Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Deniz

Deniz
@Deniz13
7 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Küfürleri umumiyetle erkek tenasül uzvu ve civarıyla alakalı olurdu
Sayfa 16
Reklam
Kendimi şanslı sayıyordum, rüyadan erken uyanmıştım çünkü. Hayatın derinliğinin olmadığını, kitapların yalan, şairlerin palavracı olduğunu, dünya denen diyarın ayıklık, uyanıklık, hesap kitap gerektirdiğini gecikmesiz anlamıştım. Güzelim Ahmet Abilerin mendillerin kanama sebeplerine dair hiçbir cevabı olmadığını, olamayacağını, sazlıklardan havalanan ördeklerin çifter çifter vurulup bi sonraki sazlığa çakıldığını, Çavuş Laruzo’nun aslında o sevimli Yunan adasına dönüp sessiz sedasız patlıcan doğramadığını, İtalya’ya gittikten sonra ilk işinin Mussolini’nin mezarına koca bir demet çiçek bırakmak olduğunu...
Sayfa 19
O yüzden sabrın yüzölçümü geniş sayılmazdı.
Sayfa 24

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Fehmi’deki nasıl bir afet arzusuysa artık, Tayfun ile Tufan koymuştu oğlanların adını
Sayfa 77
Reklam
Boşver kardeşim, lamayla lama olmaya lüzum yok
Sayfa 110Kitabı okudu
Hayat, havada asılı kalmış bir martı boku gibi duruvermişti
İnsan ne bayağı bir yaratıktı. Sevmek ne kadar çok çaba gerektirmekteydi ve buna karşılık nefret için neredeyse hiçbir şeye ihtiyaç yoktu
Kapitalistten nefret etmezdi revizyonistten ettiği kadar. İdeolojik tutarlılık onun için hayattaki en önemli şeydi
Reklam
Duyduğum aşk çoktan tükenmiş, ben yıllar yılı bir aşk hatırasıyla karışmış hayal kırıklığına tutkuyla bağlanmıştım
Sayfa 110Kitabı okudu
Halk, deyip dudaklarını şapırdattı, “neye ihtiyacı olduğunu bilemez, ancak fevkalade güzel razı olur. Hiçbir büyük dönüşüm, ilerleme, buluş kitleler sayesinde gerçekleşmemiştir. Hatta ekseriyetle tersi doğrudur. Halk kadar yenilikten, orjinaliteden nefret edeni yoktur ve kendileri için mücadele veren pek çok insanı seve seve ateşe atmışlığı da az değildir
Sayfa 117Kitabı okudu
Othello’nun dediği gibi, soyguna uğramış bir insan, kendisinden ne çalındığını bilmediği sürece, soyulmamış demekti. Ne yazık ki, gelecek bir daha hiç eskisi gibi olmayacaktı
Sayfa 152Kitabı okudu
Ken Loach filmi misin baba sen ya?
Sayfa 42
Yavaşça dudaklarından öptüm, içimde bir şey sızladı. Bir hayal gerçeğin kıyısından geçtiğinde, iki göz bir mahremde buluştuğunda, iki kalp birbirine dokunduğunda, bu dünyada bitmemiş ümitler adına bir çiçek daha açar ve umutsuzluk bir adım geri atar, bu çoşkun yüreğin zaferidir ve insanın karanlıkta atabileceği yegane adımdır. Hala içim sızlıyordu. Her şeyi acıyla öğrendiyseniz mutluluktan da içiniz sızlar.
Sayfa 158
Reklam
Devrim, vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi
Hep yarım kaldım, hiç tam doymadım, tam bağırmadım, tam dokunmadım. Bıçak ruhumda dehşet bir fısıltı gibi ilerledi ve ben tam ortadan yarıldım. Ruhuma bir hayat yakıştıramadım
Bu senin hayatındı oğlum Hikmet. Böyle bir oyun üzmedi mi seni?
İç hizmet talimatnamesine aykırı bir deliydi
Bizlere uygun görülen kadere her yerde karşı çıkmalıyız. Küçük oyunlara gelmemek için bu gecekonduya taşındık, büyük oyunlar oynayacağız. Çevremizdeki eşyayı basitleştirdik, sade bir dekor içinde vereceğiz temsillerimizi. Pahalı yaşantıların yüksek soğukluğundan kurtardık kendimizi; dört renkli ve resimli bir hayatın içindeyiz. İşte hürriyet budur
İşte benim hayatım, beni dalgınlıklar mahvetti albayım ha-ha
Reklam
İnsan bazı güçlüklerden, ancak onları unutmak suretiyle kurtulabiliyor albayım
Canım daha yeni yattık, siz de ne kadar... sonra başka şeyler konuştular, geçmiş günlere döndüler. Sonra, sigara içtiler. Sonra, çıplak olduklarını fark etti Hikmet yeniden. Bilge’ye sarıldı. Sonunda, Bilge’nin yanına yüzükoyun uzandı. Bittiği zaman arkasını dönen, iyi geceler dileyen erkeklerden nefret ederim. Daha önümüzde uzun bir karanlık var daha yaşamalıyız, boşluğa düşmemeliyiz. Sevişmesek de düşmemeliyiz. İki dakika sonra uykuya daldı.
Sayfa 164Kitabı okudu
Kendilerine yazık edenler, zamanın her şeyi nasıl halledeceğini bilemeyenlerdi.
Sayfa 176Kitabı okudu