Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
D
D
@Dshare
Mühendis
26 Ocak
234 okur puanı
Ağustos 2023 tarihinde katıldı
Yılın İlk Kitabı
Japon klasiklerinden okuduğum 3. Kitap.
Sanırım kitaplığımda Japon Klasikleri’ne daha fazla yer vermem lazım çünkü okuduğum diğer iki kitap gibi bunu da çok beğendim.
Kitap, 12 öyküden oluşuyor. Ters köşeleriyle, sürpriz sonlarıyla, her hikayenin sonunda “gerçek miydi yoksa değil miydi?” sorusuyla baş başa kalıyorsunuz.
İnsan Koltuk, Parmaklar ve Psikolojik Test’i diğer öykülere göre daha çok beğendim.
Üzüldüğüm, kalbimin kırıldığı, kendimi bulduğum yerler oldu okurken. Kısacık ama insanın içinde boşluk bırakan bir kitap. 2023’ü bu kitapla kapattığım için mutluyum, kesinlikle tavsiyemdir.
Ünlü yazar R, tatilden döndüğünde evine bir mektup geldiğini görüyor ve okumaya başlıyor. Biz de tüm kitap boyunca bu mektubu okuyor, R’ye çocukluğundan beri saplantılı bir şekilde aşık olan “bilinmeyen kadınla” tanışıyoruz.
Mektupta ise, yıllarca karşı karşıya gelmelerine rağmen R’nin hiçbir zaman onu hatırlamamış ve tanımamış olmasını okuyoruz.
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,9bin okunma
YANLIŞ! KORKAKÇA! ÇOK ZARARSIZ!
Yazardan okuduğum 3. Kitap. Mükemmeldi!
Pegasus, ınstada bu kitaba bir fragman hazırlamış. Fragmanı görür görmez direkt aldım kitabı. Konusu aşırı ilgimi çekti ve kitap tam beklediğim gibi çok akıcıydı. Hiç spoiler yemeden okuduğum için de sonu şaşırtmacalı bitti benim için.
KONU: 6 yaşındaki Max Berkhoff bir yıldır kayıptır. Max’ın başına ne geldiğini ise sadece onu kaçıran, psikiyatri kliniğindeki seri katil bilmektedir. Katil, küçük çocukları kaçırıp, kuvöze koyup öldürdüğü için kuvöz canavarı olarak bilinir.
Max’ın babası Till, oğlunun başına ne geldiğini öğrenmek için kimlik değiştirerek akıl hastanesine, yani kuvöz canavarının yanına gider.
Okur Takip Önerileri
İNSAN YAŞADIKLARIYLA AKILLANIYOR!
Yazardan okuduğum 5. Kitap.
Konusunu çok beğendim. Özellikle ilk sayfalar çok heyecanlıydı, sayfaları merakla çevirdim. Ama sadece kitabın başlarında biraz gerilim var sonrasında hiç yok. Beğenmediğim kısım ise kitabın sonunda olay o kadar basit çözümlendi ki “açıklaman bu mu yani” dedirtti.
Bir de kitap devamı gelecekmiş gibi bitti. Eğer devam kitabı varsa/gelecekse bilgilendirebilirseniz çok sevinirim.
KONU: Sarah, oğluyla birlikte evdeyken kocasının iş seyahatinden döndüğünü fark eder ve onu karşılamak için mutfağa iner. Fakat karşısında kocasını değil, kocasının kıyafetlerini giyip, kocası gibi davranan yüzünde yara izleri olan bir yabancıyla karşılaşır.
Çok zor okudum gerçekten. Hiç akmadı, çok sıkıldım okurken. Kitabın sonunda hem beklediğim hem beklemediğim bir ismi gördüğüm için bu puanı veriyorum. Sadece sonu güzeldi.
KONU: Zoe bir gün gazete ilanında kendi fotoğrafını görür ve ilanda hiçbir açıklama yoktur. Fotoğrafının orada nasıl yayınlandığını araştırmaya başlar. İlanda her gün başka birinin fotoğrafı yayınlanır ve yayınlanan kişilerin öldüğünü öğrenir. Bu bir tesadüf müdür? Yoksa ölme sırası Zoe de midir?
Öğrenecek ne çok şey var!
Hepimizin ortaokulda okuduğu, okumadıysa bile adını mutlaka duyduğu o kitap..
Ben de ilk ortaokulda okumuştum, yıllar sonra yeniden okumak istedim. Küçük Prens gibi bu kitap da yıllar sonra yeniden okunmalı bence.
Martılar aracılığıyla insanlara seslenen; özgürlüğü, farklı olmayı, hayallerimizin peşinden gitmeyi, cesareti, alışılmışların ve kalıpların dışına çıkmayı okuduğumuz kişisel gelişim kitabı.
