Paltosu bir batman gelirmiş Deli Halit Paşa’nın
Katlayıp attığında adam da devirirmiş.
Paltosu tılsımlıymış söylence olmuş.
Kurşunlar girer de çıkamazlarmış
Şamanca bir gösteri olarak silkince paltosunu
Onlarca yenik kurşun yerlere saçılırmış.
Deli Halit Paşa’da çifte tabanca
“Namuslu” dediği sağa takılı
Düşmana
Bunlar gibi sıralanabilecek binlerce örneğin oluşturdu-ğu kervana skandal sayılabilecek bir gelişmeye imza atmak suretiyle T.C. Kültür Bakanlığı da katılmış bulunuyor.
Hıristiyanlığın doktrineri Aziz Pavlus'un tıpkıbasımı, misyoner, Anadolu'yu 1919'da yayınladığı bir haritada "Deutschland" olarak gösteren ve Alman idealerine hizmet eden " çok gizli" bir yeraltı örgütü "Thule Gesellchaft" üyesi Angelo Giuseppe Roncalli, nam-ı diğer Papa 23. Jean için 8-9-10 Aralık 2000 tarihlerinde, üç gün sürecek bir Anma Programı düzenliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmi kurumu Kültür Bakan-lığı bu programı hem de Türkiye'ye 30 bin can ile 100 milyar dolar gibi çok ağır bir fatura ödeten bölücü terör örgütü PKK ve terörist başı Apo'ya Vatikan'ın açıktan destek vermiş
Bayburt'a bağlı Hart'ta (Aydıntepe B.), Şeyh Eşref tarafından 26 Ekim 1919'da başlatılan ve 24 Aralık 1919'da sona erdirilen bir ayaklanma, Osmanlı tarihinde görülenlerin en tipiklerinden birisi idi. Çünkü yurtsever her kişinin vatanı kurtarma kaygısı içinde bulunduğu bu sıralarda, Şeyh Eşref'in de istekleri ve üzüntüleri
Unutma! Hatırla!
Cumhuriyetin eğitim devriminin en önemli ayaklarından "köy ilkokullarını" da unutturdular. Atatürk, Cumhuriyeti kurarken her şeyden önce "yaygın cehalete" savaş açtı. Cehaletle savaşın karargâhı okullar, orduları ise öğretmenlerdi. Nitekim Atatürk "öğretmen ordusu" tabirini kullanırdı. Ancak