Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gözde

Gözde
@Gozde888
Sıkı Okur
Pedodontist
11 Kasım
498 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
“Beni Ödülle Cezalandırma”
Doğru bildiğimiz yanlışların kitabı... Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk kısımda ödülün cezayla eşdeğer olduğu, iç motivasyonu öldürdüğü, başarıyı ve mutluluğu azalttığı, etik dışı davranışları özendirdiği ve tüm bunlara nasıl sebep olduğu anlatılıyor. Ayrıca ödül sisteminin ailelerdeki, okullardaki ve şirketlerdeki izdüşümü de ele alınıyor. İkinci kısımda ise çocuk yetiştirirken ödül ve ceza vermek yerine neler yapabileceğimiz, koşulsuz ebeveyn olmanın prensipleri, çocuğun nasıl gelişebileceği ve çocuğa sorumluluğun nasıl kazandırılabileceği anlatılıyor. Kitabın kapağında “Bildikleriniz değişecek” diyor ve gerçekten dediği gibi oluyor. Sadece sorun ortaya koymak yerine çözümleri de gözler önüne seren bu kitabı okurken çok büyük keyif aldım. Özellikle birçok araştırmadan bahsetmesi ve bu araştırmaların sonuçlarını esas alarak konuyu bilimsel bir şekilde ele alması da beni çok etkiledi. Bence sadece ailelerin ve öğretmenlerin değil, herkesin okuması gereken bir kitap, hem akıcı hem öğretici... Ve en beğendiğim alıntı ile bitirmek istiyorum: “Çocukları kontrol edilmesi gereken küçük insanlar değil, güvenilmesi gereken iç dünyası geniş bireyler olarak görmeliyiz. Sahip olmak istediğimiz değil, sahip olduğumuz çocukları yetiştirmeliyiz.” Kesinlikle okunmalı...
Beni Ödülle Cezalandırma
Beni Ödülle CezalandırmaÖzgür Bolat · Doğan Kitap · 20166,6bin okunma
Reklam
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
İnsancıklar
“Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm” Kitabın bana çağrıştırdığı sözlerden birisi bu. Yine çok beğendiğim için inceleme yazmadan duramayacağım bir kitap okudum. “İnsancıklar” Fyodor Dostoyevski’nin 25 yaşında yazdığı ilk romanı. Şimdi aynı yaştayım ve düşünüyorum ki yoksulluğu, aşkı bu kadar olgunlukla içselleştirebilmesi neredeyse imkansıza
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 201861,9bin okunma
279 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Cehenneme Övgü
Harika bir kitap. Birçok şeyi konu ediyor: Gece, özgürlük, sözcükler, kahramanlar, enformanyaklık, cinsiyet, seçmeme özgürlüğü, ölüm, sanatçı, anlaşmazlık, çocuk, aşk, sarhoşluk... Ama hiçbir konu düşündüğümüz gibi yorumlanmıyor. Sanki yazar beynimizin içine giriyor ve özellikle hiç düşünmediğimiz şeyleri bize düşündürüyor. Okurken öyle keyif aldım ki, inceleme yazmadan duramadım. İnsana çok şey katabilecek, en önemlisi de bolca düşündürecek bir kitap. Okuyun, okutun! “An’ın içinde kaybolun. An’ı yaşayın. Ama An’ı yakalamaya çalışmayın.” diyor yazar. Bunu başarabildiğimiz günlere kavuşmak dileğiyle.
Cehenneme Övgü
Cehenneme ÖvgüGündüz Vassaf · İletişim Yayınları · 20209,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
368 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Romanov Hanedanı
Kitabın giriş kısmında: “ “Kültür liderlerinin mahrem duygularına ve toplumsal açıklamalarına nasıl yaklaştığını kendi gözlerimizle görünce, eski yılların günlük, mektup ve hatıralarını daha incelikle ve daha iyi değerlendiriyoruz” demişti Şklovski. Geçmişin devlerini tanıdığımız insanlarla kıyaslayarak, geçmiş asırların efsanevi kişiliklerinde asla tökezlemeyen karton “dehalar” değil, tıpkı bizim gibi korkunç yanlışlar yapabilecek ve çok haksız sözler söyleyebilecek olan gerçek karakterler görüyoruz.” diyor Solomon Volkov. Ve kitabı okurken de tam olarak böyle hissediyor insan. Kitapta Romanov Hanedanı’nın 300 yıllık tarihi anlatılıyor; fakat sadece hükümdarlar ve bu dönemde meydana gelmiş olaylar, savaşlar değil, döneme damga vurmuş Puşkin, Gogol, Tolstoy, Dostoyevski, Gorki , Glinka, Çaykovski, Lomonosov, Lermontov gibi dehaların hayatlarını, hükümdarlarla olan ilişkilerini, yazarın deyişiyle “parlak portrelerini” de görüyoruz. Kitapta Rus Edebiyatı’nın temeli olan eserlerin meydana getirilme süreçlerinden de bahsediliyor. Benim gibi daha önce bazı tarih kitaplarını okumakta zorlanmış birisi için ilaç gibi bir kitap oldu. Hiç sıkılmadan okudum ve gerçekten bazı bilgiler karşısında çok şaşırdım. Romanov Hanedanı’nın başlangıcından Çarlık Rusya’nın dağılması ve Lenin dönemine kadar olan bu süreç çok sürükleyici bir şekilde anlatılmış. Kesinlikle öneriyorum.
