Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
Ilayda
Ilayda
@Freudyenn
Bursa, 24 Temmuz
69 okur puanı
Nisan 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
söylediklerinize dikkat edin, dilinize hakim olun çünkü fikir aşılayıp bir insanın hayatını değiştirebilirsiniz.
en iyisini yapın: ne varsa verin dağıtın, fedakarlık yapın. özveride bulunun ve işinizin en iyisi olun
bilimsel gerçekler
mistisizim gerçekten vardır. buna uymayan akıllı bilimsel insanlar tüm yönüyle soyut bir şekilde düşünemezler. mesela basit bir çok fazla niyet yüklemek buna bir örnektir. yani bir şeye fazla anlam yüklerseniz o sizden kaçıp gider. bu sadece bir örnektir. mistiklik gerçektir ve onu gerçek yapmayan saçma sapan büyücü cadılardır. para uygulamalrı, kolay yoldan zenginlikler falandır.
bilgi ile dolup taşan zihni düzene sokmak
bilgi güçtür. ancak uygulama daha güçlü, kalıcı ve gerçektir. gözle görülmeyen bilgi gereksizdir. bu yüzden bilgileri katogorize etmeli, nerde neyi kullanıcağımızı bilmeliyiz.
"hayat bir savaş alanıdır"
"ilişkiler bir savaş alanıdır"
"iş bir savaş alanıdır"
yani hayatta kullanacağımız bilgiler çok net bir biçimde ayrılmalı, gerçekten işe yarayan manevra ve eylemleri kendimiz yazmalıyız. stratejist olmak ne zaman ? nerde ? hangi ? sorularını sormakla başlar. bu kitap klasik pasif bilgelikten sizi sıyırıp, aktıf eylemci bir savaşçıya dönüştürecek. neden özgüvensiz oluyorsunuz ki, neden ezbere yatkınsınız. zamanınızı saçma sapan şeyleri tam bilerek boşa haramayın. bilin ve hareket edin. test edin. gözlem yapın. stratejinin özü insanı sahte hayal dünyasından çekip alması, kurnaz sinsilikten askeri ciddiyete yönlendirmesi. korkak bir ruhtan kurtularak kendisini gerçekleştirmesi. tabi bunlar olunca ustalık gün yüzüne çıkacak mesela sabah akşam, similasyon bir işe yaramaz, asla gerçeğin verdiği heycanı vermez. araba yarışı oynamak farklı, araba sürmek farklıdır. 33 stratejide karşınızdaki insanı feth etmelisiniz. stratejist olarak bilgilerin hakimiyeti sizde olmalı ve yayılan sis bulutunu önlemelisiniz. daha düşük askeri güçle yani daha az kitap, daha fakir bir coğrafya ile elinizdeki tüm imkanları kullanarak daha iyisini yapmalısınız. para falan önemli değil önemli olan önceden verilmiş hedefler.
Okur Takip Önerileri
bilinçaltı bilimsel olarak programlanır
bilinçaltı isteklerinizi gerçekten yerine getirir. çok hesaplayıcıdır. bilinçaltı sezgiseldir ama hatalı sezgileri vardır. rasgele sezgileri vardır. mesela bir ipucunu yanlış yorumlayıp karşısındaki için kanat yani yargı oluşturur. sihirli bir olayı yoktur ama bilinçaltımız, hayata bakışımızı, kendimizi ve kaderimizi resmen belirler. bakış açımız
hintli doktordan büyücülük
yazar hakkında: bu adam hintli bir amerikalı, başarılı hintliler amerika özlemi ile yanarlar. başarılı oluncada hindistan'dan kaçıp abd ye giderler. kesinlikle böyle olur. filimlerde dizilerde hatta eski kitaplarda bile bunları görebilirsiniz. osho denilen dolandırıcı nedense üniversiteyi hindistanda okudu, ama tarikat olayları olunca amerika' ya yelken açtı. krişna murti yani dünya öğretmeni diye seçilen kişi de öyle. kısaca bu kitabın ve bu adamın maskesi büyücülük, şamanlık, din, sağlıkken. gerçek yüzü, para, saygı, abone. ve muhtemelen kadınlar. ünlü olmak istiyor. tv Showlarına çıkıyor. 21 günlük bilincinizi kaybetmeniz için programlar hazırlıyor. sanırım kendisi yapıyor. git bi fikirlerini doğrulat, test et. uzman çalıştır.