DELİLİĞİN ALEMİ YOK ..
Yazardan okuduğum 4. Kitap.
Hain Yüreğim, yazarın diğer kitaplarına kıyasla daha durağan ve sıkıcı bulunmuş genelde. Benim bu kitaptan önceki 2-3 kitap seçimimin kötü olmasından mı kaynaklı mıdır bilinmez, sonu basit ve tahmin edilebilir olsa da bu kitap bana ilaç gibi geldi. Olaya hemen bağlandım, severek okudum kitabı. Sadece gerilim hiç yoktu onun eksikliğini hissettim.
KONU: Dora, bir sabah küçük kardeşini odasında ölü bulur. O günden beri kâbuslarla ve halüsinasyonlarla yaşamaktadır. Dora, hayatında yeni bir sayfa açabilmek için annesiyle birlikte başka bir şehre taşınır. Ve bir gece, herkesin intihar edip öldüğünü söylediği bir gençle karşılaşır.
Maalesef üzülerek söylüyorum ama okuduğum en sıkıcı, en kötü kitaplardan biriydi. Yarıda bırakmamak için kendimi çok ama çok zorladım. En iyi korku romanı ödülünü almasına rağmen korkunun K’si yok kitapta. Sırf finali için yazılmış bir kitap, finaline gelene kadar gereksiz bir sürü detay ve betimleme var. Kitap hiç akmıyor.
ŞU AŞK NE TUHAF!
Jan Forstner serisinin 2. Kitabı.
İlk olarak bu kitap da okunabilir. Serinin ilk kitabı Şizofren’in konusuna değiniliyor ama spoiler yemiyorsunuz.
KONU:
Psikiyatr Jan, kimden geldiği belli olmayan güller alır. Güllerin başta sevgilisinden veya hayranlarından geldiğini zanneder ama gülleri hiç tanımadığı, ona sırılsıklam aşık olduğunu itiraf eden bir kadından aldığını öğrenir. Jan, bir süre sonra aldığı mektuplar ve hediyelerle birlikte kasabadaki korkunç cinayetler arasında bir bağlantı kurar.
İlk kitap Şizofren’e göre daha başarılı bulsam da bu kitabın sonu havada kaldı. Jan’la aşık kadının arasındaki bağlantı neydi, neden Jan seçilmişti vs. bunlara değinilmedi. Birçok soru cevaplanmadı. Katili öğrendik, katilin olayını öğrendik ve kitap bitti..
Ergenlik çağındaki bir öğrenci kızın sabah uyanışından gece uyuyana kadar, bir gün boyunca yaptıklarını, düşündüklerini ve hissettiklerini okuduğumuz kısacık, akıcı, sade eser.
Japon klasiklerinden okuduğum ikinci kitap. Okuduğum ilk kitap gibi bunu da çok beğendim, tavsiye ederim.
KARANLIK GEÇMİŞE HOŞ GELDİNİZ!
Yazardan okuduğum 2. kitap.
Vurucu başlığı attıktan sonra üzülerek kitabı pek beğenmediğimi söyleyerek başlıyorum..
Kitabın adı neden “Şizofren” anlamadım. Kitapta şizofren yok, şizofrenlikle alakalı bir şey de yok.
Kitap çok iyi başladı, kendini merak ettirdi ama sonra..
Maalesef beğenemedim ya.. Basit ve gereksiz uzatılmış buldum. Kitabın sadece ilk 20 sayfasıyla son 50 sayfasını okuyarak kitabı rahatça anlayıp bitirebilirsiniz. Çok fazla karakter vardı ve isimler birbirine çok benziyordu. Kitabın sonunda Psikiyatrist’te yaşadığım şoku da yaşamadım. Yazarla ilk bu kitapla tanışsaydım diğer kitaplarını okumayı ertelerdim muhtemelen.
KONU: Psikiyatr Jan’ın kardeşi 23 yıl önce kaybolmuş ve hemen ardından babası bir araba kazasında ölmüştür. Babasına ve kardeşine neler olduğunu öğrenmek isteyen Jan, yıllar sonra her şeyin başladığı yere iş için geri döner. Çalıştığı klinikteki bir hasta intihar edince, Jan tekrar geçmişiyle yüzleşir.
OYUN ŞİMDİ BAŞLIYOR!
İlk önce sitem ederek başlayacağım: İncelemelerde spoiler uyarısı vermeden direkt ilk cümlelerinde kitabın sonunu/olayı yazanlar var. Neden yazıyorsunuz arkadaşlar? Kitabı satın almadan önce fikir edinebilmek için okuyanların incelemelerini okumuyor muyuz? Kitabın sonunu öğrendikten sonra ne anlamı kalıyor ki? Özellikle böyle cinayet çözmeli, katil bulmalı ters köşe kitapların sonunun uyarı verilmeden yazılması hiç hoş değil bence.
