Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
HOMO FABER...
HOMO FABER...
@Homofaber47
“Okuyup anlamak, bilmek gerek. Çünkü insan en çok bilmediğine düşmandır.”
...
null
null
459 okur puanı
Ekim 2017 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
* Abd'nin 20. Yy'ın ilk döneminlerindeki olayları ve gelişmeleri merkeze alan yazar kapitalizmin, sınıf ayrımının, eşitsizliğin, liberal görüşün oldukça güçlü hissedildiği, bu gelişmeler ışılığında emeğin ve çalışmaktan ziyade mevcut düzeni bir dolandırıcılar sürüsüne benzeten ve kapitalizmin bu düzenin temel yerleşkesi olduğu düşüncesindedir.
** Amerika kültürüne karşı duyduğu hınç ve öfke ve kapitalist zorbalığın karşısında emek, alın terini döken insanların dramı. Amerikan kapitalist endüstri günden güne zenginleştirken buna karşılık çalışan, emek veren işçi sınıfı günden güne zayıflayarak temel ihtiyaçları karşılama noktasında oldukça zorlanmış bir noktadadır.
** Sosyal, kültürel, ekonomik bir eleştiriyi masaya yatıran yazar farklı kültürel ve ekonomik sınıflardan gelen insanların hem çatışması hem de karşılaşmaları oldukça ağır basar. Tüketim kültürünün derinlerine insan yazar ve sosyal ve ekonomik zorbalığın, gayri insanı gelir adaletsizliği derinlemesine incelemiştir.
*** 20. Yy'ın başından günümüze elbette değişim yaşanan birçok olay olmuştur. Amerika tarihinde değişmeyen olaylarda meydana gelmiştir. Demokrasi ve eşitlik getiren ülke saftasatası ve medyayı kontrol altına alma, gelir adaletsizliği, kapitalist buhran aynı şekilde devam etmiştir. Üç serilik kitabının ilk kitabı olan bu kitapta okunmayı hakeden oldukça değerli ve özgün bir yazar.
* Dünya tarihinde Doğu ve Batı imgeleri yalnızca yön ve taraf belirtmekten çok öte bir söylemin ürünüdürler. Doğu ve Batı beraberinde farklılıkları, bir kimliği, ötekileştirmeyi, üstünlük ve hakimiyet iddiasını içinde barındırır. Oryantalizm ise Batı'nın sömürgeci faaliyetlerini meşru bir kılıfa ve zemine koyma çabasının bir ürünüdür. Batı bu
* Sinema tarihi üzerine yazılmış en temel kaynak kitaplarından olan ve kapsamlı bir araştırmanın ürünü olan kitapta sinema ve sanat tarihinden filmlerdeki iktidar kavgaları, manipülatif söylem, politik iktidar'a kadar birçok şeyi sinema nezdinde açıklığa kavuşturmuştur.
** Kitap çok önemli bilgiler vermekle birlikte medya, sanat, propaganda,
Okur Takip Önerileri
* Geçmişten günümüze uzanan güzelliğin tarihçesini mimari, resim, sinema, heykel gibi sanat dallarında arayan estetik ve felsefesini birleştirerek tarih boyunca ortaya konmuş güzellik algısının bir panaromasını çizerken yazar bir yandan güzelliğin tarihini yazarken diğer yandan güzellik algısının nasıl evrildiğini tüm hatlarıyla masaya yatırmış.
** Felsefi manada güzellik kavramı estetik dediğimiz alanın içerisinde yer alır. Hem bireysel manada hem de toplumsal açıdan güzellik kavramı kültürden kültüre değişkenlik gösterir. Bu açıdan güzellik kavramı subjektif bir yargıdır. Burda asıl soru insana güzel görünen, güzel dediğimiz şeyi neye göre belirliyoruz?
*** Eco güzellik algı ve anlayışında mutlak bir güzelliğin söz konusu edilemeyeceğini ve bu savını yoğun sanat eserleriyle birleştirerek açıklamıştır. Eco'nun en eleştirilecek tarafı ise güzellik anlayışını sadece Batı kültür ve sanatı çerçevesinde değerlendirmiş olmasıdır.
