Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hasret Akarçay

Hasret Akarçay
@HasretYildiz
Matematik Öğretmeni
Lisans
22 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Oyun
-Büyükler oynadığında... -Çocukların ayrıcalığı ne! -Onlar oyunun sonunu düşünmez. Bu yüzden sözlükler "Bir çıkar olmaksızın" kelimelerini oyunun tanımına ilave ederler. -Bir çıkar olmaksızın ne! -Bir çıkar olmaksızın vakit geçirmeye yarayan, kuralları olan eğlence. -Çocukların çıkarı yok mu oyundan? -Olmaz mı! Oynayarak deneyim kazanır çocuk. Kas sistemini geliştirir. Enerjisini boşaltır. Gerilimden kurtulur. Saldırganlık dürtüsünü yok eder. Duygularını dile getirir. Renkleri, boyutları kavrar. Vermeyi ve almayı öğrenir. Kurallardan haberdar olur. Kişiliğini tanır. Gücünü sınar. Duygularını keskinleştirir. Becerisini artırır. Paylaşmayı ve işbirliğini öğrenir. -Daha ne olsun! -İyi ama bunları elde etmek için oynamaz çocuk. -Ya ne için oynar! -Oynamak için!
Sayfa 134
Reklam
Hep mi geçmişe bir özlem olur içimizde...
Hayat zordu. Fakirdik. Çocuktuk biz. Ama her şey sanki bugünden daha güzel, daha zevkli, heyecanlı ve dopdoluydu. Şimdi büyüdük, iş güç sahibi olduk.
Sayfa 13
Ardında iz bırakmak...
Granger durup Montag ile birlikte geriye baktı. "Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı, derdi dedem. Bir çocuk, bir kitap, bir tablo, inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı. Veya ekilmiş bir bahçe. Elinin bir şekilde dokunduğu bir şey, öldüğünde ruhunun gideceği bir yer olsun diye; böylece insanlar ektiğin o ağaca veya çiçeğe baktığında, sen orada olursun. Ne olduğu önemli değil, dokununca onu değiştirdiğin ve ellerini çektiğinde sana benzeyeceği bir şeye dönüştürdüğün sürece, derdi."
Sayfa 184Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zamana yolculuklar niçin??
...yaldızlı tavandan, gümüş eşyadan ve geçmiş zaman hâtırasından çok çabuk bıkılıyor. Hayır muhakkak ki bu eski şeyleri kendileri için sevmiyoruz. Bizi onlara doğru çeken bıraktıkları boşluğun kendisidir. Ortada izi bulunsun veya bulunmasın, içimizdeki didişmeden kayıp olduğunu sandığımız bir tarafımızı onlarda arıyoruz.
Sayfa 206Kitabı okudu
KIZIL ELMA
İnsan kalbi böyledir: Onu kolayca dondurabilirsiniz, ama çok zor eritir, çok zor ısıtırsınız. Bazen hiç çözemeyiz o buzu. Bunun da sonucu bir sinir zayıflığı, bir sinir hastalığı olur.
Sayfa 12
Reklam
KIZIL ELMA
Kızına şefkatle baktı ve fısıltı halinde konuştu onunla: "Böyle rahat uyuman büyük bir şans yavrum, ileride, büyüdüğün zaman, uykusuz geçireceğin günler de olacak. O uykusuz geceler herkesin başına gelir, kimse kurtulamaz. Ama daha vakit var o günlere. Şimdi uyu, rahat uyu yavrum, güzel rüyalar gör."
Sayfa 10
Yaralar dinmişti. Araya zaman dediğimiz büyük yapıcı girmişti. İnsan ömrü, unutmanın şerbetine yiyecek kadar muhtaç.
Kendimizi Bulmaya ve Anlamaya Dair
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
İnsanların geçmişte kalan her şeyin hep bir hata ve ileriye bir hazırlıktan ibaret olduğunu sanmaları genel bir delilik hali herhalde.
Reklam
Geri dönemiyordum. Öğleden sonra yarış alanında üstüme yapışıp kalmış olan suç işlemenin çekim gücü beni giderek daha aşağılara sürüklüyordu. Artık sadece uyuşukluğumu ve yeni derinliklere, belki de sonuncusuna doğru, ölüme doğru, savrulmanın baş döndürücü esrikliğini hissediyordum.
Bir sabah aynada şakaklarıma düşen ilk kırlarla karşılaştım ve gençliğimin artık beni bırakmaya hazırlandığını anladım.
Amin
"Birinci kişi içeri girer fıçıya bakar ve fıçıda bir karınca görür. Karıncaya, 'Su fıçımda ne işin var senin!' diyerek onu ezer. Karınca yok olur. Bencillik! İkinci kişi gelir, fıçıya bakar ve karıncayı görünce, 'Evet, çok sıcak bir gün, karıncalar için bile çok sıcak. Hiçbir şeye de zarar vermiyorsun. Haydi fıçımda otur bakalım,' der. Anlayış! Üçüncü kişi gelir. Ne kızmak gelir aklına ne de anlayışlı davranmak. Fıçıdaki karıncayı görür görmez ona hemen bir avuç şeker uzatır. Bu sevgidir." [ Leo Buscaglia 'nın' Yaşamak, Sevmek ve Öğrenmek' kitabından ]
Sayfa 149Kitabı okudu
Amin
"Kimse göründüğü gibi değildir. Fakat kimse görünmediği ve kendi olduğunu sandığı gibi de değildir." [ Şinasi Hisar'ın 'Fahim Bey ve Biz' romanından ]
Sayfa 149Kitabı okudu
Kaptana Mektup
Seni bekliyorduk kaptan. Binlerce üzüntü arasından bir filika gibi ruhumuza indirmeni yaşama sevincini. Ne kadar ihtiyacımız varmış hızımızı kesmeye. Hep bir yerlere yetişme kaygısıyla uzak düştüğümüz kendimizle baş başa kalmaya yeniden.
Sayfa 135Kitabı okudu
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.