büyücülük mü kaldı ? biz ona keçilere tapan cadılık diyoruz. ayrıca inanılmaz belirsiz.
uygarlığın ahlakından kurtulmak
insan mutlu olamaz diyor freud. ancak acısını hafiflete bilir ve huzuru bulabilir. biz insanların çok ilkel kökenleri vardır. yani hiç masum olmayan son derece doğal, katkısız bir yerden geldik. vicdanımızsa yok. 1. 2. dünya savaşları da bizim ne kadar tehlike dolu bir canlı olduğumuzun resmi, kanıtı. bu kadar gaddar bir canlı zihin kontrolü ve ahlak ile zincire vurularak ruhundan, yapacaklarından vazgeçiyor. yani olağanüstü derecede kötülükleri bastırma eylimimiz var. bunu neden yaptığımızın bile bilincinde değiliz. ama bu ahlak kurallarını, bize dayatılan saçma anlamsız değerleri anlayıp çözebilirsek işte o zaman 1 tık rahatlamış olacağız. bastırılan tüm duyguları serbest bırakıp, tekrar hapsetmeliyiz. eğer bunu yapmayıp bastırmaya devam edersek başka şekillerde enerji kendini açığa vuracaktır.
mesela sinir ve inkar. bunlar kendilerini yüceltip bilime adıyabilir. ilkellik eşi benzeri bulunmaz bir ruhtur. onu yıkıcı, yapıcı olarak kullanan biziz. yani duygularımızı arzularımızı başka bir nesneye karşı yönelttiğimizde bir amaç, ideoloji olarak karşımıza çıkıyor, tabi bu ikna yoluyla kendimize de çevirip bizi desteklemelerini sağlayabiliriz ama bu ileagal, ayrıca bunu yaptıktan sonra olacaklardan siz suçlı değilsiniz
Bellek
biz kendimizi gözlemlersek, bilnci gözlemlemiş oluruz. yani tüm hareketlerimizi gözlemlemiz, ben dediğimiz düşünen şeyi gözlemlemektir. gözlem, konsantrasyon birleştiği zaman bilinmeyen bir alanı sürekli bilmeye başlamışızdır. şimdi bu tip doğu öğretileri belleğimizden, yani tam anlamıyla geçmişimizden arınmamızı istiyor ancak bu çok hatalı bir düşünce çünkü geçmişimizden vazgeçersek, tecrübe ve bilgimizdende vazgeçeriz. okuduklarımızı unuturuz. bu gibi guru, hint hocaları herhangi bir kaliteli yerden mezun değilse okumayın. çünkü bir ispatı bile yok. fikirleri belki geleneksel, eski ve geçerliliği yok. belki bir batıl inanç, ne anlattığı bile belli değil. pratikte ise bir katkısı yok. yani görünen bir şey yokken bir bilgiyi kabul etmeyeceğim.
bilinenden kurtulmak. oysa ne güzel kitabın başlığı. biz döngüsel halde hep aynı şeyleri düşünürken buluruz kendimizi. düşündüğümüz şey suratımıza yansır, zamanla kısır bir alışkanlık olup kimliğimizi belirler. bu kimlikten ve yılların düşünme şeklini değiştirmek aynı bir ağcın kurumuş yapraklarını atması gibidir heralde. her zaman daha fazla kelime ile düşünüp, girmediğimiz ufukları açmak için farklı şeyler yapalım. ve olağanüstü sonuçları zaten göreceğiz. benimde bunun 5 katı falan, bilinenden kurtulduğum teknik buldum.
