3.90 tl fiyatlı (sonsuz kitap'a sonsuz teşekkürler)ve % 50 indirimle(Harikasın Kiler Market) ödediğim 1.95 tl ye göre olağanüstü bir kitaptı. Yani yine Tv Filmi tadında komik ve güzeldi. Hiç yormadı beni gayeeeet keyifle okudum.
YAŞ 5 Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.
YAŞ 7 Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.
YAŞ 12 Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.
YAŞ 13 Annemle babamın el ele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu
Şimdi efendim neresinde baslayayım bılemedım...
Polısıye roman severlerı tatmın etmesı mumkunken cevırmen yuzunden dıbe batırılmıs bır kıtap...
Kıtapta heyecanın doruga cıkması gereken yerlerde uzun cümlelerle basit bir anlatım yapmış, daha ılk satırlarda bos bır cumle ıle karsı karsıya kaldıgınızı fark edıyorsunuz ve bu da tum heyecanın
Madem ki Türk'üz.
O halde Türk gibi yürür,
Türk gibi düşünür,
Türk gibi duyarız ve Türk gibi yazarız.
Ömer Seyfettin (11 Mart 1884; Gönen, Balıkesir - 6 Mart 1920, İstanbul) Türk yazar, asker, öğretmen.
Vefatının 95. Yılı Anısına....
Bu zamana kadar okuduğum fantastik romanların arasında en farklısını okudum diyebilirim. Yazarın kendi oluşturduğu bir dünya oluşu ve roman içinde anlatılan belli başlı olaylar haricinde de tam manasıyla fantastik roman okudum diyemiyorum. Daha çok 12. YY İngiltre'sinin romanını okudum gibi hissettim kendimi roman boyunca. Çünkü iyi ve kötünün
kitap 10 numara. hem o dönem ile ilgili bilgi veriyor hemde olay içinde sürüklüyor. kitabı okuduktan sonra da filmini izledim. filmi tavsiye etmem. kitap 100 üzerinden 95 ise film anca 44 olur.
Kitap HırsızıMarkus Zusak · Martı Kitabevi · 201212,6bin okunma
YAŞ 5 Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.
YAŞ 7 Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.
YAŞ 12 Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.
YAŞ 13 Annemle babamın el ele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini
95 yılıydı sanırım. O güne kadar ailemden hep dinlemiş, bölük pörçük okumuştum denizlerin hikayesini hüzünle. 3-4 saatlik bir uçak yolculuğu için babam vermişti kitabı oku bunu diye. Yolda uyumazsam göz atarım diye düşünmüştüm. Yerime oturup ilk Sayfayı açtığımda anladım yanıldığımı. Su gibi akıyordu ve duramıyordum. Hikaye-gerçek zaten acıyken Erdal Öz'ün yalın, akıcı dili bir anda 3 Fidan'ın yanına alıyor sizi. Duru bir anlatım var kitapta ama şiirsellik ilk sayfadan son sayfaya kadar sürüyor ve acıtıyor içinizi.
Uçak indiğinde ben kitabı bitirmiş ağlıyordum. Hem hikayeyi baştan sona öğrendiğim ve daha da yandığım ölümlerine hem de Erdal Öz ile tanıştığım ilk kitaptır ve çok özeldir.
Dönemi öğrenmek veya anlamaya başlamak için mutlaka okunması gereken bir kitap. Ve Erdal Öz'le tanışmak için...