Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilruba

Dilruba
@DilrubaGkck
Paylaştığım her alıntı, ona katıldığım anlamına gelmiyor.
56 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Radikal kötümser olan ve yaratıkların en mutsuzunun insan olduğunu söyleyen Schopenhauer’a göre insan mutluluğunun özü en başta neşeli mizaca yani mutlu bir ruh haline, acı ve sevinç kapasitesine bağlıdır. İkinci ve en önemli koşul olarak beden sağlığını getirir. Üçüncüsü ise iç huzurdur. Dördüncü ve en düşük ölçü olarak dışsal etkenleri sıralar. Ona göre İnsanın edinilmiş karakteri vardır ve olmayanı zorlamak için uğraşmamalıdır. İnsan ne istediğini ve yapabildiğini bilmeli ve buna göre karakterini şekillendirmelidir. Çünkü güçlü ve zayıf yönlerini bilmeyen bir insan karakterini oluşturamaz. İnsan acısını, üzüntüsünü de sahiplenip yaşamalı fakat bununla sızlanmamalıdır. Ve mutluluk aslında mutsuzluktan kaçıştır. Sürekli istemenin, doyumsuzluğun da mutsuz ettiği kanısındadır; zenginlik ise mutlu olmanın dış etkenlerinden biridir yani mutluluğa en az etkisi olanlardan… Özetle mutluluk aslında kim olduğumuza bağlıdır. Kader düzeltilebilir fakat ahmak her zaman ahmak olarak kalır, ‘isterse cennette etrafını huriler sarsın.’ Kitabını ise şu cümleyle bitirir; ”En büyük mutluluk kişiliktir.”
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma SanatıArthur Schopenhauer · Can Yayınları · 202013,1bin okunma
Reklam
328 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Daha uzun olmasını istediğim çok güzel ve sıcacık bir hikayeydi… Birbirinden farklı dört kız kardeşin mütevazı yaşamlarını bir yılbaşı gününde anlatmaya başlayan yazar, kahramanlarının tam bir yıl içinde yaşadığı küçük olaylardan annelerinin yardımıyla çıkardıkları dersleri, daha iyi insan olabilme çabalarını anlatıyor. Zengin olmak ve evlenmek
Küçük Kadınlar
Küçük KadınlarLouisa May Alcott · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013,5bin okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Bir çırpıda okunabilecek kadar kısa ve akıcı, dönemin toplumsal sorunlarına dayandığı için etkili ve üzerinde düşünülmesi gereken bir kitap. Özellikle “hasta” İvan Dmitriç ile “doktor” Andrey Yefimiç’in diyalogları, felsefi tartışmaları çok etkileyiciydi, kitap da zaten bunun üzerine şekilleniyor. Kitabın nasıl güzel ya da kötü olduğundan değil de içeriğinden bahsetmek istiyorum biraz: Üniversite eğitimine başlayan fakat yarıda bırakmak zorunda kalan, acılar ve maddi sıkıntılar çekmiş İvan Dmitriç, bir gün kazara kendisinin cinayetle suçlanabileceği ihtimali üzerine düşünür ve bu korku onu ele geçirir. Öyle ki herkes onun gözünde kendisini yakalamaya çalışan bir casusa dönüşür. Doktor Andrey Yefimiç ise varlıkla büyümüş iyi eğitim almış, sessiz sakin fakat acılara duyarsızlaşmış biridir. Akıl hastanesinde hasta ve doktorun arasında geçen kısa diyalogda doktor, ‘deli’ olan hastasının zekasından, konuşmasından etkilenir ve sık sık onunla konuşmak için ziyarete gider. Böylece hastanede dedikodu yayılır ve doktorun da ‘hasta’ olduğu düşünülür… Kısa ve etkileyici bir kitap, ben gerçekten keyif alarak okudum. Herkese önerimdir; okumayı düşünenlere şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
224 syf.
