“Çok uzun bir süre sonunda korkuların karanlıktan doğmadığını anladım. Korkular da yıldızlar gibi hep oradaydılar. Onları fark edemeyişimin nedeni ise sadece gün ışığıydı.”
Bu dünyada inandığım bir tek şey varsa o da bir insanın başka bir insanın hayatına karışmaya hakkı olmadığıdır.Evet belki bir insan başkasına yardım eder ama ne yapması gerektiğini söyleyemez.
“Herkes bu soruyu soruyor. Nereye gidiyoruz? Bana öyle geliyor ki, hiçbir yere gitmiyoruz. Her zaman yoldayız. Her zaman gidiyor ve gidiyoruz. Niçin insanlar bunu düşünmüyorlar?”
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?