**** Antik Yunan'dan günümüze Platon güzelliği idea ölçüsünde ele alırken, Aristo ahenk uyum ve düzen, çağdaş dünya ve felsefede ünlü matematikçi Fibonacci'den kalan Altın oran kavramının yansımalarını güzellik algısına görürüz. Bu açıdan Antik Yunan'dan göreceli bir güzellik varken, sanata matematiğin dokunuşu ile birlikte bilimsel bir anlam kazanmıştır.
***** Nietzsche 'de iki farklı güzellik mevcuttur. Apolloncu güzellik dinginlik ve ahenk, karşıtlık barındıran karamsarlık ve huzursuzluğu andıran Dionysosçu güzellik. Estetik ve güzellik algısının bir tarihçesini sanatsal ve felsefi öğelerle harmanlayan yazar uzun bir yolculuğa çıkarıyor...
* Realizm akımın öncü isimlerinden, hatta başı çeken isimlerinden kabul edilen Flaubert daha çok Madam Bovary isimli kitabı ile tanınır. Hristiyanlık inancında Aziz Antonius dünyevi zevk ve hayattan elini, eteğini çekerek ilahi hakikate ulaşma gayreti ile çölde bir mağaraya yerleşir. Zengin bir ailenin çocuğu olan Antonius bu davranış tarzı ile ölümü birlikte büyük bir takipçi, yolunu devam ettiren insan kazanmıştır.
** Ermiş Antonius ve şeytan; kitapta bütün dünyevi zevklerden ve Mısır toplumundan kaçarak, sıyrılarak hakikate ulaşma çabası içerisinde olan Ermiş Antonius diğer yandan şeytanın hileleri ile baş başa kalır. Şeytan ermiş Antonius'u büyük bir sınav ile baş başa bırakır. Özellikle iki büyük günah ve sınavla alt etmeye çalışır. Ölüm ve şehvet Antonius'in iki başlıca düşmanı olur. Dur durak bilmeyen, yoldan çıkarmak için her türlü hile ve yola başvuran şeytan alt etmeyi başaramaz.
*** İslamiyet öncesi dinlerin bir özetini sunan yazar, şeytan ve insanın amansız mücadelesinin bir geçidinin özetini sunuyor. Oldukça fazla mitolojik, Paganist öğe, Hristiyanlık mezhepleri gibi noktaların bulunması elbette okuyucuyu yoran cinsten. Okunması gereken kitaplardan...
* Kitaba geçmeden önce kitapla oldukça bağlantılı ve kitabı anlamayı kolaylaştıracak evrim teorisine değinmek istiyorum. Evrim teorisi genel itibariyle canlı aleminde farklı koşul ve zamana bağlı olarak genetik dünyasında değişimin meydana gelmesidir. Evrim teorisinde iki temel ölçüt büyük önem arz etmektedir. Darwin'in Türlerin Kökeni kitabında da belirttiği üzere mutasyon ve doğal seçilim.
** Doğal seçilim ; en genel anlamıyla çevresel koşulların ışığında uyum sağlayanın ayakta kalarak türünün devamı için yeterli gücü kazanması ve kendinde bulmasıdır. Canlı türleri bu güç sayesinde diğer türlere karşı güçlü durumda bulunduklarından başarılı olarak türlerinin devamlılığını sağlarlar. Mutasyonda ise organizmada meydan gelen değişimlerdir. Mutasyon evrimin ön şartı olarak kabul görürken devamlılığında bir özelliğidir.
*** Kitaba gelecek olursak Evrim teorisinin uzun yıllardır tartışılan temel problematiklerinden biri olan insan ve maymunun aynı atadan geldiği savına karşılık Morris bunu bir tık yukarıya çıkararak doğrudan doğruya evrimsel süreçte maymunun insan olduğu kanısına yer vermiştir.
