Amerikan özentisi...Meselâ Newyork gibi büyük şehrin sokakları hep numara ile belirtilmektedir. Zîra Amerika'nın şanlı bir geçmişi, bir tarihi yoktur ki, kahramanlarının adı ile anmak mümkün olabilsin. Bir kızılderili katliamı yapan tugay kumandanının ismini iftiharla sokaklarına nasıl koyabilsinler? Ya en müşkül, en ağır ve en zahmetli işlerde kullanılmak üzere gemilerin ambarlarında kamçılanarak getirdikleri Afrika zencilerini onlara revâ gördükleri şiddet ve zulümle çalıştıran toprak ağalarının isimleri bir sokağa nasıl iftiharla verilebilir?
İnsandaki hayata devam edebilme kapasitesi çok ilginç. Evin barkın da yansa, tüm yakınlarını bir anda kaybedip yeryüzünde bir başına da kalsan, bir şekilde istemsizce hayata tutunuyor ve kendini gündelik yaşamın meşguliyeti içinde buluyorsun.Bir yandan acı duyuyor, bir yandan acını hafifletecek fani şeyler arıyorsun.Yaşama arzusu, son nefesini verinceye dek içinde tezahür eden koca bir ışık bulutu gibi.Parlaklığı tüm karanlıkları alt etmeye yetiyor.
Sezai Karakoç’un Mona Roza şiirini yazdığı Muazzez Akkaya, Karakoç’un mezarını ziyaret etmiş.
"Yıkıldı yolunu bekleyen şehir, artık gelsen de bir, gelmesen de bir."
Zamanında gerçekleşmemiş tüm eylemler, acı bir sözle daha da derin anlamlar kazanabiliyor