şaşkın bakışlar, uykulu gözler
insan zihninin 2 modu vardır. 1. uyuyan 2. uyanmış. şimdiki an uykulu bir andır. düşünme silsilesi bitmiştir. siz rahatlamışsınızdır. kitapta şuanı konsantrasyon ile yaşayın, düşünmeyin. ilerisini planlamayın diyor. yazarın çok ilginç hallerini ve aşırı sıkıcılığını yotube üzerinden görebilirsiniz. ben adama bakınca tuhaflıktan başka bir şey görmüyorum. yumuşamanın bu kadarı fazla. gevşemek için anda kalmanın şeyini çıkartmadıkça aslında mantıklı bir kitap. meditasyonun ötesinde her dakika meditatif halde kalmanızı söylüyor. her şeyi hissetmeniz gerekiyor. tüm düşünceleri izlemelisiniz. kendim bunu hayatımda uyguladım ve çok fazla dezavantajını ve aşırı faydalarını gördüm. insanlar bir şey yazılınca ve bir kitap varolunca onu tamamen doğru kabul ediyor ama benim deneyimlerim yazılan tüm kitaplardan daha önemli. anda kaldığınız zaman beyniniz boş bir şeydir. zeka kullanmadıkça körelir. anda kalarak daha yaratıcı olurken, kelime daracığınızı unutma gibi bir dezavantaj ile karşılaşırsınız. anda kalırken huzurlusunuzdur ve bu her şeyin ispatı gibidir. ancak anda kalan birisi bilinçaltıdır, çok fazla hata yapar, yanlış düşünceye yatkındır. yani bu kitapta aşırıya kaçarsanız hayatınıza, çekiciliğinize elveda diyin. ya da hiç umursamazsanız, düşünce bulutu, karmaşıklık, anlaşılmazlık ve basit düşünme kafesinde kalırsınız.
bu kitap çok iyi ve hayatımı öngörülemez bir yere getirdi. farkındalık bende değişik duygular uyandırdı, hiç böyle bir şey olmasını beklemiyordum.
Kağıt İsrafı
kitap öncelikle çok zor, hiç akıcı değil. zaten anlattığı konu da çok kalitesiz. matrix diye bir filim var. düşünce gücü ile her şeyi yapabiliyorsun. bunu dünyaya uyarlayınca neler oluyor bir bakın diyor. tabi bu tamamen yalan ve çok saçma bir kuram. mesela matrikse göre kendini ne kadar översen ve kendin hakkında inanılmaz düşünürsen o kadar efsanevi olursun. ama gerçek psikolojide, kendi egonu ne kadar şişirirsen o kadar beter olursun, kendine yalan atarsan bi okadar delisindir. kendini bir şey sanarsan insanlar seni kibirli soğuk bulur. bu kitap bana çok şey kattı. gerçekten hayatımı değiştirdi tavsiye ederim. o kadar mükkemel bir şekilde evrimleştirdi ki
Doktorluk sonra da Ustalık yolu
jungun sürekli okuduğum, küçüklüğünü anlatmayı geçiyorum. bu adam freud' u gerçekten kullandı. freud' un daha ünlü,zeki, tecrübeli olduğunu söylüyor. tıp okulundan çıktıktan sonra kendisinin hiç bir şey bilmediğini eğtim alsa dahi yetersiz olduğunu söylüyor. yani bilen bir insan gine hiç bir şey bilmediğini itiraf ediyor. demekki eğtim bile yetersiz kalıyor.
sonra iki kişi kendisini karlı bir gelişim sohbetinde buluyor. rüyalar yorumlanıyor, psikanaliz öğretiliyor. iki entellektüel freud bilimsel, jung felsefi bir şekilde birbirlerini tamamlıyor ve eksikliklerini kapatıyorlar. jung psikanaliz öğrenmeye çalışırken freud bilgileri vermeyi kıskanıyor.
bu iki kişinin bu kadar efsanevi olmasının nedenlerini sayıyım
1. bu kişiler dünya savaşında varolmuşlar yani diken üzerindeler
2. nerdeyse 2 si de 7 dil falan biliyor
3. sürekli ufuklarını açmak istiyorlar. jung afrika ya gidiyor. freud evden çıkmadan çalışıyor
4.o zamanın çevrisi düpdüzgün. kitaplar tamamıyla kaliteli
5. zorunlulukları var. 2sininde hizmetçisi çocukları ve sürdürmek zorunda oldukları hayatları var.
