Gelin
bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar!
Bana kötü
bana terkettiğiniz düşünceleri verin
o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız
ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar
onları verin, yakınmalarınızı
artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar
ben aştım onları dediğiniz ne varsa
bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar
boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz
içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı
verin bana
verin taammüden işlediğiniz suçları da.
Sana durlanmış kelimeler getireceğim
pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler
kelimeler, bazısı tüyden bazısı demir
seni çünkü dik tutacak bilirim
kabzenin, çekicin ve divitin
tutulduğu yerden parlayan şiir.
Yükseldiğimi sanırken bayır aşşağı yuvarlanıyormuşum meğer. Evet olan gerçekten de bu. Başkalarının gözünde yükselirken hayat ayaklarımın altında sona erdi yalnızca ölüm kaldı. Fakat bütün bunların anlamı ne? Neden? Hayat bu kadar kötü ve anlamsız olamaz ve eğer hayat bu kadar kötü ve anlamsızsa neden acı çekerek ölmeliyim. Bunların bir anlamı olmalı!