Batıdan gelme "Nisan Bir"deyimi ve onun beklediği bir davranış türü vardır kişi karşındakinin bir şeyini ister aldıktan sonra" nisan bir" der.
Bizde de lades oyunu vardır. Kişi kendinin olan bir şey karşıdakine verir ve oyunu böyle kazanır.
Vermek gücü kudreti temsil eder. Vermek hakim olmaktır.
Türk milleti her on yılda bir hafızasını kaybeden bir hasta durumuna düşürülmüştür. Bu dil hareketinin altında milliyetçilik duygusunun bulunduğu söyleniyorsa bu herhalde Türk milliyetçiliği olamaz. Çünkü millet olmanın en bariz vasfı insanları zaman ve mekan içinde birleştiren ortak noktaların bulunmasıdır.
Amerika Dünya stratejisi bakımından Türkiye'ye feda edemez Balkanlar'da olsun Kafkaslar da olsun Rusya'ya karşı durabilecek yegane güç Türkiye'dir. Lakin çok da güçlü olmasını istemez, daima bağımlı kalsın ister.
Hükümdarların en önemli fazileti adalettir. Bütün insanlık adalete ihtiyaç duyar. Hırsızlar ve eşkıyaların bile ganimeti adil bir şekilde paylaştıran ve herkese payını veren liderleri vardır ve bunu yapmadıkları takdirde çeteleri bir gün bile yaşayamaz.
Bu kadar takdirle karşılanan bir eserin tanıtım merasiminde bulunmak benliğimi kabartabileceği için bu mahrumiyet şüphesiz ki Allah'tandır ve en hayırlısıdır.
İstanbul alan ve baştan başa milli bir abide gibi işleyip öyle kuran atalarımızdan ne kadar geriyiz. İstanbul bugün adeta atalarının çocukları elinde değil de hoyrat bir kavmin elindeymiş gibi öldürülüyor.
İstanbul, tarih içinde en büyük zararı yaşadığı yangınlardan ve imar belasına şehrin dokusuna zarar veren belediyecilerden görmüştür. Hangisinin daah büyük yıkıma yol açtığı tartışmalıdır.
Türk devletlerinin Osmanlıya gelene kadar en mühim bir zaafı şu; Türkçeyi ordu dışında kullanmıyorlar. Ancak bu anlamda Osmanlı doğrusunu yapıyor. Bu nedenle Türk tarihinde esas Osmanlı'dır. Devşirme alsa da onları süratle Türkleştiren Osmanlılardır.
Yıllarca önce Kemal Tahir, bir vaka anlatmıştı bize. Hapisteyken bir gece müdür tarafından, Kemal Tahir'den bir idam mahkumunun son anlarında yanında bulunması isteniyor. Kemal Tahir idam mahkûmunun yanına gidiyor. Adam iki yahut dört rekât namaz kıldıktan sonra oturuyor.
Simdi' diyor Kemal Tahir, "konuşmamız gerekiyor. Sabaha bu adam idam edilecek. Fakat birden fark ediyorum ki, bu dünyada bütün konuşmalar geleceğe aittir, geleceği olmayan adamla konuşacak hiçbir şey yoktur!" İdam mahkûmuyla doğru dürüst bir laf bulup konuşamıyor Kemal Tahir...