6. ikisi de tecrübe, gerçek, pratik ile çalışıyor jung: hastalarım kitaplarımdan daha çok şey öğretti demiştir.
7. rüya ile bilinçaltının psikolojisini araştırarak, kendilerini çözüyorlar, zeka kullanıyorlar. analiz yapıyorlar. görünmeyen yerden sonuç çıkartıyorlar.
8. freud'un psikanaliz okulları yurdışında açılıyor. jung'un seminerlerine başka profösörler katılıyor
9. kaygı, üzüntü, keder gibi şeyleri boşaltmak istiyorlar. tedavinin rahatlatıcı iyleştirici özelliği için kara duygulara bakıyorlar.
10. gerçekçi, gözlemci, doğrucular.
Lucid Dream
kitap tamamen fantezi kitabı. gerçekle hiç bir alakası yok. adamın tekinin düşüncelerinin başkalarının boyunu fiziğini etkilediğini anlatıyor. sınırsızlığı kendisine kural edinmiş bir kitap. bu gibi düşüncelere inan insanların ne kadar takıntılı olacağını hayal bile edemiyorum. daha kolay olan gerçek yolu seçmek varken, neden böyle şeylerle uğraşılıyorki. daha karlı ve garantili yol varken neden hile yapıyoruz ki.
gerçi bu hileler hayatımı tamamen değitirdi. nasıl olduğunu sormayın, ama kazanacağım şeylerin böyle güzel olacağını rüyamda
güç yozlaştırır ama güçsüzlük daha çok yozlaştırır
ego demek, ben demektir benlik ne kadar kuvvetliyse o kadar merkezdesinizdir. kendi çıkarlarını öne koyup, güç için çalıştığınızda, sadece kendinizi düşündüğünüzde çatışmalar ortadan kalkar. aile, bayrak, eğtim, ekonomi gibi ulaşamayacağızın şeylere saldırmak kavga ve kötülük yaratır. insan bana ne herkes işinde gücünde demeli. aile fertlerini sırf aileden olduğu için bir buyrukla sevmemeli. sevgi tamamen içten gelmeli. başkalarını korumak egomuzun içine almak, diğerlerine karşı nefret doğruyor. yani takım tutmak buna bir örnek. iki taraftan çekiştirilmemek için önce kendiniz olun. merkeziniz başkalarını kışkırtmaları, toplum sürüsü gibi değilde kendi istediğiniz için kontrol edilsin. yardım mı edeceksiniz, kararı siz verdiğinizde o yardım sayılacak. savaş ve tartışmayı bitirmek için, güçlü kalmak için ve başkalarının işine burnunuzu sokmamak için egoist olun. kontrol mekanizmanız olunca da bu egoyu, eritmeyle empatiye, fedakarlığa, yardıma, anlaşmaya çevirin.
seminer öğrencisinin kitabı
uyuşturucu bağımlısı ilgi açlığı olan birisinin kitabı. kendi otobiyogrofisini yazmış kurtulma hikayesini anlatmış. sonra da eğitmen olmuş. ancak doktor diploması psikoloji diploması yok. yaşı da genç olunca tabi basit bir kitap oluyor. yaş gençse eğtim o kadar yüzeyseldir. kitapta konudan konuya atlanmış, kadının kendi bencil kişisel gelişim yolculuğunu izliyoruz.