Romanov Hanedanı
Romanov HanedanıSolomon Volkov · Alfa Yayınları · 202018 okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Düşüş
İnanın nasıl anlatsam bilemiyorum, bu kitap anlatılmaz yaşanır desem yeridir, isminin Jean Baptiste Clamence olduğunu düşündüğümüz baş karakterin kendini anlatmasıyla başlıyor ve sürüyor. Ama öyle bir anlatım ki hayran kalacağınıza şüphem yok. Bu kişinin narsisizmi ile zaafları arasında gidip gelişini görüyoruz bu eserde, tam anlamıyla varoluş çığlıklarını. Bazı düşünceleriyle taban tabana zıt olduğumuzu düşünsek de, bazı düşüncelerinde kendimize çok büyük benzerlikler bulup, bir düşünce kuyusunun içine düşebiliyoruz; çünkü bu sahip olduğumuzu farkettiğimiz özellikler bizi ölesiye rahatsız ediyor. “Daha iyisi, kendi kendinizi yargılamaya kışkırtıyorum sizi; bu da beni; aynı derecede rahatlatıyor. Ah azizim, garip, zavallı yaratıklarız biz; hayatımıza şöyle bir dönüp baksak, şaşıracak, ürkecek ne çok şey buluruz, bilseniz!” diyor ve bunu yapmaya sevkediyor insanı, karakter. Kendimi yeniden sorguladığım, özgürlük, kölelik, suçluluk, suçsuzluk kavramları üzerine yeniden düşündüğüm, beni yorduğu kadar mutlu eden, yüzümde buruk bir gülümsemeyle okuduğum bir kitap oldu. Beni etkileyen bir alıntıyla incelememi kapatmak istiyorum: “Evet, bu dünyada savaşabilir, sevişme taklidi yapabilir, insanlara eziyet eder, gazetelerde boy gösterir ya da sadece yün örerken komşunuzu çekiştirebilirsiniz; ama birtakım durumlar var ki, o durumlarda, devam etmek, sadece, devam edebilmek, insanüstü bir şey.” Devam edebilmemiz dileğiyle...
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,1bin okunma
Reklam
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Anne Frank’in Hatıra Defteri
Okuduğum en etkileyici kitaplardan biri diyebilirim. Zaten eserin türünün günlük olması sebebiyle bütün gerçekleri tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. İkinci Dünya Savaşı’nı, bu savaşın acı gerçeklerini, Yahudilere yapılan zulümü çok net bir şekilde görebiliyoruz. Bu kadar acının içinde Arka Ev dedikleri gizli bir yerde saklanmak zorunda kalan Anne Frank ve ailesi, onlarla beraber dört kişi ve onları saklayan insanların hikayesi. Tüm o korkuların içinde umutlarını asla kaybetmeyen bir avuç insan. Her an gizlenmek zorunda olan, yiyecek yemeği bile olmayan ve buna rağmen o an için toplama kamplarına götürülen insanlardan daha şanslı olduklarını düşünen bu insanlar her şeye rağmen okumaktan, yazmaktan, öğrenmekten vazgeçmiyorlar. Anne Frank’in iç dünyası bize ne kadar saf, temiz ve umutlu olduğunu gösteriyor, yaşadığı onca acıya rağmen..Ve tüm umutlardan sonra o dönemki çoğu insanı bekleyen kötü son Onları da buluyor. İlk incelememi Anne Frank’in şu sözleri ile bitirmek istiyorum: “Ben zengin, güzel, akıllı ya da zeki değilim ama mutluyum ve mutlu kalacağım. Mutlu bir doğaya sahibim, insanları seviyorum, şüpheci değilim ve kendimle birlikte herkesi mutlu görmeyi arzuluyorum.” İşte böyle güzel bir yürekten çıkan yaşının ötesinde cümleler...
Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Anne Frank'ın Hatıra DefteriAnne Frank · Epsilon Yayınevi · 20227,6bin okunma