Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sena

Sena
@HerrMannelig_
13 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
330 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli
8.7/10 · 104,9bin okunma
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hikayemiz, İkinci Dünya Savaşı'nın yıkımının farkında olmayan, insan ayrımının ne demek olduğunu bile bilmeyen, tüm saf çocukluğuyla Bruno ve Yahudi olduğu için kampa getirilip, savaşın yıkımlarına birebir tanık olan Shmuel arasında geçiyor. Tarihte gerçekleşen Yahudi soykırımını iki çocuğun gözünden okumak ve görmek insanı gerçekten çok etkiliyor. Bu yüzden kitabın 208 sayfa olmasına rağmen oldukça ağır olduğunu düşünmekteyim. Özellikle Shmuel'in, Bruno çizgili pijamaları giydikten sonra kendisine ne kadar benzediğini düşünmesi beni gerçekten çok etkiledi. Birbirinden farkı olmayan insanlar, çocuklar...Birisi Yahudi olduğu için insan olarak bile görülmezken diğeri ise ırkından dolayı üstün olarak adlandırılıyor. Üzücü bir hikaye ve üzücü bir son...
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202138,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
215 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Gene bir Hakan Günday klasiği... Hakan Günday'ın kitaplarını okurken her seferinde kendim ve hayat hakkında hep yeni şeyler keşfediyor, sorguluyor ve öğreniyorum. Günday'ın kalemi insanı bambaşka bir boyuta götürüyor adeta. Ama bu öyle bir boyut ki asla kurgusal değil hayatın en içinden, hep gözümüzün önünde olan ancak sorgulamaya korktuğumuz
Azil
AzilHakan Günday · Doğan Kitap · 20249bin okunma
64 syf.
10/10 puan verdi
Okuduğum ilk Stefan Zweig kitabı... Kısa olmasına rağmen insanın hayatına dokunan, düşünmediği şeyleri düşündürüp, bilmediği duyguları ortaya çıkaran çok özel bir öykü. Özellikle yazarın hayatını okuduktan, bilgi edindikten sonra öyküde geçen her bir kelime, her bir söz benim için daha da anlamlı hale geldi. Çünkü kitabımız, yazarın psikolojik durumunu olduğu gibi yansıtan ve yazarın kendi ruh halinden çok fazla şey barındıran bir kitap. Buna rağmen inanılmaz akıcı, sade bir dile sahip. Bu dil, mükemmel betimlemelerle de birleşince birden hikayenin içinde, tam ortasında buluveriyorsunuz kendinizi. Dilinin yanı sıra kitabı bitirdikten sonra amok koşusu ve Zweig'ın yaşamı arasındaki benzerlik beni oldukça etkiledi ve öykü daha da farklı bir boyut kazandı gözümde. Uzun süre unutamayacağım, Zweig ile beraber üzüntüyle hatırlayacağım bir öykü oldu benim için.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Puslu Yayıncılık · 2020111,2bin okunma
Reklam
Sena
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Darağacında Üç Fidan
Darağacında Üç FidanNihat Behram
8.7/10 · 11,8bin okunma
584 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bozkurtlar, Hüseyin Nihal Atsız'ın okuduğum ilk romanı. Sayfa sayısını görünce biraz ürkmüştüm lakin hiç düşündüğüm gibi olmadı. Atsız'ın dili o kadar sade, yalın ve sürükleyici ki kitabı nasıl bitirdiğimi anlayamadım bile. Betimlemeler mükemmel yapılmış, okurken Ötüken'in rüzgarını hissettim, kılıçların şakırtısını, okların sesini, yakılan
Bozkurtlar
BozkurtlarHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202014,4bin okunma
104 syf.
1/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
İlk hikayede verilmek istenilen mesaj kıskançlık üzerine lakin çeviriden kaynaklı mı pek anlayamadım ama çok fazla kelime, cümle tekrarı var haliyle bu da epey sıkıntı veriyor okuyucuya. Üstüne neyin nesi olduğu belli olmayan ama ismi geçen bir sürü karakter var ilk hikayede. Epey zihnimi zorlamak zorunda kaldım kimin kim olduğunu çözmeye çalışırken. İkinci hikayeyi ise birinci hikayenin yaratmış olduğu bunalım ve sıkıntıdan dolayı adam akıllı okuyamadım haliyle bir şey de anlamadım. Eğer cesaret edersem sonra bir kez daha okuyup değerlendirmeyi planlıyorum. Dostoyevski gibi bir üstadın böyle bir şey yazdığına asla inanmak istemiyorum... Çeviridendir ya o çeviriden :(
Başkasının Karısı ve Yatağın Altındaki Koca
Başkasının Karısı ve Yatağın Altındaki KocaFyodor Dostoyevski · Koridor Yayıncılık · 20184,319 okunma
155 syf.