3/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Virginia Woolf’un okuduğum ilk kitabıydı ve ne yazık ki iyi bir tanışma olduğunu söyleyemem. Kitap alışılmışın dışında, bilinç akışı tekniğiyle yazılmış, açıkcası bu okumayı bir hayli zorlaştırıyor. (Kitap zaten okunması en zor 10 kitaptan biri seçilmiş.) Çünkü bir olay örgüsü olmadan konuşmaların sürekli kesintiye uğraması akıcılık açısından sıkıcı oluyor. Bu yüzden kitabı uzun süre boş kalabildiğiniz zamanlarda, kendinizi verebilecekken okumanızı öneririm, bende maalesef öyle olmadı ve biraz da bu nedenle kitaptan keyif alamadım. Yazarın bu kitabını pek sevememiş olsam da güçlü bir kalemi olduğu için diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum. Okumayı düşünenlere şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Deniz Feneri
Deniz FeneriVirginia Woolf · İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,9bin okunma
47 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Şiirlerini çok sevdiğim Orhan Veli’nin hikâye kitabını gördüğümde hemen almak istedim. Kitap iki üç sayfalık hikayelerden oluşuyor ve hikayeleri de şiirleriyle benzer tadı veriyor. Hikayeleri mensur şiirler gibi. Demem o ki şairene bir üslupla yazılmış akıcı, kısa hikayeler var ve ne yazık ki çok az; toplam 47 sayfa. Çok daha uzun olsun isterdim. Belki ömrü yetseydi daha fazlasını da yazardı. Orhan Veli’nin şiirlerini sevenlerin bu kısacık kitabı da çok seveceğini düşünüyorum. Eğer daha önce pek Orhan Veli şiiri okumadıysanız da bu hikayeler güzel bir başlangıç olabilir. Keyifli okumalar dilerim
Bütün Hikâyeleri
Bütün HikâyeleriOrhan Veli Kanık · İthaki Yayınları · 20223,041 okunma
Reklam
158 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitabın konusu adından da anlaşılacağı üzere açlık. Kahramanımız yazı yazarak para kazanıyor, fakat yazı yazamadığı ya da yazılarının kabul edilmediği zamanlarda eline başka para geçmiyor. Günlerce tek lokma dahi yiyemediği oluyor, talaş kemiriyor, ceketinden bir parça çiğnemeyi deniyor fakat o haldeyken bile dilenmeyi ya da hırsızlık yapmayı kendine yakıştırmıyor. Öyle ki, kendi gibi aç olanları görünce onlara son parasını, yemeğini veriyor. Yazarın hayatını okuduğumda onun da benzer yollardan geçtiğini öğrendim ve açlığı bu kadar iyi anlatabilme sebebinin kendi yaşadıklarının etkisiyle olduğunu düşünüyorum. Kitap beni yer yer çok duygulandırdı. Umarım her zaman açın halinden anlar, başkalarının acılarına duyarsızlaşmayız. Keyifli okumalar.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201727,9bin okunma
216 syf.
3/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Kitap, uzunlu kısalı on beş farklı hikayeden oluşuyor. Bana kalırsa hikayeler herhangi bir romandan alınan 10-15 sayfalık alıntılar gibi. Tam karakterler, olay örgüsü oturacakken hikaye bitiyor. (Hikaye demişken Stefan Zweig tarzında düşünmeyin, hikayenin bittiğini bile anlaşılamayabiliyor, bir anda kesiliyor. “N’oldu şimdi?” diyorsunuz) Yine de en güzel hikaye, kitabın sonundaki en uzun hikayeydi. Belki de uzun olduğu için güzeldi çünkü karakterleri daha iyi tanıyabiliyorsunuz. Hikayelerin bağlantılı olduğunu söyleyenler var, fakat ben bu bağlantıyı fark edemedim. Çünkü okurken gerçekten sıkıldım ve zamana yaydım. Genel olarak beklentimin altında kaldı diyebilirim, belki de ben çıtayı çok yüksek tutmuştum. Kitap benim tarzım değildi, ama elbette çok sevenler olacaktır. Okumayı düşününenlere keyifli okumalar dilerim.
Dublinliler
DublinlilerJames Joyce · İthaki Yayınları · 20202,164 okunma
128 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Carmilla 1800’lü yıllarda yazılmış bir vampir öyküsü. Edebiyatın ilk vampir eserlerinden olması haricinde vampir bir kadın ve lezbiyen. Vampir deyince, alacakaranlık gibi şeyler düşünmeyin; -çevirmenin dediği gibi- bu klasik metin daha ağırbaşlı bir yaklaşımı hak etmekte. Ayrıca Dracula’nın yazarı Bram Stoker’in de ilham kaynağı olduğu bir kitap Genel olarak kısa, akıcı, sıkmayan güzel bir konu ve güzel bir çeviri ile hazırlanmış. Bir günde okunabilecek farklı türde kitap arayanlar için birebir; keyifli okumalar.
