Arkasında bu kadar samimi bir hicran ile ağlayacak bir
insan bırakmak dünyada kendinden bir parça bırakmak demektir. Şu halde ölüm bile insan için ancak bir yarım felakettir.
"..Evet: 'İnsanların çoğu öğreninceye değin yüzmek istemezler.
Hoş değil mi? Yüzmek istemezler tabii! Onlar toprak için
doğmuşlardır, su için değil. Ve tabii düşünmek de istemezler,
öyle ya, onlar yaşamak için yaratılmışlardır, düşünmek için değil!
Evet, düşünen, düşünmeyi asıl sorun tanıyan kimse gerçi bu konuda
ilerleyebilir, fakat toprağı suyla değiştirmiştir artık, ve bir gün
suda boğulacaktır."
H[ermann]. Hesse, Step Kundu
Bu bilgic ve ölümcül suyun șerefine, haydi!
Aydınlıkla köhneliği belirginlesen bu kentte ve konutta, hiçbir
sey neyse ben oyum. öylesine bağsız ve yeğniyim ki, bu hafifliğin
şiddetinin bedelini bir gün öderim diye düşünüyorum. Sanki
varoluş beni cezalandırmak. ister gibi; yoğunluğundan bana düşen
payını benden geri alarak, bu yoğunluğu olur olmadık herkese ve
her seye fazlasıyla katlayarak sunuyor. Ülkem yok, cinsim yok,
soyum yok, ırklm yok; ve bunları malettirici biricik güç, inancam
yok. Hiçlik tanrısının kayrasıyla kutsanmış ben, inansam inansam
bir buna inanabilirim. Yere göğe zamana denize kayalara ve kuşlara
da dokunan aynı tanrı değil mi? Bu kutlu tanrinin yönetkenliğinde,
olmayan ellerimde bir yok-tartıyı tutuyor D ölçüyorum yokluğun
ağırlığını Kafeslerinden birine onun oylumu pekâlâ sığıyor,
diğerine ise duygular duyumlar ve düşünceler yığılıyor; işte
yetkin eşitlik... Her gün her gece bu eşitliğin bilgisiyle geçiyor.
Bir eskiciden satın alınmış bu teraziyi bir gün başka bir eskiciye
vereceğim. O gün, tozanlarım her bir yana dağılıp, topraðın, suyun
ölümsüzlüğüne eklenecekler ve ben özgürleşeceğim.
Gitarın başlamaması gerektiği yerde başlayan bir şarkı
istemiyorum ben, sonra sevdiğimde de bitmesi zorunlu olursa
bitmesini istemiyorum; yuvarlağın altında SOk uçuşup kaçışan var
şünkü Yakalayamıyorum.
"Hayat beni sıkıyor..." dedi. "Her şey beni sıkıyor. Mektep, profesörler, dersler, arkadaşlar... Hele kızlar... Hepsi beni sıkıyor... Hem de kusturacak kadar..."
Sonra bu fakir işçilere bu köpek muamelesini yapmaya ne
den lüzum görüyorlardí? Evet, Allah onları bir kere fikara yarat-
mıştı, bunda kimsenin kabahati yoktu, fakat onlar böyle yara-
tlmışlar diye niçin tepelerine binmeli, onları adam yerine koy-
maktan niçin çekinmeliydi? Ya Allah bu ağaları ve ağazadeleri
de fikara yaratsaydí? Oyle ya, madem ki hepsini Allah yapıyordu...
O zaman kendilerine aynı muamelenin yapılmasını isteyecekler miydi?
Allah hakkındaki düşüncesi pek ileri gitmiyor, onu her iste-
diğini yapan korkunç bir șey olarak tasavvur ediyordu; ve şim-
dilik onun, pek dehșetli olduğu söylenen, gazabını ayaklandıra-
cak bir sey yapmadığını bildiği için, kendisinden korkmak ihti-
yacını da duymuyordu
***