10/10 puan verdi
" Hepsinden önemlisi, ölüme hazırlanan yaşlı bir kadın kadar umutsuz ve kırgındım." tüm kitabı özetleyen benim de kabuk bağlamış yaralarımı kavlatan bir cümle bu. Aslı Erdoğan'ı tanıdığım ilk kitap Kabuk Adam. Derin bir hüznü, bunalımı, sıkışmışlığı, toplum baskısını kısacası insanın ve insanlığın karanlık yönlerini anlatan çok nadide çok özel bir kitap. Aslı Erdoğan öyle güzel öyle hoş betimlemeler yapmış ki Karayiplerin o sıcak havasını, sıcak rüzgarını, okyanusun sesini, palmiyelerin hışırtısını adeta iliklerime kadar hissettim. Çok hoş çok sade çok sürükleyici bir dili var Aslı Erdoğan'ın. Ancak söyleyebilirim ki olay örgüsünden ziyade romanın duygu yoğunluğu beni çok etkiledi. Şu ana kadar yüzleşemediğim kimliğimle, içimde sakladığım bir diğer kişiyle tanışmama vesile oldu bu kitap. Benliğimi arama yolunda büyük kooocaman adımlar atmama sebep oldu. Benim kabuk adamım da Aslı Erdoğan oldu sanırım :)
Kabuk Adam
Kabuk AdamAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 20184,325 okunma
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Eveeeeet. O çok satılanlar listesinde mutlaka yer edinen ve övülen bu kitabı sonunda ben de okudum. Herkesin dehşet verici derecede övüp önermesinden dolayı çooook büyük beklentiler içerisinde çoook büyük bir hevesle okumaya başladım. Tatmin oldum mu bilemiyorum ama epey bunalıma girdiğimi söyleyebilirim. Kitabımızın baş kahramanı birçok kitabın aksine gerçekten kötü bir insan olan Alex. Kötü dediysem hafife almayın sakın ha bildiğimiz tecavüzcü, gaspçı, katil birisi bu Alex. Haliyle kitapta epey rahatsız edici sahneler mevcut. Herkesin okumak isteyeceği tarzda bir olay örgüsüne sahip değil. Sisteme bu sefer kötü birisinin bakış açısıyla, eleştirisiyle ve yaşadıklarıyla bakıyoruz. İyiliği ve kötülüğü, insan olmayı ve özgürlüğü epey sorgulatan bir kitap. Ben kitabın sonlarına doğru olayı tam anlamıyla "çakozladım". Bu bakımdan yazarın yönettiği olay örgüsünü epey başarılı buldum. Kitabımız totaliter rejimi, siyasetin toplumları kendi çıkarları için kullanmasını, toplumların kitabın tabiriyle mekanikleştirilmesini yani sinidirilip tek tip haline getirilmesini, toplumların buna göz yummasını ve teslimiyetini çok güzel bir üslupla çok ince mesajlarla eleştirmiş. Dediğim gibi ağır bir olay örgüsüne sahip kitap herkesin okuyabileceğini düşünmüyorum ama okuyanların çok şey kazanıp çok şeyi sorgulayacağına eminim.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,5bin okunma
186 syf.
10/10 puan verdi
Aziz Nesin Türk Edebiyatı için yeri doldurulamaz çok büyük bir üstad gerçekten. Hikayelerinde toplumun aksak yönlerini, mahalle ve toplum baskısını, yozlaşmayı, sömürülmeyi öyle güzel bir üslupla öyle güzel bir olay örgüsüyle anlatmış ki... Her bitirdiğim hikaye sonunda "vay be" dedim kendi kendime. O dönemlerde böyle eleştirilerde bulunmak gerçekten büyük cesaret. Kendisini sevgi saygı ve minnetle anmadan geçmek istemiyorum. Işıklar içinde uyusun. Kitaba gelecek olursak tekrardan, dili gayet basit lakin derin anlamlar içeren 19 öyküden oluşmakta. Gayet eğlenceli sürükleyici bir kitap ama aynı zamanda üzücü. Çünkü kitabın yazıldığı dönemin sorunları günümüzde hala devam etmekte. Aradan yıllar geçmesine rağmen olaylar çok tanıdık. Bazı şeylerde yol katedememiş olmamız beni bir miktar üzdü. Okunması ve okutulması gereken çok değerli bir kitap. Gerçi Aziz Nesin'in her eseri öyle...
Mahallenin Kısmeti
Mahallenin KısmetiAziz Nesin · Adam Yayınları · 1997445 okunma