Mülksüzler; yaşadıkları yer olan Annares sakinleri ne bir şeye sahipler, ne de sahipleri vardır. Emir almıyorlar ve vermiyorlar her iki anlamda özgür bir hayat sürmektedirler. Genel itibariyle bir zıtlık ve karşıtlık bulunmaktadır. Bu zıtlıkların başında Annares ve Urras geliyor. Annares, anarşişt bir tutum yani devlet ve sistemin reddi üzerine kurulmuşken, Urras devletçi, yönetimci ve hiyerarşik bir yapılanma bulunmaktadır. Baş karakter olan Shevek eski dünyaya giderek, bu dünyayı anlamaya eleştirmeye ve tanımaya çalışıyor. Bir fizikçi gelgitli bir hayatı var.
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,4bin okunma
Hiçliğin bir karakteri Watt... Ne gülüyor, ne eğleniyor anlamsız bir hayatın içinde debeleniyor. Olay örgüsü yok, kahraman pek yok... Her şeye kendisi bir ad verme ve anlamlandırma peşinde, her yeri akıl yürütmelerle dolu ilginç bir karakter. İnsan zihnini bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor her türden okuyucunun okuyamayacağı ve Kafka, Proust, Joyce gibi ilk bakışta kendini ele vermeyen metinlerden başka bir tane daha... Karanlık ve elzem bir yapıt...
Bilinmeyen bir dilde yazılmış bir öykü ve sayfalar çevrildikçe yeni sayfalar eklenir. Bu aslında bir metafordur. Bilimin, edebiyatın, sanatın metaforudur. Hiç bitmeyen, tükenmeyen merak, açlık ve sonsuzluk aşkıdır.
Kum KitabıJorge Luis Borges · İletişim Yayınevi · 20181,643 okunma
Sokak köpeği şarik, bir bilim insanı olan profesör filipoviç tarafından er bezleri ve hipofiz bezini bir suçlununkilerle değişimini anlatır. Olay aslında burjuva değerleri üstünde yeni bir Sovyet insanı yaratma çabasıdır.
Köpek KalbiMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201918,8bin okunma
Anadolu'nun topraklarını karış karış gezen ve içindeki akınları savaşları anlatan bir başyapıt. Kitabı okurken o tarihte yaşamış ve o kervana katılmış savaşmış gibi hissediyorsunuz. Askerlerin denizi görmesiyle '' Thalatta, thalatta'' diye bağırmaları ve Ksenophon büyük içtenlikle rüyalarını bile anlatır. Coğrafya ve etnografya bilgilerinide içerir. Kitabın büyük bölümü vatana geri dönüşü barbar akınlarını ve sıla hasreti işlenir.
AnabasisKsenophon · İş Bankası Kültür Yayınları · 2015896 okunma
Gerçek şu ki, insan hastalığının bir kısmını kendi içinde taşıyor ben bunu görülmez bir adam olarak yapıyorum diyordu. İsmi ve yaşamı olmayan adam. Bir başkaldırı bir direniş öyküsü bu... Beyazın siyaha olan sömürünün, haksızlığın, eşitsizliğin davası... Ne ismi ne de toplumsal katmanda bir yeri olanın macerası... Kendi verdikleri mücadelede bir hayat değil, bir örgütlenme biçimi değil sorgusuz sualsiz robot yaratmaya çalışan ve buna karşı çalışan bir anonaymus'un tabi ve içten gelen dalgası...
Türklerin tarih sahnesine çıkışı, Hunlar ve Osmanlı dönemine kadarki dönemden 2000 li yıllara kadarki dönemleri çok yalın bir dille anlatılmış. Fazlasıyla Atatürkçü bir düşünce etrafında incelemesi, kitabın tek yönlü bakılmasından kaynaklı bir problem üretmiştir.
Kısa Türkiye TarihiSina Akşin · İş Bankası Kültür Yayınları · 2007833 okunma
1930'ların Amerika'sı... 1929 krizi sonrası işsizlik ve ekonomik bunalım dönemleri sonrası yasaklanan dans maratonları ve dansın ahlakın çöküşün sebebiyet verdiğini düşünen kesimler arasındaki mücadele, aynı zamanda dansla hayata tutunmaya çalışan bireyler, çoğunluğun farkına varmadığı şiddet gösterileri ekseninde heyecan verici bir dans şöleni...