gölge kavramı bastırdığımız duygulardır. görmeye tahamül edemediğimiz her şeyi başkasında görürüz. buna yansıtma denir. başkası senin aynan derken, sinirlendiğin rahatsız olduğun her kişi senin gölgendir, bastırdığın kısımdır. kendini daha derin tanımak istiyorsan iyi yanına değil kötü yanına bakmalısın. bu sayede bastırmalara bir ışık tutarak rahatlarsın, gerilim gider. sakladığımız yanlarımız gölgeyi oluşturur. burda yazar şişman kişilerden nefret ediyor, ırkçılık yapanlardan da o yüzden onları hayalinde canlandırıp affediyor. affetmek, boyun eymek gölgeyi kabul etmemizi sağlıyor. gölge inkar ettiğimiz herşeydir ama aydınlık için inkarı inkar edemeyiz. yani gölge bizden asla ayrılamaz, nefret düşüncelerimizi istemediğimiz zaman yani görmezden geldiğimiz an daha da artar. kabullenme ve bütünlükle yaşamalıyız. gölge kavramını öğrendiğimde hayatımda daha iyi anladığım, yaptığım şeylerin listesi sonsuz, kendi gölge bulma tekniğimi geliştirme aşamasıda ilginçti, bundan sonra ne olacağını asla bilemeyeceğim
statejik ikna gerekli
evet bu kitap önemli. çünkü ikna sadece stratejik bir şeydir. ama kötü olan taraf şuki çok gündemde olan kişilerden örnek vermiş. eminem ne alaka yani. barak obama alakası var ama çok saçma bir şekilde değinilmiş. gine ismi harika ama içi vasat olan bir kitap. içindeki en kötü şey de saçma bilgi kutucukları. en kötü şeyse iknadan çıkıp kendi ekonomik tahminlerini yapması. kısaca popiler kültür beni irite ediyor. ve kutucuklar dikkatimi dağıtıyor. ama fikir o kadar muazzam kiii.
kendi ikna sürecimi kısaca anlatıyım: ben ikna kitapları okudum ama hepsi havada kaldı çünkü bir sistem yoktu yani a,b,c stratejisi yoktu. bir yol takip edemeyip uygulayamadığım için bütün bilgiler zamana ve zihnimin unutkanlığına yenik düştü. ortalık sis bulutuydu. benim için bilgiden geçilmiyordu. her şey bir bilgiydi ama bir şema değildi. bir taktik, adım adım bir strateji ve ödev yoktu. kısaca kitaplar benim için çok yetersiz, gerçekle ilgisi olmayan şeylerdi ama bunun dışında okuduğum başka bir ikna kitabı hayatımı tamamen başka bir yola sürükledi.
bu adam alanında tek şaka gibi
evet gerçekten, etkileme baştan çıkartma genellikle ilk adımda başlar. entirika, dış görünüş ve his oyunudur. insanlar ya birisi ile birden uyum kurar ya da bozuk bir iletişimleri olur, sohbetler tek tek tıkanır. aklına kimsenin bir şey gelmez. marjinal, zeki, güçlü görünmek daha kötü sonuçlar verir. her neyse karşımızdaki kişi ile iletişimimiz ilk izlenimdir. 3 dakikada karar veririz. davranışlarımız otomatik olarak o aynı kalır. biz alışkanlık, aynılık insanıyız yani bir insana sinirli davrandıysak, bir daha tekrar ederiz çünkü kendimizi değiştirmek zordur. işte ilk izlenimde algıda bir yer edinmek iletişiminin sonunu, ortasını fena halde etkiliyor. ama kimsenin bunun hakkında bir kitabı yok neden yok ? sosyal hayatta iletişime ve aşka çok meraklıyız. hep iticilikle mücadele etmeliyiz. ama bu konuya değinen herkes dolandırıccı ve yetersiz.
kısaca anlatmak gerekirse: adam az kişinin değindiği ender konuya değindiği için hem akıllı, hemde yararlı bir kitap yazmış. kılık kıyafet bakım gibi şeylerin bilinçli yapılması, yerinde yapılması için bir uyarı
-Kevin_Hogan637.jpg){kind=small}
3 Saniyede Karşınızdaki İnsanı Nasıl Anlarsınız? (cep Boy)Kevin Hogan · Yakamoz Yayınevi · 2009400 okunma