**** Birçok ilginç noktaya değinmiş olmakla birlikte kitabı 8 bölüme ayıran yazar insanın Homo sapiens olmaktan ziyade çıplak maymun olarak tasvir etmiştir. İlk İlkel kabileden günümüze insan davranışları, yemek alışkanlıkları, toplumsal düzen, barınma gibi temel benzerliklere dikkat çekmiştir.
* Türk edebiyatının en iyi şairlerinden kabul edilen Oktay Rıfat şair kimliğinin yanında oldukça iyi romanlarda yazmıştır. Bir kadının penceresinden adlı romanı, yazmış olduğu ilk romandır. Sade ve basit bir konuyu derinlemesine ve yoğun bir şekilde işleyen ve mikro açıdan günümüz dünyasının evlilik hayatı makro açıdan az gelişmiş toplumların yaşam biçimlerini masaya yatırmıştır.
** Türkiye'nin 1975 yılında zamanın İstanbul'unda Filiz mutsuz bir evlilik hayatı geçirmektedir. Filiz eğitimi pek iyi olmayan ve çevresindeki insanlarla aynı duygulara, düşüncelere sahip olmayan biridir. Eşi Bedri ise yarı aydın, yarı solcu geçinen ve kibirli, eşine karşı sevgisiz, değer vermeyen, aşktan yoksun bir tavır içindedir.
*** Filiz ise böylesine bir atmosferde Bedri'nin gazetesinde çalışan üniversite öğrencisi solcu Selim ile aralarında bir yakınlaşma meydana gelir. Hayattan bezmiş, öfkeli, ezilmişlik duygusu içinde olan Filiz için bu adeta bir hayat ışığı olur. Mutlu, aşkla dolu, yaşama sevincini tekrar kazanmıştır. Selim artık Bedri'nin evde olmadığı zamanlarda bile gelmeye başlamış içten ve duygusal bir basamakta kendilerini bulmuşlardır.
**** Söylenecek şey ise kocasını aldatan ve yasak bir aşkın tohumunu atan Filiz mi yoksa eşine karşı ilgisiz, sürekli onu aşağılayan, sevgisiz, aşktan yoksun Bedri mi suçlu?
***** Azgelişmelik ekseninde yaşadığı toplumun bir panaromasını sunan yazar arka planda sağ-sol çatışmalarını, evlilik hayatı, yasak ilişki, toplumun dalkavuk ve sahte aydınlarını anlatır. Türk edebiyatının nadide eserlerinden olduğu kanaatindeyim. Mutlaka okuyun....
* Et yemenin tarihsel serüveni ile baş başayız. Carol Adams et yemenin kültürel formasyonundan, ataerkil yapısı, erkekliğin dünyasına ait kodlarıyla, et yemenin hayvana eziyet, işkence türü olarak bir yaklaşım sergileme yoluna gitmiştir.
** Öncelikle bir konuyu açıklığa kavuşturmak gerek. Vejeteryan beslenme nedir, yarar ve zararları nelerdir?
* Osmanlı'nın son dönemlerinden itibaren başlayan süreçte içinde bulunduğu kötü durumdan kurtarmaya çalışan kurucu iktidarın oynadığı rol ve Osmanlı' nın külleri üzerine yükselen yeni bir devlet ve sonraki süreçte ise devralınan miras, Osmanlı'nın reddi üzerine şekillenen bakış....
** Cumhuriyet dönemiyle ile başlayan farklı zihniyet, toplumun her kesiminde etkisini göstermeye başlar. Yeni kurulan devlet, modern ve çağdaş bir yapıya kavuşmak isterken önünde hem umduğu hemde ummadığı zorluklarla karşılaşmıştır.
*** Devrim niteliğindeki kararlarda öncelikli merci Atatürk'ün kendisi olmuştur. Kitaba göre Atatürk hem aldığı kararların uygulanması, muhalif sesleri bastırma, kendi iktidarını güçlendirme adına birçok karar ve tasfiye olmuştur.
**** Osmanlı'nın son dönemlerinden 90'lı yıllara kadar ki siyasi, ekonomik, kültürel değişim dönemini büyük bir açıklıkla anlatmıştır. Kült eserlerden olan kitabın okunması gerektiği kanaatindeyim.