Savaşın çirkin yüzünü ortaya çıkaran, savaşın acımasızlığı ve bir asılmanın romanı, kitapta yer yer bilgelik, erdem ve din - ateizm tartışmaları bulunmaktadır. Özellikle kitabın son sayfası bir başyapıt niteliğindedir. Kitabın son sayfası kitabı bütünüyle açıklamaktadır.
Toplumda insan, hem yürürlükteki yasa ve gelenek ölçülerinin, hem korkularıyla yoksunluklarının gözlaltındadır. Üstelik zaman zaman tek tek insanları hiçe sayan, insanlık ve düzen adına yapıldığı halde insancıl değerleri silip götüren karışımlar vardır. 60 sonrası toplumsal bunalımını, yer yer otobiyografik özelikler taşıyan roman aynı zamanda 1973 Orhan Kemal ödülünü almıştır. '' Nihayet sakladığım en büyük sırrı çözmüşlerdi. Ben aslında ipek böceğini kozasının içindeyken öldürmüştüm. Başka türlü kumaş dokunamıyordu ne yapayım''...
Büyük GözaltıÇetin Altan · İnkılap Kitabevi · 1999236 okunma
Marx, Weber, Durkheim'in sosyolojik düşünceleriyle ve özellikle Marx'ın görüşleri ile diğer iki düşünürün görüşleri arasındaki bazı temel farklılıklar inceleniyor. Sosyolojinin başat konumundaki üç düşünür etkilediledikleri alan vesilesiyle ve Marksist teori ile burjuva sosyolojisi arasındaki ayrımı anlamak açısından çok önemli bir fikirler içermektedir.
Küçük öykülerden oluşan kitap Anadolu 'nun, toprağın, yaşamın kokusunu içinde barındırır. İçinde yaşadığı toplumu çok iyi gözlemleyen Sait faik umutla bir yaşama sevinci içindedir Cahit ırgat, Sait faik için 'Toprak kokan, deniz kokan, içi yıldız dolu bir insan. Sevdiği dosta, uçan kuşa, havaya, suya, toprağa, her şeye bağlı bir insan... Yaşamak ne düzel derdi sık sık demiştir.
ŞahmerdanSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20131,825 okunma
Dönem itibariyle toplumsal yapıyı derinden sarsan, en çok etkileyen ve toplumsal değişim ve dönüşüme neden olan sanayi devrimi hem makro düzeyde, hem de mikro düzeyde büyük tarihi sarsantılara neden olmuştur. Köyden kente göçler, büyük işçi sınıfının doğuşu hem de meydana getirdiği buhranlarla toplumsal problemlere çözüm amacıyla sosyoloji bilimini meydana getirmiştir. İşte freyer sanayi çağının önemini, öncesi ve sonrasını titiz bir çalışma ile gözler önüne sermektedir.
Sanayi ÇağıHans Freyer · Doğu Batı Yayınları · 2018121 okunma
Kitap genel itibariyle Kürtler ve Osmanlı ilişkileri ve Türkiye kuruluşundan sonraki dönemde olan ilişkileri ve milliyetçilik ekseninde incelenmiş. Söylemekte yarar var 'Kültürel milliyetçilik' ve 'vatandaşlığa dayalı milliyetçilik gibi kavramların arkasına saklanarak yapılan uygulamalar görülmemiş. Yazar daha çok bu uygulamaları olağan ve normal olarak görmüş. Eleşirilmesi gereken diğer nokta Cumhuriyet döneminde görülen Kürtleri kaba, eşkiyalık yapan anlayışla görmesi ve ıslah edilmesi gereken, aynı zamanda dönemin sosyolojisini, sosyo ekonomik gerçeklik göz ardı edilmiş. Daha çok yapılanları bir zorunluluk ve meşrulaştırma ekseninde görmüştür.
Kitap çok iyi olmakla birlikte bilinç akışı tekniğinden dolayı ağır ilerliyor. Aynı zamanda DALLOWAY biraz geri planda kalmış, daha çok olay çevresindeki karakterlerden oluşmaktadır. Yer yer erkek ve kadının İngiliz toplumunda ki yeri ve burjuva alışkanlıkları, ölüm ve yaşam üzerine, yer yer bana Albert Camus'u hatırlatan varoluşsal özeliklere rastladım. Kitap hakkında en güzel betimlemeyş giriş sayfasında yazarın kendisi açıklamıştır '' Yaşamı ve ölümü vermek istiyorum, sağlığı ve çılgınlığı; toplum düzenini eleştirmek istiyorum, işler halinde, en yoğun biçiminde."
