Tanrı günü vermiş, gücü de vermişti. Gün de, güç de çalışmaya verilmiş, ödülü de yine çalışmadaydı.
.
.
.
.
Ama çalışma kimin içindi? Çalışmanın meyveleri nasıl olacaktı? Bu düşünceler ilgisiz ve önemsiz düşüncelerdi.
Bize bir şey yapmadılar, sadece büsbütün bir hiçliğin içine bıraktılar. Çünkü bilindiği üzere dünya da hiçbir şey hiçlik kadar böylesi bir baskıyı insan ruhuna uygulayamaz.