Carmilla
CarmillaSheridan Le Fanu · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20183,496 okunma
258 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Beyaz Diş, Jack London’ın Vahşetin Çağrısı romanının bir nevi devamı niteliğindeki ikinci romanı. Vahşetin Çağrısı kadar beğenilmemesinin sebebini uzunluğuna bağlıyorum. Çünkü yazdığı kitaplardan para kazanmayı uman yazarımızın ilk romanı -Vahşetin Çağrısı- beğenilince devamını yazma gereği duymuş olsa gerek. Ama kesinlikle ilk kitabının gölgesinde kalıyor diyemem, yine aynı mükemmellikte akıcılık ve betimlemeler vardı kitapta. Genel olarak bahsetmem gerekirse de; Beyaz Diş adındaki kurdumuzun -ilk kitabın aksine- bu sefer de vahşi hayattan evcilleşme sürecini okuyoruz. Başta şefkat ve merhamet görmediği halde insanlara bağlanmak zorunda kalan Beyaz Diş, özgür ruhunu tam anlamıyla kaybetmeden, acımasız insanlar ve diğer köpekler arasında zekasını da kullanarak yaşamaya çalıştığını hatta yer yer ölüm kalım savaşı verdiğini görüyoruz. Yazarın da dediği gibi “Koşulların etkisi işini gayet iyi yapmıştı. O etkiyle şekillenerek katılaşmış, yırtıcı, amansız, sevmeyen ve sevilmeyen bir Savaşan Kurt olup çıkmıştı.” Fakat daha sonra Weedon Scott adında yeni sahibiyle arasında sevginin de olduğu duygusal bağ ile tanışan Beyaz Diş, ilk kez sevgi görmeye ve bunun sayesinde daha da evcilleşmeye başlar. Öyle ki yeni sahibinden asla ayrılmak istemez, o yokken hastalanır. Kitabın konusu hakkında daha fazla ayrıntı vermek istemiyorum. Bence anlatım tarzıyla güzel bir hikayenin birlikteliği ortaya okuması keyifli bir kitap çıkarmış. Herkese tavsiyemdir. İlgisini çekip okumak isteyen herkese keyifli okumalar dilerim.
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076,5bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Vahşetin çağrısı... Etkileyici bir isim. Bence kitabın içeriği de ismi kadar etkileyici. Kitaptan genel olarak bahsetmek gerekirse; kendini bir şekilde kızak köpeği olarak bulan Buck adındaki evcil köpeği, yaban hayatının kendine nasıl çektiğini ve yabani şartlarda hayatta kalabilme becerilerini nasıl geliştirdiğini anlatıyor. Okurken Buck’ın başından geçen maceralar, yazarın dilinin akıcılığı, anlatım şekli sizi içine çekiyor ve bir anda kendinizi Buck için sevinirken ya da üzülürken buluyorsunuz ki bence bir kitapta kahramanların duyguları hissedebilmek büyük betimleme yeteneği gerektiriyor ve bu okurken büyük bir keyif almanızı sağlıyor. Kitabın filmini de izledim ve onu da çok beğendim. Tavsiyem önce kitabı okumanızdır.
Vahşetin Çağrısı
Vahşetin ÇağrısıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202332,3bin okunma
Reklam
68 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Jack London’ın 1912 yılında yazdığı bu eserle 2013 yılına gelip “muhtemel” bir salgın hastalıkla dünya nüfusunun neredeyse sıfırlanmasını konu almıştır. Kitapta kabaca “Kızıl Veba” denen bu salgından geriye kalan birkaç kişi arasından bir profesörün, salgın öncesi hayatı torunlarına anlatmasını ve uygarlığı tekrar inşa etmek istemesini işliyor. Fakat derine inildiğinde yazarın başarılı öngörüleri ve tahlilleri bu kısacık kitabı yazıldığı dönemin romanı olmanın ötesine itip günümüzde de canlılığını koruyan bir roman hâline getiriyor. Kitabın konusunun yanında dilin akıcılığı ve okuma kolaylığıyla -tabii çevirmenin de etkisiyle- daha keyifli bir hâl alıyor. Jack London’ın Martin Eden kitabını da okumuş ve okurken büyük keyif almıştım. Bu da onun gibi insanın elinden bırakmak istemediği bir kitaptı. En kısa sürede yazarın okumadığım diğer kitaplarını da alıp okuyacağım.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,4bin okunma