Gelelim kitaba.. Psikiyatrist, yazarla tanışma kitabım oldu. Psikolojik gerilim okumayı çok sevdiğim için yazarın bütün kitaplarını konularını bile okumadan kitap fuarından aldım hatta. Fuar standındaki kız bana bu kitabı gösterip “sonunda ters köşe var çok şaşıracaksın” dedi. Beklentim gerçekten çok yüksekti.
Psikiyatrist’i okurken kitabın sonuna kadar 8 puan vermeyi düşünüyordum çünkü beklentimin bir tık altında kalmıştı. İlk 320 sayfa olaya girilmedi, konu uzadıkça uzadı. Zaten siz de benim gibi sürekli bu tarz kitaplar okuyorsanız 200lü sayfalarda Ellen’in olayını çözüp, kitabın sonunu benim gibi tahmin edebilirsiniz. Ama son 30 sayfada hiç beklemediğim bir olay olduğu için 9 puan vermek istedim. Gerçekten en sonunda şaşırdım.
KONU: Psikiyatrist Ellen, sevgilisi ve aynı zamanda meslektaşı Chris’in ricası üzerine şiddet mağduru bir kadın hastayla ilgilenmeye başlar. Hasta kadın, Kara Adam tarafından izlendiğini iddia eder ve ardında hiçbir iz bırakmadan birden ortadan kaybolur.
+”Hizmetçi,” dedi.
-“Peki…”
+“Ama meşhur biri…”
Hizmetçi serisinin 2. Kitabı.
Kitap yine ilk kitapta olduğu gibi kitabın sonuna değinen merak uyandırıcı bir girişle başlıyor.
İlk bölümü hizmetçimiz Millie’nin, ikinci bölümü bu kitabın kadın karakteri Wendy’nin ağzından okuyoruz.
İlk kitaptan daha başarılı bulduğumu söylemeliyim. Bence bu daha merak uyandırıcı, daha sürükleyiciydi. İlk kitapta kitabın sonunu direkt ilk sayfalardan tahmin etmiştim fakat bu kitapta bambaşka bir finalle karşılaştım.
Serinin 3. kitabı da varmış, çıktığında onu da okuyacağım.
Son olarak: Brock’un tüm kitap boyunca “bana gel, bana taşın, ailemle tanış, bizde kal, benimle yaşa”larından aşırı aşırı yoruldum. KALK GİT BE ADAM KALK GİT
-Dehşet Evi-
Karanlık ve fırtınalı bir gecede yolunu kaybeden Mary.. Kalacak yer ararken yol kenarında karşısına çıkan ıssız Bates Motel.. Moteli işleten ana kuzusu Norman ve psikopat annesi..
Kitabın sonunu daha ilk sayfalardan anladım. Ama yazıldığı dönemi düşünürsek kitabı inanılmaz başarılı buldum. Sonunu tahmin etmeme rağmen okurken inanılmaz gerildiğim yerler oldu. Bilindiği üzere kitabın filmi de var ama ben filmi izlemeyeceğim muhtemelen. Kitabı okurken bu kadar gerildiysem filmi düşünemiyorum..
Kitabın adının başka bir şey olmasını isterdim bir de. Sapıklıkla alakalı bir şey okumadık çünkü.
“Belki de arada sırada biraz deliriyoruzdur.”
“Hiçbirimiz davrandığımız kadar aklı başında değiliz tam olarak.”
Bayıldım!
“Bu dünyada, hem nefret ettiğim hem de sevdiğim seni kaybettiğime göre, ben şimdi nasıl yaşayabilirim?”
Japon edebiyatından okuduğum ilk kitap.
Kitap 2 kısa romandan oluşuyor. İlk roman, kitaba adını veren “Şeytanın Çırağı”, diğeri “Onları Öldürdü Mü?”
İlk romanda, yazdığı günlük yüzünden genç bir kadının ölümünden sorumlu tutulan Eizo Schimamura’nın, hem davanın savcısı hem de eski arkadaşına yazdığı mektubu okuyoruz.
İkinci romanda ise bir avukatın, karı-koca cinayetinden suçlanan hatta suçunu kabul de eden müvekkilinin masum olduğuna inanmasını ve bunu savunmasını okuyoruz.
Bugün başlayıp bitirdim kitabı. Zaten sayfa sayısı da az. Çok akıcı, sürükleyici buldum ben. Tavsiye ederim.