* Rus yazar Nabokov'un İngilizce olarak kaleme aldığı ilk eserdir. Kitap girift, yoğun ve çok katmanlı yapısıyla oldukça yoran bir eser. Kitabın yoruyor olması elbette kitabın okunmasını zorlaştırırken, diğer yandan karakterler, ruh çözümlemeleri oldukça başarılı.
** Hayal üstüne kurulmuş bir yazar ve yalnızlık, ruhsal bunalımları içten içe
* Yarının tarihi çevirmen Ahmet Cemal tarafından Zweig'in derlenen denemelerinden oluşmaktadır. Zweig'in bir misyon ve görev olarak kendine biçtiği rol hümanizm sözcülüğü ekseninde ırk, din, dil ayrımı yapmadan bir insanlık tarihi çizmek ve uyarısını tekrarlamak.
** Denemelerin temelinde 20.yy başı ile beraber ulusların girdiği savaş çıkmazı ve
* Ramond Chandler'in ilk romanı olma özelliği taşıyan kitap, Amerikan edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. En sevdiğim yönetmenlerin başında gelen Alfred Hitchock'un birçok filminin senaristliğini yapmış olmasından dolayı büyük bir hevesle alıp okudum...
** Kitabın ana karakteri özel dedektif Philip Marlowe bölge
* Homo erectustan, Homo sapiensten günümüze uzanan oldukça akıcı, doyurucu bilgileri, yalın ve sade anlatımıyla tarihsel bir ansiklopedi. Nerden geldik ve nereye gidiyoruzun tam bir versiyonu... İlkel kabile hayatından, Dinler tarihine, orta çağ avrupasına, yeni ve eski dünyanın çarpışması, dünya savaşlarına ve yıkıcı etkilerine, savaş sonrası
* Kendisi bir nörolog olan yazar kendi hastalarının başından geçmiş olan nörolojik, trajik bir o kadar vahim olan vakalar üzerinde durmuştur. Toplamda 24 hikayeden oluşan bu vakalar, hikayeden çok 24 yaşamdan oluşur.
** Kitap oldukça fazla tıbbi ve psikolojik terim içermekte birlikte anlatılan her vaka oldukça etkileyici ve iz bırakacak cinsten. Kitapla aynı adı taşıyan "Karısını şapka sanan adam" adlı vakada Dr.P bir okulda müzik öğretmeni olarak çalışan tanınan bir müzisyendir. Görme ve nesneleri tanımlamada oldukça büyük sorunlar yaşıyordu. Muayene bitmiş ve Dr. P. eline şakasına attı ve şapka yerine karısının kafasını tuttu. Karısının başını şapka ile karıştırmıştı...
*** Çıktığımız bu zihinsel yolculukta Sack aslında insan doğası ve işleyişinin ne denli mükemmel, kusursuz işleyişini vakalar üzerinden gözler önüne serer. Nörolojik ve psikolojik bir bozukluk bizim ne hale geleceğimizi, çaresiz kalacağımızı açıklamaktadır. İnsan bir şeyi kaybettiği zaman değerini anlar o zamanda iş işten geçmiş olur. Pablo Neruda deyişiyle "insan ulaşamadığı herşeyin delisi, ulaştığı herşeyin nankörüdür"
**** Okuduğum bu 24 vakayla birlikte bir kez daha insan zihin ve beyninin ne denli önemli aynı zamanda nasıl büyük bir hazineye, diğer yandan esrarengiz bir yapıya sahip olduğunu bir kez daha öğrenmiş oldum. Psikiloji ve nöroloji yolculuğunda duraksız bir yol... Mutlaka okuyun...
* Resmi tarih yazıcılığını ve totaliter yapıyı masaya yatıran, Türk edebiyatının kalender, usta kalemi Kafka'nın sözüne atfen Vassaf kitapları donmuş denize inen bir balta misalidir. Uykunuzdan uyandırır ve şuur kazandırır. Her kitabı ayrı bir dünya, ayrı bir penceredir.
** Kitabın başından itibaren zihinsel ve tarihsel bir savaşa, ön yargıları
