Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir bilgi !
İbn-i Sīnā (980-1037), İslam kültüründe ninninin çocukların uyutulmasında önemli bir işlev gördüğünü ifade eder. Ninninin, çocuğun ileriki yaşlarda alacağı müzik dersleri ve ninni sözleri arasında yer alan ahlaki değerlerin kodlanması açısından önemli bir hazırlık safhası olduğunu ifade eder.
Çörekotu
İslâm alimlerinden El Biruni (973-1048) ki o Hindistan ve Çin ilaçlarının erken dönem kökenleri üzerinde bilimsel araştırmalar yapmıştır. Çörekotu üzerinde de araştırmalar sürdürmüştür. Aynı şekilde Doğu ve Batıda “hastalıkların kanunu" olarak anılan İbn-i Sina (980-1037) da bedeni yorgunluk ve keyifsizliğe karşı çörekotu desteği üzerinde durmuştur. Tıbb-ı Nebevî listesinde de çörekotu yer almaktadır.
Reklam
984 syf.
·
Puan vermedi
·
45 günde okudu
Kitabı satın alırken peygamberlerin hayatlarını ayrıntılı olarak anlatıyordur diye düşünerek satın almıştım ama umduğum gibi değildi. Bununla beraber 980 sayfa olan kitabın 900 sayfası peygamber efendimize ayrılmış. Kalan sayfalarda ise diğer peygamberlerin,Hz. Muhammed'in ahir zamanda geleceği,kendilerinin ise onun yolu üzerinde olduğu vurgulanmış. Muhteşemdi. Bu zamana kadar bunun kadar ayrıntılı olarak Efendimizin (sav) hayatını okumamıştım. Bazı kişiler İncil'den ve Tevrat'tan alıntılar var diyerek eseri kötülemişler ama söz konusu alıntılar Kur'an ve sünnete aykırı değil. En azından benim bilgim dahilinde bir aykırılık görmedim. Tavsiye ederim.
Altıparmak Peygamberler Tarihi
Altıparmak Peygamberler TarihiMuinüd-dîn Muhammed Emîn Hirevî · Berekat Yayınevi · 022 okunma
Latin Ortaçağ düşüncesinin en büyük kaynaklarından biri olduğu kuşkusuz olan İbn Sina'nın (980- 1037) felsefi eseri, daha Aristoteles'in eserinin bütünü Batı'da bilin­mezken Batı'ya girmişti. Batı'yı felsefeyle ilk tanıştıran da odur. Tıp Kanunu bir yana, İbn Sina'nın Ortaçağ'da oku­ nan temel metni felsefi ansiklopedisidir: Şifa Kitabı.
Sayfa 21
Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
Reklam
İlk Çağ'da, özellikle Sokrat öncesi doğa bilimcilerde, daha önceki yazılarımda da vurguladığım gibi, fosillere bakarak eskiden yaşamış olan hayvanlar hakkında çıkarım yapmak olağandı. Hatta fosillere dayanarak eski coğrafyalar ve dünyanın gelişimi hakkında Anaksimander ve Aristoteles gibi bilim insanlarınca fikirler bile ortaya atılmış, tartışılmıştı. Ancak Orta Çağ'da hem Hıristiyan hem de Müslüman dünyasında bu yorumlar Kutsal Kitap ve Kur'an'da anlatılan yaradılış efsaneleriyle çelişmeye başlayınca terk edildi. Onun yerine fosillerin toprağın içinde esrarengiz bir yaratma gücünün ortaya çıkardığı "yarım kalmış" yaratma denemeleri olduğu gibi pek garip görüşler geçerlilik kazandı. Mesela İbn Sina (yaklaşık 980-1037) meşhur Şifa başlıklı eserinde fosillerin bir "taşlaştırma sıvısının" eseri olduğunu öne sürmüştü.
Sayfa 88 - İnkılab KitabeviKitabı okudu
İbni Sina
İbni Sina 980 yılında bugünkü Özbekistan topraklarında bulunan Buhara şehrinin Afşane köyünde doğdu. İbni Sina, daha çocukluğunda, şaşırtıcı bir zeka ve hafıza örneği göstermişti. Önce babasından, daha sonra da dönemin ünlü bilginlerinden mantık, matematik ve gök bilim öğrenimi gördü. On yaşındayken Kuran ve edebiyat eğitimini başarıyla tamamlayıp, İslam hukuku, geometri, gerek felsefesi ve mantık öğrenmiştir. Kendi başına teoloji, fizik, matematik çalıştı. Özellikle tıp bilgisi üzerine yoğunlaştı.
İbni Sina
İbni Sina (980-37) Ardında zamanın bütün İlimlerini kapsayan 150'den fazla değerli eser bırakmış İslam filozofu ve tıp bilgini. İbni Sina'nın eserleri Latinceye ve Almanca'ya çevrilmiş, tıp, kimya ve felsefe alanında Orta Çağ Avtupa'sında bir ışık olmuştur.
“ İnsanlar hep yanlış şeyleri alkışlıyorlar.”
J. D. Salinger
J. D. Salinger
Reklam
İSLAM’DA SANAT DÜŞMANLIĞI-1
TECRİD-İ SARİH 980 NOLU HADİS: Âişe’den rivayet olunduğuna göre, sıddîka-i müşârün ileyhâ bir kere ufak bir yastık, bir şilte almıştı. Üstünde hayvan resimleri vardı. Muhammed bunu görünce kapının önünde bekledi, içeri girmedi. Âişe bu sırada Muhammed’in yüzünde şiddeti sezdim ve “Yâ Resûlullah! Allah’a ve Allah’ın resulüne tövbe ederim. Fakat bilmem ki ne kusur ettim” dedim. Muhammed, “Şu yastığın burada işi nedir?” buyurdu. Ben, “Yâ Resûlullah! Kâh üzerine oturasın, kâh yaslanasın diye senin için iştirâ ettim” diye cevap verdim. Muhammed, “Bu suretlerin sahipleri kıyamet gününde muhakkak azap olunurlar ve bu kimselere zorbalıkla ve taciz yollu, tasvir ettiğiniz bu hayvanları haydi diriltiniz bakalım denilir” dedi. Yine Resûlullah, “Bu bir ev ki içinde suretler vardır, artık o eve melekler girmez” buyurdu. {B2105 Buhârî, Büyû‘, 40.}
940 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.